Baş ağrınız nörolojik olmayabilir
Turgut Özal Üniversitesi Tıp Fakültesi Anestezi ve Reanimasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç.
Turgut Özal Üniversitesi Tıp Fakültesi Anestezi ve Reanimasyon
Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Muhammet Gözdemir, toplumda
sık rastlanan yakınmalardan biri olan baş ağrısının, nörolojik
hastalıkların yanı sıra sistemik hastalıklara da eşlik edebilen bir
belirti olduğunu açıkladı. Doç. Gözdemir, “Bu bakımdan baş ağrısı
bireysel, toplumsal, ekonomik birçok probleme neden olabilir.”
dedi.
Doç. Dr. Muhammet Gözdemir, baş ağrıları ile ilgili çeşitli
bilgiler verdi. Gözdemir, doktora başvuru nedenleri arasında ilk
sırada yer alan baş ağrısının, nörolojik hastalıkların yanı sıra
sistemik hastalıklara da eşlik edebilen bir belirti olduğunu
söyledi. Doç. Dr. Muhammet Gözdemir, “O yüzden tanınması ve
tedavisi oldukça önemlidir. Boyun ağrısı ise; bağlar, kaslar, bağ
dokusu gibi yumuşak dokulardan kaynaklanacağı gibi, sinirlerden
veya eklemlerden de kaynaklanabilir. En sık görülen boyun ağrısı
nedeni çeşitli etiyolojik faktörlere bağlı olarak ortaya çıkan
yumuşak doku hasarıdır. Daha seyrek olarak enfeksiyon, tümörler
boyun ağrısına yol açabilir. Ayrıca boyun ağrısı yansıyan ağrı
şeklinde, yani sırtın üst bölümünün, omuzların, kolların
problemlerinin yansıması olarak da gözlenebilir." ifadelerini
kullandı.
Boyun ağrısının tedavisinin tanıya yönelik olduğunu vurgulayan Doç.
Gözdemir, şöyle devam etti:
“Yani boyun ağrısının altta yatan nedeni belirlendikten sonra bu
nedene yönelik fizik tedavi yöntemleri, boyun eklemlerine
enjeksiyon, boyun kaslarına enjeksiyon, cerrahi gibi yöntemler ile
kimi zaman bu yöntemlerin basitten zora doğru basamak şeklinde
uygulanması ile tedavi uygulanabilir.”Baş ağrılarının ise doktora
başvuru nedenleri arasında ilk sırayı aldığını kaydeden Gözdemir,
“Böylece ağrı kesiciler, antibiyotiklerden sonra en sık reçete
edilen ilaçlar olmaktadır ve ağrı kesiciler içinde en çok steroid
olmayan iltihabı önleyen ilaçlar (NSAİ) kullanılmaktadır. Toplumda
NSAİ kullanım sıklığı yüzde 5 olarak hesaplanmaktadır. Kullanım
tarihi çok eskilere dayanan ağrı kesiciler, günümüzde en sık
kullanılan ilaçlar arasındadır. Ağrı algılanmasına ait anatomik ve
fizyolojik yolakların anlaşılmasındaki ilerlemeler, ilaç
farmakolojisindeki gelişmeler ve ağrı biliminin ortaya çıkması ile
ağrı kesiciler konusunda birçok geleneksel bilgi geride
bırakılmıştır. Yeni bilgi ve deneyimler ile ağrı kesiciler daha
doğru kullanılır hale gelmelerine rağmen, yine de en yanlış
kullanılan ilaçlar arasında yer almaktadırlar.”
AĞRI KESİCİ DE BAŞ AĞRISINA NEDEN OLUR
Aşırı ağrı kesici kullanımının da baş ağrısına neden olabileceğini
ifade eden Doç. Dr. Muhammed Gözdemir, “Ağrı kesici seçimi ağrının
şiddetine göre basamak prensibi doğrultusunda yapılmalıdır. Ağrı
kesici seçiminde ağrının nedenive niteliği dikkate alınmalıdır.
Uzun süre ağrı kesici kullanacak hastalarda hasta için en basit yol
olan oral yol tercih edilmelidir. Ağrı kesici dozu her hasta için
ayrı değerlendirilmelidir. Ağrı kesicilerin etkin dozu hastadan
hastaya farklılık gösterir. Kişiye özel olan doz, en az yan etki
ile ilacın farmakolojik parametrelerine sadık kalınarak, en iyi
etkiyi sağlayan en düşük doz demektir. Ağrı kesiciler diğer ilaçlar
gibi kanda belirli yarılanma süresine sahiptirler.
Bu nedenle belirli zaman aralıkları ile verilerek, kesintisiz ağrı
giderilmesi sağlanmalıdır. Yan etki için tıbbi önlemler alınmalı ve
tedavisi yapılmalıdır.” diye konuştu. CİHAN
Yorumlar