Başbakan Yıldırım, büyükelçilere hitap etti

- Yıldırım: (3) - "(Kıbrıs müzakereleri) Birtakım alınan mesafeler, anlaşılan konular var ama tabii Türkiye'yi ilgilendiren tarafı da var bu işin. Adada adil, eşit bir yönetişim sistemi garanti altına alınmalıdır. Sadece toplumların birbirine güvenleri yetmez. Geçmiş dönemlerde yaşanan acı tecrübelerin ışığında her şeyin teminat altına alınması lazım" - "Buradaki görüşmelerin, adil ve kalıcı bir barışı birlikte iki federasyonlu bir devletin dönüşümlü başkanlığı da oluşturacak şekilde tesis ederek sürdürülmesi en büyük dileğimizdir" - "İnsanların, hizmetlerin, sermayenin serbest dolaşımının mutlaka Türkiye'ye de sağlanması lazım. Yani AB'ye girişin bir provasını Kıbrıs'ta başlatabiliriz. Bu, yeterince güvenceyi de bir anlamda sağlamış olur. Bütün bunlar konuşulacak, görüşülecek ve ümit ederiz ki güzel bir sonuç ortaya çıkar"

Google Haberlere Abone ol
Başbakan Yıldırım, büyükelçilere hitap etti

ANKARA (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ile Kıbrıs Rum Kesimi arasındaki görüşmelere ilişkin, "Birtakım alınan mesafeler, anlaşılan konular var ama tabii Türkiye'yi ilgilendiren tarafı da var bu işin. Ada'da adil, eşit bir yönetişim sistemi garanti altına alınmalıdır. Sadece toplumların birbirine güvenleri yetmez. Geçmiş dönemlerde yaşanan acı tecrübelerin ışığında her şeyin teminat altına alınması lazım." dedi.

Yıldırım, 9. Büyükelçi̇ler Konferansı'na katılan büyükelçileri Çankaya Köşkü'nde kabul etti.

Burada yaptığı konuşmada, Irak'a yakın zamanda bir ziyaret gerçekleştirdiğini hatırlatan Yıldırım, orada yanlış anlaşılmaları ortadan kaldırmaya çalıştıklarını anlattı.

İsrail ile uzun zamandan beri devam eden sıkıntılar bulunduğunu, bu konuda da belli bir noktaya gelindiğini belirten Yıldırım, Rusya ile uçak kriziyle başlayan ilişkilerdeki bozulmanın ise tamamen ortadan kalktığını söyledi. Başbakan Yıldırım, bölgesel ve ekonomik iş birliği konusunda ciddi bir mesafe katedildiğini bildirdi.

Balkanların umudunun Türkiye olduğunu, bölgenin istikrarının güçlü Türkiye'den geçtiğini vurgulayan Yıldırım, Biz, hem bölgemizde güçlü olmaya devam edeceğiz hem ülkemizde güçlü olmaya devam edeceğiz ve böylece bölgesel ve küresel barışa da katkımızı sürdüreceğiz." diye konuştu.

KKTC ile Kıbrıs Rum kesimi arasında Cenevre'de süren görüşmelere de değinen Yıldırım, "Birtakım alınan mesafeler, anlaşılan konular var ama tabii Türkiye'yi ilgilendiren tarafı da var bu işin. Adada adil, eşit bir yönetişim sistemi garanti altına alınmalıdır. Sadece toplumların birbirine güvenleri yetmez. Geçmiş dönemlerde yaşanan acı tecrübelerin ışığında her şeyin teminat altına alınması lazım. Teminat da Türkiyedir, Türk tarafı için. Rum tarafı için de teminat Yunanistan'dır. O bakımdan buradaki görüşmelerin, adil ve kalıcı bir barışı birlikte iki federasyonlu bir devletin dönüşümlü başkanlığı da oluşturacak şekilde tesis ederek sürdürülmesi en büyük dileğimizdir. Bunun için katkı sağladık, sağlamaya da devam edeceğiz." diye konuştu.

- "2004'te Kıbrıs Türk tarafına kazık attılar"

AB'nin "geçen sefer olduğu gibi işin kenarında durmaması gerektiğini" dile getiren Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"2004'teki işte bize kazık attılar, daha doğrusu Kıbrıs Türk tarafına kazık attılar. 'Bu sefer aynı şeyi yapmayın' dedik. Eğer burada bir çözüm olacaksa Türk tarafı, Rum tarafı, Birliğin aynı anda üyesi olacaksa bu dörtlü özgürlükten taviz verilmemesi lazım. Ne yapıyorsunuz? Siz Kıbrıs Türk tarafını Avrupa Birliğine sokmuş oluyorsunuz. Peki ne olacak, Kıbrıs Türk tarafıyla Türkiye'nin ilişkileri nasıl olacak? Orada bir adaletsizlik olmaması lazım. Serbest dolaşım, insanların, hizmetlerin, sermayenin serbest dolaşımının mutlaka Türkiye'ye de sağlanması lazım. Yani AB'ye girişin bir provasını Kıbrıs'ta başlatabiliriz. Bu, yeterince güvenceyi de bir anlamda sağlamış olur. Bütün bunlar konuşulacak, görüşülecek ve ümit ederiz ki güzel bir sonuç ortaya çıkar."

- "Birer iş adamı gibi bulunduğunuz ülkede ziyaretler yapacaksınız"

Büyükelçilerin gittikleri bölgede kendilerini sadece diplomatik temsilci olarak görmemesini isteyen Yıldırım, "Bunun daha fazlasını yapmak durumundayız. Yapıyorsunuz. Siz, ülkemizin her bakımdan birer mümessilisiniz. Diplomatik alanda, siyasi alanda bizim gözümüz, kulağımız, mesajımızı ileteceksiniz. Sorunlarımız varsa çözüm yoluna gideceksiniz." dedi.

Başbakan Yıldırım, büyükelçilerin bulundukları ülkelerde karşılıklı ziyaretler organize etmesini isteyerek, "Ama bununla sınırlı değil. Ülkemizin daha iyi tanıtılması, ülkemize olacak yatırımların sağlanması için birer iş adamı gibi bulunduğunuz ülkede ziyaretler yapacaksınız. Oranın yatırımcılarına Türkiye'deki imkanları tanıtacaksınız. Türk yatırımcıların o bölgedeki verebilecekleri katkıyı, bütün bunları siz yapabilirsiniz." ifadelerini kullandı.

Yıldırım, son 15 yıla bakıldığında Türkiye'nin dünyadaki bütün ülkelerle bağlarının çok güçlendiğini belirterek, ülkenin bugün dünyada en fazla yere sefer yapan bir milli havayolu şirketine, Türk Hava Yollarına (THY) sahip olduğunu söyledi.

Türkiye'den dünya üzerindeki hemen her yere, 300'e yakın noktaya seferler yapılabildiğine işaret eden Yıldırım, Afrika ülkelerine önceleri Avrupa üzerinden gidilebildiğini, bugün ise Afrika'da 40'tan fazla noktaya doğrudan uçuş yapıldığını hatırlattı. Türkiye'nin bu bölgede 40'ın üzerinde büyükelçiliği bulunduğunu belirten Yıldırım, "Aynı şekilde Ortadoğu, Kafkaslar, Orta Asya çok önemli bölgesel stratejik projeleri gerçekleştiriyoruz. Bakın 2009'dan beri dünyada yaprak kımıldamıyor. Ekonomiler istendiği gibi büyümüyor. Büyüme var ama yeni istihdam oluşturacak oranda değil. Yüzde 1-2 büyümeyle istihdam olmaz. Mevcudu ancak korursunuz, koruyamazsınız bile. Onun için mutlaka ve mutlaka bölgesel işbirliklerini güçlendirmemiz lazım." değerlendirmesinde bulundu.

- "Bu bir 'hava olsun' diye yapılan proje değil"

Başbakan Yıldırım, Türkiye'nin gittikçe enerji, ulaşım ve iletişimin merkezi haline geldiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Onun için dünyanın en büyük havalimanını biz yapıyoruz. Bu bir 'hava olsun' diye yapılan proje değil. Bu, dünyanın geleceğinin, dünyadaki zenginliğin Batı'dan Doğu'ya doğru hareket etmesinin doğal bir sonucudur. 2003 yılında bizim transit yolcu sayımız sadece 1 milyondu, şu anda 40 milyona yaklaştı. Bu ne demektir? Artık Türkiye bir buluşma merkezi haline geliyor. İşte onun için 200 milyon yolcu kapasiteli dünyanın en büyük havalimanını yapıyoruz. Hangi şartlarda yapıyoruz? Küresel krize rağmen yapıyoruz."

Havalimanının birinci etabının yani 90 milyon yolcu kapasiteli kısmının gelecek yılın ilk yarısında açılacağını bildiren Yıldırım, "Bizim yeni İstanbul havalimanı, Berlin'deki havalimanının hikayesine benzemeyecek, benzemez. Bizim bir Keçiören metromuz vardı, 'Aşkımız hiç bitmesin, Keçiören metrosu olsun' diye aşıklara konu olmuştu, o bitti. Şimdi Berlin havalimanı için söylüyorlarmış, 'Aşkımız hiç bitmesin, Berlin havalimanı gibi olsun' diye. Neyse o onların işi, biz kendi işimize bakarız. İstiyorlarsa yardım, gider onu da yaparız. Bu kadar basit yani." ifadelerini kullandı.

(Sürecek)

Yorumlar