Başbakan Binali Yıldırım, FETÖ soruşturmalarına yönelik sert
eleştirilerine tepki gösterdiği CHP Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu'nu eleştirdi. Başbakan Yıldırım, Kılıçdaroğlu'nun
darbecileri sahiplendiğini belirterek, "Şimdi darbecilere cesaret
vermenin, onlara avukatlık yapmanın sırası mı?" diye
sordu.
Başbakan Yıldırım, Dokuz Eylül Üniversitesinin (DEÜ) akademik yılı
açılış törenine katıldı.
İzmir için çok şey ifade eden 9 Eylül tarihinin kentin düşman
işgalinden kurtuluş günü olduğunu, ancak anlamının bununla
sınırlandırılamayacağını dile getiren Yıldırım, 9 Eylül'ün aynı
zamanda Türkiye'nin Kurtuluş Savaşı'nın zaferle sonuçlandırdığı ve
bütün dünyaya yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun ilan
edildiği gün olduğunu vurguladı. Yıldırım, "Dolayısıyla 9 Eylül, bu
ulusun ecdattan devraldığı topraklarda yeni bir dönemi başlattığı
günün adıdır." diye konuştu.
DEÜ'nün Türkiye'nin önemli üniversitelerinden biri olduğunu dile
getiren Yıldırım, buranın 80 bini bulan öğrenci sayısıyla adeta
kendi başına bir şehir haline geldiğini, burada bulunmaktan
mutluluk ve heyecan duyduğunu kaydetti.
Yıldırım, DEÜ'nün 1982'de kurulduğunu, mezun olduğu İstanbul Teknik
Üniversitesinin kuruluşunun 1773'e dayandığını hatırlatarak,
DEÜ'nün kısa tarihine rağmen çok büyük mesafe aldığını söyledi.
Bütün bu süre içinde görev yapan tüm rektörlere teşekkür eden
Yıldırım, "Bugün Rektörümüz ilk umuma açık konuşmasını yaptı gayet
de güzel ve kapsamlı, etrafını cami ayarını mani dediğimiz, gençler
bilir mi bilmem ama kapsamlı kucaklayıcı bir konuşma yaptı."
dedi.
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz'ın eğitimle ilgili rakamlar
verdiğini belirten Yıldırım, şöyle konuştu:
"Son 14 senede Türkiye'de AK Parti hükümetlerinin eğitme ne kadar
önem verdiğini, ne kadar yatırım yaptığını anlattı. Ben bunlara
girmek istemiyorum. Sadece şunu söylemekte fayda var. Eğitim
bütçesini geçtiğimiz 14 yıl içinde 10 kat attırdık. 2003'te Milli
Savunma liste başında yer alıyordu, şimdi Milli Eğitim bütçesi
liste başında yer alıyor. Bu demektir ki geleceğe yatırım, tanka,
topa, tüfeğe yatırımdan çok daha öncelikli, çok daha önemli. Taşa,
toprağa yapılan yatırımdan çok daha önemli. Çünkü inşaat
yaparsınız, bina yaparsınız, fabrika yaparsınız, bunların bir ömrü
var. 50 sene bilemediniz 100 sene. Ama eğitime yapılacak yatırım
nesilden nesile devam edecek. Eğitim olmadıkça hiçbir şey olmaz.
Kavgalar, gürültüler, terör, huzursuzlukların kaynağında eğitim
yetersizliği var. İnsanların zehirli fikirlerle maalesef
yönlendirilmesi var. 15 Temmuz'da yaşadığımız FETÖ küresel terör
tehdidi, alçak darbe girişiminin arkasında da bu var.
Yıldırım, insanların duygularını, düşüncelerini, kutsallarını
istismar ederek, kullanarak, sömürerek insanlığın başına bela
olacak bir terör örgütünün ortaya çıktığını belirterek, "Yıllar
sürdü bu, birden bire olmadı. Peki nasıl bu hale geldi? Çünkü ortak
değerlerimizi kullandılar. 'Ne var işte iyilik yapıyoruz, yok
şunlara yardım ediyoruz, himmet topluyoruz, Afrika'da orada burada
memleketin değişik noktalarında ihtiyaç sahiplerine yardım
ediyoruz' diye insanlarımızın hepimizin hassas olduğu
yardımseverlik duygularını sömürerek... Maalesef işin sonunda
amacın bu olmadığını, amacın hak etmeden, ter dökmeden milletten
destek istemeden milletin silahıyla, uçağıyla, topuyla, tankıyla,
helikopteriyle yine milletin evlatlarının üzerine kurşun yağdırarak
devleti ele geçirmeye çalıştılar, onu yaşadık." ifadelerini
kullandı.
"11 YAŞINDAKİ ÇOCUĞUN MUHAKEMESİ ONLARDA YOK"
"O gece olay olduğu anda, İstanbul'da eve yeni gelmiştim. Şaka mı
diye sordum" ifadesini kullanan Yıldırım, torununun telaşla "Dede,
bu askerler bizim değil mi neden insanları öldürüyorlar" diye
sorduğunu anlattı. Yıldırım, "11 yaşındaki bir çocuğun muhakemesi
maalesef bu alçak terör örgütünün asker üniforması giymiş o
alçaklarda bile yok." değerlendirmesinde bulundu.
Yıldırım, milletin varını yoğunu vererek, ülke dosta düşmana karşı
güçlü, tehditlere karşı hazır olsun diye aldığı silahın, uçağın
onursuz ve acımasız şekilde milletin üzerine sürüldüğünü, milletin
de gereğini yaptığını belirterek, "15 Temmuz'da da bu millet
kalbindeki, gönlündeki, düşüncesini, fikrini, siyasetini, görüşünü
bir kenara bırakarak ay yıldızlı bayrağı alarak sokağa düştü,
meydanlara toplandı. Çünkü mesele memleket meselesidir, siyasetin
önemi yok. Memleket meselesi konu olunca her şey teferruat olur.
Bir kez daha bu büyük millet, Türk milleti ne kadar asil olduğunu,
ne kadar bağımsızlığına düşkün olduğunu, büyük Atatürk'ün,
'Bağımsızlık benim karekterim' dediği bu millet kendine yakışanı
yaptı, bu alçaklara unutamayacakları bir ders verdi." diye konuştu.
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar