Başbakan Yıldırım ilk kez Kılıçdaroğlu'na sert çıktı
Başbakan olarak atandığı günden bu yana Kılıçdaroğlu ile hep iyi geçinmeye çalışan Binali Yıldırım, bugün ilk kez sert çıkarak, Lozan tartışmasını uzatmamasını istedi
Başbakan Binali Yıldırım, "Lozan'ı ortaya koyup, Lozan üzerinden
siyaset yapmak Sayın Kılıçdaroğlu'na bir şey kazandırmaz. O
defterler açılınca üzüleceği çok şeyi göreceksiniz.
Fevkalede ayrıştırıcı bir dil kullandı, bunu da doğrusu tasvip
etmek mümkün değil." dedi.
Yıldırım, TBMM'nin 26. Dönem 2. Yasama Yılı dolayısıyla Meclis
Başkanı İsmail Kahraman'ın verdiği açılış resepsiyonunda
gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Olağanüstü hal uygulamasının uzatılıp uzatılmayacağına yönelik soru
üzerine Yıldırım, "Olağanüstü hal vatandaşa değil, olağanüstü hal
Meclis'e ve hükümete, vatandaşa her şey olağan." değerlendirmesinde
bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Milli Güvenlik
Kurulu toplantısında OHAL uygulamasının 3 ay daha uzatılması
tavsiye kararı alındığını anımsatan Yıldırım, pazartesi günü
Bakanlar Kurulunun Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında
yapılacağını, kararın burada görüşüleceğini ve hükümet olarak
Meclis'e OHAL'in uzatılması için talepte bulunacaklarını
söyledi.
Mevcut OHAL kararının bitmesini beklemeye gerek olmadığını ifade
eden Yıldırım, "Karar günü gelmeden Meclis'e gelecek ki vakti
geçmeden gerekli çalışmalar yapılsın." diye konuştu.
Yıldırım, OHAL uygulamasının 12 ay olabileceği iddialarına ilişkin,
"OHAL'in 3 ay uzatılması yönünde tavsiye kararı var, bunun dışında
başka bir konu gündemimizde değil." ifadesini kullandı.
Yeni bir darbe kalkışması iddiaları üzerine de Yıldırım, "Yeni bir
kalkışma olur, bu gece olacak, yarın gelecekler...' Bunlar toplumda
tedirginlik oluşturmaya yönelik arkasında FETÖ ekibinin olduğu
tezviratlardır. Bunu yapmak suretiyle insanları huzursuz ve
tedirgin etmeyi, toplumsal huzuru, barışı bozmayı hedefliyorlar.
Bunların itibara alınmaması lazım. Hükümetimiz, kurumlarımız
gerekli tedbirleri alıyor, böyle bir çılgınlık yapmaya
kalktıklarında bu sefer 15 Temmuz'dan daha ağır fatura öderler."
şeklinde konuştu.
Başbakan Yıldırım, siyasi parti liderleriyle de ihtiyaç
duyulduğunda her zaman görüşebileceğini vurgulayarak, "Konular,
sorunlar görüşerek çözülür. İnsanlar konuşarak anlaşır, diğer
mahluklar da koklaşarak anlaşır. Onun için görüşürüz, anlaştığımız
konular olur, anlaşamayacağımız konular olur ama bir şeyi
unutmayacağız; milletin ali menfaati mevzu olduğunda ayrışmalar,
anlaşmazlıklar teferruattır." değerlendirmesinde bulundu.
Bir gazetecinin seçimlerin tarihinin değişmesi konusunda anayasa
değişikliği çalışmasının olup olmadığı sorusuna Yıldırım, "Küçük
anayasa değişikliği konusu için 3 partiden görevlendirme yapıldı.
Çok titiz çalışma yapıldı, bu konu da gündeme geldi, görüşüldü ama
henüz o madde bir sonuca bağlanmadı. Önümüzdeki günlerde parti
genel başkanlarıyla görüşme olunca bu konu da dahil bütün
anlaşılan, anlaşılması ihtimal dahilindeki maddeleri ele alacağız,
gerekli adımları atacağız." yanıtını verdi.
Lozan Anlaşması'na yönelik tartışmaların hatırlatılarak CHP Genel
Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun eleştirilerinin anımsatılması
üzerine Yıldırım, şöyle konuştu:
"Türkiye Cumhuriyeti hem Osmanlı hem de Cumhuriyet döneminde
başarılarla dolu bir devlettir. Sevr mi, Lozan mı karşılaştırmaları
anlamsızdır. Bu millet Sevr'i asla kabul etmemiştir, Sevr yürürlüğe
girmeyen bir anlaşmadır. Sevr yürürlüğe girmiş olsaydı bugün
Türkiye Cumhuriyeti diye bir devlet yoktu, parselleyip
bölüşmüşlerdi. Lozan'dan önce Türk milletinin İstiklal Harbi'nde
ortaya koyduğu kahramanlığı görmek lazım. Bir sözümüz var 'cephede
kazanırız, masada kaybederiz.' Lozan görüşmelerinin ilk etabında
heyetimizin geri döndüğünü biliyoruz. Sonra tekrar müzakereler
yapılmış ve bir noktaya gelinmiş.
'Lozan zafer mi, hezimet mi?' bu tartışma tarihçiler arasında o
günden bugüne devam ediyor. Hatta o dönemde Meclis görüşmelerini
açıp bakarsanız, Gazi Mustafa Kemal'in Lozan'da gelinen noktayı
beğenmediği, mutlu olmadığını ifade ettiği sözleri göreceksiniz.
Örnek mi istiyorsunuz Musul, Kerkük Misak-ı Milli sınırlarındayken
Lozan'da dışarıda kalmıştır. Boğazların özel bir idare tarafından
yönetilmesine razı olunmuştur. Hatay topraklarımızın dışında
kalmış, daha sonra 1939'da Anadolu topraklarına dahil edilmiştir.
Boğazlar 1936 Montrö Anlaşmasıyla ancak Türkiye Cumhuriyeti'nin
kontrolüne geçmiştir. Lozan imzalandığında Samsun, Antalya
limanlarının yönetimi bile bize bırakılmamıştır. 1926'da
çıkardığımız Kabotaj Kanunu ile limanlarımızı da kendi
hükümranlığımız, yetkilerimizi elde ettik."
Başbakan Yıldırım, Kılıçdaroğlu'nun konuya ilişkin sözlerinde
ayrıştırıcı bir dil kullandığını vurgulayarak, "Lozan'ı ortaya
koyup, Lozan üzerinden siyaset yapmak Sayın Kılıçdaroğlu'na bir şey
kazandırmaz. O defterler açılınca üzüleceği çok şeyi göreceksiniz.
Fevkalede ayrıştırıcı bir dil kullandı, bunu da doğrusu tasvip
etmek mümkün değil." dedi.
Kılıçdaroğlu'nun "biz ve onlar" ayrımı yapmasının fevkalede yanlış
ve mahsurlu olduğunu dile getiren Yıldırım, "Yenikapı ruhunun
artarak devam etmesi bugün milletimizin ve ülkemizin en fazla
muhtaç duyduğu şeydir. Doğu ve Güneydoğu'da yurdumuzun her
köşesinde bölücü terör örgütüyle mücadele ediyoruz. FETÖ küresel
terör örgütüyle amansız mücadele ediyoruz, diğer yandan DEAŞ,
PYD/YPG örgütleriyle mücadele ediyoruz. Bu kadar mücadele
içerisinde siyasette bu ve buna benzer aykırı çıkışlar bu
mücadeleye katkı sağlamaz. Ülkenin ve milletin selameti için siyasi
parti liderlerimizin çok daha birleştirici, uzlaştırıcı bir dil
kullanmalarını doğrusu önemsiyoruz." diye konuştu.
Başbakan Yıldırım, Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras'ın da Lozan
Anlaşması tartışmaları üzerine kullandığı ifadeleri "O da
fırsatçılık yapmış." sözleriyle değerlendirdi.
Yıldırım, kabine revizyonu iddialarını da yalanladı.
Bir soru üzerine Yıldırım, FETÖ'ye ilişkin olarak sürekli yeni
belgeler, bilgiler geldiğini ve bunların ABD'li muhattaplara
gönderildiğini belirterek, "FETÖ örgütü küresel, kapalı, kayıt dışı
bir örgüt. Bunlarla mücadelede de bir o kadar zorluklar var.
ABD'deki muhattaplarıyla İçişleri, Adalet bakanları sürekli
temasta. Ellerinden gelen bütün gayretleri gösteriyorlar." şeklinde
konuştu.
Yıldırım, bir gazetecinin sorusu üzerine de Cumhurbaşkanı
Erdoğan'ın yeni yasama yılı açılışında yaptığı konuşmada Avrupa
Birliği ile vize anlaşmasının bu yıl yürürlüğe girmesi gerektiğini
hatırlattığını belirterek, "AB'ye verdikleri sözlerin, taahhütlerin
arkasında durmasını söyledi. Gayet açık bir beyanat. Gelişmeleri
görelim ne gerekiyorsa bizde onu yaparız." değerlendirmesinde
bulundu.
YUSUF
Haberlerinizi mümkün olduğunca takip ediyoruz. Bu ve benzer haberlerde emeği geçenlere teşekkür ediyoruz. Sitemizi incelemek ister misiniz? Katkınız için teşekkürler www.mersin.ilahi-grubu.net
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar