Başbakan Binali Yıldırım, Çözüm Süreci'nin yeniden başlaması
konusunda batıdan ve Türkiye içinden gelen çağrılara karşı çıkarak,
"Bölücülerle neyi konuşacağız" dedi. Konuşulması istenen
kişilerin ülkeyi bölmek istediklerini belirten Başbakan Yıldırım,
"Neyi konuşacağız. Ülkeyi bölmek istiyorlar. Bölücülerle neyi
konuşacağız. PKK'nın Kürtler diye bir meselesi yok. Kürtlerin PKK
diye bir sorunu var." diye konuştu.
İstanbul'da Şehir Buluşmaları toplantısında konuşan Başbakan
Yıldırım: “Biz hükümet olarak son 14 yılda ata yadigarı
eserlerimizi ihya etme konusunda başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak
üzere çok titiz çalışıyoruz. Onun için de özel düzenleme yaptık"
şeklinde konuştu.
Başbakan Binali Yıldırım, "Medeniyetimizin izlerini taşıyan büyük
şehirlerimize baktığımızda, İstanbul, Edirne, Bursa, Konya gibi
şehirlerimizde maalesef imar rantıyla geçmişin değerlerinin büyük
bir savaşım içinde olduğunu görüyoruz ama ne yazık ki geçmişimiz,
medeniyetimiz imar rantına her geçen gün yenik düşmekten
kurtulamıyor. Belediyelerimizin, üzülerek söylemek isterim ki,
meclislerinin gündemindeki dosyaların yüzde 85'i imar revizyonudur.
İmar revizyonu konusunda da mecliste hiç kavga, gürültü olduğuna
bugüne kadar şahit olmadım. Muhalefet-iktidar ayrımı hiç olmaz ve
şehri çirkinleştirmekte adeta yarış haline girerler." dedi.
Yıldırım, Sepetçiler Kasrı'nda Şehrin Mimarları Buluşması
etkinliğindeki konuşmasında, şehrin köken itibarıyla medeniyet
anlamına geldiğini, insanların şehirleri meydana getirdiğini,
şehirlerin insanların karakterini yansıttığı, duygu ve
düşüncelerine tercüman olduğunu dile getirerek, "Dolayısıyla kendi
elimizle medeniyetler inşa edebildiğimiz gibi kendi elimizle inşa
edilmiş medeniyetleri de yok edebiliyoruz." diye konuştu.
"Biz, dünyaya medeniyet nedir götürmüşüz, medeniyetleri
buluşturmuşuz, maneviyatla geleceği, atiyle maziyi birleştirmişiz."
diyen Yoldırım, "Asırlarca insanlığa barış, kardeşlik öğütlemiş ve
bu ortama hazırlamış ecdadın torunları olarak maalesef mazimizin
gereğini atimize taşımakta yeterince başarılı olamadık." dedi.
Yıldırım, Fatih Sultan Mehmet'in "Asıl marifetin halkın kalbini,
ruhunu, benliğini inşa edecek, insana huzur verecek şehirler imar
etmektir" sözlerine atıf yaparak, "Şehirler de binalar da
insanların karakterini ve ruh halini yansıtıyor. Eğer sorunlarını
aşmış, zihninizde meseleleri çözmüş bir toplumsanız, ona göre
şehirlerinizi de daha estetik, daha ruhu, kimliği olan binalardan
oluşturuyorsunuz. Maalesef elimizde imkan olsa da bu estetiği,
zarafeti, ruhu binalara veremiyoruz." diye konuştu.
BİNLERCE TARİHİ ESER İHYA EDİLDİ
Yıldırım, 14 yılda ata yadigarı eserleri ihya etme konusunda çok
titiz çalıştıklarını dile getirerek, "Onun için de özel düzenleme
yaptık. Alınan vergilerin bir kısmını o amaca yönelik kullanma
mecburiyeti getirdik. Bu şekilde 5 binin üzerinde tarihi eserimizi
yeniledik. Şimdi gittiğimiz yerlerde ziyaret edince şehrin bir
alameti olarak bunları görebiliyoruz." diye konuştu.
Başbakan Binali Yıldırım, birçok tarihi binanın etkin olarak
değerlendirilemediğinin altını çizerek, şunları kaydetti:
"Böyle bir toplumsal baskı var; ‘Vay efendim sen Haydarpaşa Garı'nı
filanca işe kullanacaklar.' Ya Haydarpaşa Garı her işine
kullanılır. Ne var bunda? Dışarıda duruyor güzel, biblo gibi.
İçeriye de kütüphane, kültür merkezi, galeri, her türlü sosyal
kültürel faaliyetin yapılabileceği şeyler yap. Orayı 24 saat yaşam
alanı haline getir. İnsanların gece gündüz gelip gideceği yer
olsun. Şimdi in cin top oynuyor. Kim bahsetse, ‘vay tarihi
Haydarpaşa Garına el sürdürtmeyiz.’ El sürdürtmeye sürdürtmeye bir
gün elden çıkacak haberleri yok. Taksim Atatürk Kültür Merkezi. Ya
onun ne özelliği var o binanın. Tamam Atatürk’ün ismini taşıyor.
Eyvallah. Ama çok daha güzel bir mimari yapı olabilir. 'Onu
kaldıralım. O alanı genişletelim.' diyoruz. Kimliği olan 4 köşe cam
giydirme bir bina yerine bizim kültürümüz tarihimizi, geçmişimizi
geleceğe taşıyan güzel bir bina yapalım. Bunda ne var? Bunun gibi
çok şeyler var."
ÜLKEYİ BÖLMEK İSTİYORLAR
Başbakan Yıldırım, hedef ve amaçlarının, terörü gündemin en alt
sıralarına indirmek olduğunu belirterek, "Bunun için gayret
gösteriyoruz. Bazıları, 'Efendim, oturun konuşun, niye böyle
konuşuyorsunuz' gibi laflar ediyor. Neyi konuşacağız arkadaşlar?
Adamlar bölmek istiyor memleketi, neyi konuşacağız? Bölücülerle
neyi konuşacağız? Türkiye Cumhuriyeti'nin ülkesiyle, milletiyle
bölünmez bütünlüğü dışında konuşacak hiçbir şey yok."
dedi.
ÇEVRE KONUSUNDAKİ TUZAKLAR
Çevre konusuna da değinen Yıldırım, sözlerine şöyle devam
etti: "Çevre konusunda bir tuzak var. Ona dikkatinizi çekmek
istiyorum. Her yapılan iş çevre hassasiyeti olarak görülmemelidir.
Gelişmiş ülkeler bazen bu çevre konusunu gelişmekte olan ülkelerin
önünü kesmek, hızını kesmek için de kullanıyorlar."
NÜKLEER GÜCE İHTİYAÇ VAR
Bazen çevre konusunun da ülkelerin rekabet kabiliyetini, rekabet
gücünü olumsuz yönde etkilemek için bir araç olarak kullanıldığına
dikkati çeken Yıldırım, sözlerini şöyle tamamladı:
"Buna karşı da dikkatli olmamız lazım. Tabii kendi elimizle
doğamızı, tarihimizi, kültürümüzü yok etmek buna asla ve asla
müsamaha gösteremeyiz, bu doğru bir şey değil. Bu konuda gerekli
bilinçlendirmeyi yapmamız lazım ama ülkemiz nükleer santral yapmalı
mıdır? Evet, yapmalıdır. Çünkü enerjide bizim arz güvenliği için
çeşitliliğe ihtiyacımız var. Bir tane değil, iki tane değil, üç
tane yapmamız lazım. En az 6 bin megavatlık nükleer gücümüz olması
lazım."
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar