Başbakan Binali Yıldırım, uzun zamandır özellikle bazı uluslararası
basın yayın kuruluşlarının, Türkiye'yi olduğundan farklı gösterme
gayreti içinde sürekli bir algı operasyonu yaptığını belirterek,
"Bu kara propagandanın kaynağı belli; kaynağı işte bu 15 Temmuz
alçak darbe girişimini yapan FETÖ terör örgütüdür. Bu, küresel bir
örgüttür. Bu örgüt, kapalı bir örgüttür, ilişkileri belirsizdir."
dedi.
HEYET İLE GÖRÜŞTÜ
Yıldırım, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Memur-Sen himayesinde 55
ülkeden gelen sendika konfederasyon heyetini, Dolmabahçe Çalışma
Ofisi'nde kabul etti.
Kabulde konuşan Yıldırım, Memur-Sen ve İslam Ülkeleri İstatistik,
Ekonomik, Sosyal Araştırma ve Eğitim Merkezi'nin (SESRIC)
İstanbul'da bir toplantı yaptıklarını ve ağırlıklı İslam ülkeleri
olmak üzere 58 ülkeden sendika ve emek örgütlerinin temsilcilerini
buluşturduklarını hatırlattı.
"Ben şunu merak ediyorum; siz memleketlerinizde, dışarıdayken
Türkiye nasıl gözüküyor? Türkiye'ye geldiğiniz zaman nasıl
gördünüz?" diye soran Yıldırım, bunun cevabının çok önemli olduğunu
söyledi.
"ALGI OPERAYONU VAR"
Başbakan Yıldırım, uzun bir süreden beri Türkiye'yi olduğundan
farklı gösterme gayreti, özellikle bazı uluslararası basın yayın
kuruluşları tarafından sürekli bir algı operasyonu yapıldığını
belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu algı operasyonunun amacı, 'Türkiye'de istikrar yok, Türkiye'de
savaş var, Türkiye'de hukuk yok, Türkiye'de her gün insanlar
ölüyor.' Öyle hiç de hak etmediğimiz, Türkiye'nin gerçekte hiç
böyle bir şeye muhatap olmaması gerekirken, ne yazık ki böyle bir
kara propaganda ile karşı karşıyayız. Bu kara propagandanın kaynağı
belli; kaynağı işte bu 15 Temmuz alçak darbe girişimini yapan FETÖ
terör örgütüdür. Bu, küresel bir örgüttür. Bu örgüt, kapalı bir
örgüttür, ilişkileri belirsizdir. Bunlar uzun yıllar maalesef
İslami değerleri kullanarak, istismar ederek, insanların temiz, has
duygularını alçak emelleri için acımasızca kullandılar ve yeterli
güce eriştiklerini düşündüğü anda da milletin iradesine el koymak
için, milletin vergisiyle aldığı tankları, topları, uçakları,
helikopterleri birliklerden çalarak, milletin üzerine kurşun
yağdırdılar, bomba yağdırdılar, insanları şehit ettiler,
yaraladılar.
Ama çok iyi hesap yaptılar, kendilerine göre işi çok iyi
kurguladılar. Onlar için bu darbe, yüzde 100 başarılı olacaktı.
Bütün hesaplar buna göre yapılmıştı. Tankın karşısına kim çıkacak,
uçaktan bomba atılınca buna kim karşılık verecek, helikopterler
tarayınca bunun önünde duracak var mı diye düşündüler ama bir şeyi
unuttular. Unuttukları şey; herkesin bir hesabı olur ama hesap
üzerinde bir hesap daha vardır o da Allah'ın hesabıdır. Onlar,
Hakk'ın gücünü halkın gücünü hesap etmediler. Halkın gücü tankın
gücünü yendi, 15 Temmuz'da olan budur."
"Yaptıkları işin hesabını verecekler"
"TÜRKİYEDE 3 BÜYÜK TERÖR ÖRGÜTÜ İLE MÜCADELE "
Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye'nin 3 büyük terör örgütüyle
mücadele ettiğini anlatarak, şöyle devam etti:
"Birisi bu alçak darbe girişimini yapan FETÖ terör örgütüdür. 15
Temmuz'da bunlar büyük bir darbe almıştır ama bu darbeye
kalkışanlar, onların arkasında olanlar o veya bu şekilde bu işin
içine dahil olanlar bugün hesabını veriyor. Türk adaleti, bunlara
gerekli hesabı sormaya başladı, sonuna kadar da soracak. Türkiye
bir hukuk devleti, hukuk devletinde intikamla hareket edilmez,
adaletle iş görülür. Bizim vatandaşlarımız bunlara çok kızgın, bir
an önce cezalarını en ağır şekilde çekmesini istiyorlar haklı
olarak ama biz diyoruz ki; adaletten ayrılmayız. Adalet işliyor,
bunlar da cezalarını çekecekler, yaptıkları işin hesabını
verecekler. Burada hiç bir tereddüt yok."
Aynı zamanda uzun yıllardan beri ülkenin birliğini, beraberliğini,
milletin kardeşliğini tehdit eden, bölücü terör örgütüyle de
mücadele ettiklerini anlatan Yıldırım, bu mücadelenin 80'li
yıllardan beri sürdüğünü hatırlattı.
Bölücü terör örgütü PKK'nın ilk günden silah kullandığını dile
getiren Yıldırım, Türkiye Cumhuriyeti'nin bu örgütle mücadelesini
sürdürdüğünü anlattı.
"İTİRAZ EDEN HERKESİ YOK ETTİLER"
Başbakan Binali Yıldırım, şunları kaydetti: "FETÖ terör örgütü
alçak ve sincice aynı tarihlerde işe başladılar ama 2013 yılına
kadar silah kullanmadılar. Ne yaptılar? Asker içerisine adamlarını
yerleştirdiler. Askeriyeye girişteki sınavları, soruları adamlarına
vermek suretiyle onların asker içerisinde güçlenmesini sağlayacak
yatırım yaptılar, insan yatırımı yaptılar. Bununla da yetinmediler,
belirli rütbelere gelenler, bu sefer terfi edecek, arkadan
gelenlere aynı şekilde farklı bir muamele yaparak, onları ön plana
çıkararak, daha vasıflı, daha çalışkan, rakip gördükleri bütün
insanları tasfiye ettiler. Bunu sadece askeriyede yapmadılar. Polis
teşkilatında da aynı şeyi yaptılar. Bu ekole, bu terör örgütüne
yakın durmayan, bunların yanlışlarını fark edip itiraz eden, karşı
çıkan herkesi yok ettiler. Dolayısıyla askerde ve poliste 40 yıl
boyunca önemli bir konuma geldiler. Hem karar verici konuma
geldiler hem kolluk, elinde silah olan kolluk gücü oldular. Ayrıca
iş aleminde de ciddi bir büyüme gerçekleştirdiler. Bununla
yetinmediler, sizin gibi sivil toplum örgütleri de kurdular, çakma
örgütler, memur, işçi sendikaları kurdular, dernekler, okullar,
üniversiteler açtılar."
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar