Arınç’tan Ergenekoncuların tahliye yorumu: Bu bir ihtiyaçtı
Diyarbakır’a seçim çalışmaları kapsamında gelen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Diyarbakır’a seçim çalışmaları kapsamında gelen Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınç, gündeme ilişkin değerlendirmelerde
bulundu. Arınç, yeni yasal düzenlemelerle ilgili soruya, “Bu bir
ihtiyaçtı. Ben zaman zaman bu ihtiyacın karşılanması gerektiğini
söyledim. Hukukta tutukluluk istisnai olmalıdır.” dedi. Arınç,
yasal düzenlemeden KCK’dan tutuklu olanların da yararlanacağını,
zaten yasayı bunun için çıkardıklarını dile getirdi.
Diyarbakır’da yerel ve ulusal basın temsilcileriyle bir araya gelen
Arınç, son yasal düzenleme kapsamında yaşanan tahliyelere değindi.
Arınç, “Bu bir ihtiyaçtı. Ben zaman zaman bu ihtiyacın karşılanması
gerektiğini söyledim. Hukukta tutukluluk istisnai olmalıdır. Bir
insan suç iddiasıyla karşı karşıya gelebilir. Soruşturma yapılır,
sonra yargılama yapılır. Yargılamanın da yine evrensel hukuk
prensipleri içerisinde kısa olması lazım. Geç kalan adalet değil.
Yargılama yapılır, kısa sürede karar verilmesi aslolandır. Bu,
beraat da olabilir hüküm de olabilir. Cezasını çekmeye başlar.”
dedi.
Türkiye’de özel yetkili mahkemelerde belki çok sanıklı davalar
olması, farklı davaların birleşmiş olması nedeniyle 7 senede bile
bitmeyen davaların olduğunu belirten Arınç, “Hatta Yargıtay’a gidip
geldiği için 10 seneden beri kesinleşmeyen davalar var. Şikayetler
çoğaldıkça bizim şunu düşünmemiz gerekti. Tutukluluk süresi 5 yıla
inmeli. Bunun dışında hükümlülük varsa onlar bu hükümlülüğün
kesinleşmesini müteakip cezasını çekmeli. Genel bir hüküm konulduğu
zaman 5 yılı doldurmuş olanların hangi suçu işlediğine
bakılmaksızın tahliye kararı vermeniz lazım. Yoksa şu davalar
istisna derseniz o zaman kişiye özel hüküm çıkarmış olursunuz.”
diye konuştu.
ARINÇ’IN FETHULLAH GÜLEN HOCAEFENDİ'YLE İLGİ SORUYE VERDİĞİ
CEVAP
Bir gazetecinin, ‘Fethullah Gülen Hocaefendi'yi yıllardır
tanıyorsunuz, ‘içi boş alim müsveddesi olduğuna’ inanıyor musunuz?’
şeklindeki soruya önce, “Ah ah yaramı deştin” cevabını verdi.
Arınç, soruyu şöyle yanıtladı: “Arkadaşlar sayın başbakanımızın
mitinglerde söyledikleri başka yerlerde söyledikleri sözler
herkesin bilgisi dâhilinde. Bu kim için söylemiştir, hangi maksatla
söylemiştir, bunu herkes biliyor, herkesin bildiğini de
düşünüyordum. Yani bu söylediğiniz kelime doğrudan doğruya
Hocaefendi'nin şahsına mıdır? Nerede ne zaman nasıl konuştuğunu
kayıtlardan bulup çıkarabilirsiniz. Benim Hocaefendi ile kanaatimi
geçmişte de bugün de söylüyordum. Bunları da herkes biliyor. Bana
şimdi yorum yaptırmayın. Benim bildiğim tek şey şu. Bugün maalesef
cemaatin içeresinden bazi kişiler, bazı kişiler diyorum. Bu cemaate
mensubiyetlerini iddia ettikleri halde hükümetimize karşı hiç
beklemediğimiz, hiç tahmin etmediğimiz bir itibarsızlaştırma ve
hükümeti düşürme operasyonunun oyuncağı olmuşlar. Bunlar kimdir
biliyoruz ve tek tek ortaya çıkarıyoruz. Bunlarla ilgili hukuki
girişimler kısmen devam ediyor, kısmen sonuçlanacak. Dolayısıyla
koskoca bir cemaati, o cemaatin içerisinde binlerce, onbinlerce
masum insanı, işleri sadece hizmet olan ahlaklı, dürüst, namuslu,
bu memleketin tertemiz insanlarını kastetmiyoruz, onlara mensubiyet
iddia eden şu veya bu kurumun içerisinde görevini kötüye kullanan
ve hatta yolsuzluk yapan ve hatta hükümeti devirmeyi kendisine
görev bilmiş bir organizasyonu kastediyoruz. Bunlar kimlerdir ne
yapmışlardır, seçimden sonra hepsi ortaya çıkacak. Dolayısıyla
sözlerimizin başta Hocaefendi olmak üzere cemaatin bütününü
kapmsamadığını herkesin bilmesi lazım. Sözümüz onların içerisinde
bu rezil işleri yapan şu kadar sayıda insanlardır. Yargının
içeresinde olabilir, emniyetin içerisinde olabilir, TİM’in
içerisinde olabilir, başka bir kurumun içerisinde olabilir bir
zincir dahilinde verilen görevleri yapmakla yükümlü hukukun,
kanunların amirlerinin kendilerine verdiği görevleri bir kenare
itip insanlara karşı eylem yapan ve tek amacı hükümeti düşürmek
olan bir organizasyonla ilgilidir konuşulanlar. Sizleri de bu
anlamda düşünmenizi tavsiye ediyorum.”
"KCK’DAN TUTUKLU OLANLAR DA ÇIKACAKTIR KANUN BUNUN İÇİN
GETİRİLDİ"
Arınç, adına KCK denilen davadan tutuklu olanlar varsa mutlaka
onların da çıkması gerektiğini belirterek, “Çıkacaktır da. Bu kanun
bunun için getirilmiştir. Yoksa ona değmedi, buna değmedi diye bir
hüküm koyamazsınız. Aslında adaletten beklediğimiz şudur. Kısa
sürede karar vermeleridir. Kısa sürede karar verilmeyince
beğenmediniz suçlular da dışarı çıkabilir. Diyarbakır’da bir
mahkeme müracaat üzerine şöyle bir karar verebiliyor. Bu adamın
yaşı gençtir, çıktığı takdirde dağa gitme ihtimali vardır. Hukukta
böyle bir ihtimal yoktur. Bu, yanlış bir karar. Bu yanlışlıklardan
mutlaka dönülecektir. Böyle bir gerekçe yoktur.” şeklinde
konuştu.
NEDEN TRT 6’NIN ADI TRT KÜRTÇE DEĞİL?
Bir gazeteci, Arınç’a, Türkçe isimli çok sayıda TRT kanalı olduğunu
belirterek, TRT 6’nın adının neden Kürtçe ya da TRT Kürtçe
olmadığını sordu. “TRT 6’nın, 3-4 seneden beri çok güzel hizmetler
yaptığını belirterek, “Hem Zazaca hem Soranice en son başladığımız
oydu. İlk başladığı günden beri de Kurmanci lehçesinde dilinde çok
güzel yayınlarına devam ediyor ve çok iyi izlendiğini duyuyor ve
seviniyoruz. Çok fazla yatırım yapıyoruz ve bir aile kanalı olarak
ona bakıyoruz. ŞEŞ derken zaten Kürtçe bir kanal olduğunu ifade
ediyoruz. Burada bir farklılık ya da bir eksiklik olduğunu
düşünmüyorum ama Diyarbakır’a gelişimizin şerefine bu teklifinizi
bir düşünelim inşallah.” diye yanıtladı.
DİYARBAKIR’A KÜRTÇE SÖZLÜKLE GELDİ
Göreve geldikleri süreye kadar kendisine bağlı kurumlardan Türk Dil
Kurumu'nun, 30'dan fazla dilde sözlük hazırladığını anlatan Arınç,
ancak Türkçe-Kürtçe sözlük bulunmadığını belirtti. Arınç, “Ben size
bir sevindirici haber olması bakımından Türk Dil Kurumu'na
talimatımızca hazırlanan Türkçe-Kürtçe sözlüğü takdim ediyorum.”
diyerek, getirdiği sözlüğü kameralara gösterdi. Arınç, şöyle devam
etti: “İnşallah yakın bir zamanda tüm okullarımıza gönderilecektir.
Çünkü seçmeli ders olarak bildiğiniz gibi Kürtçe okullarımızda
okutulmaktadır. Kürt kardeşlerimizin de bu ülkede yaşayan bütün
kardeşlerimizin de buna ilgi duyacağına eminim. Daha sonra akademik
dilde bir ferheng hazırlanacaktır. Bu sadece şimdilik 10 bin
kelimelik Türkçe-Kürtçe sözlüğümüzü öncelikle öğretmenlerimiz,
öğrencilerimiz ve üniversitelerimizde bu dilde eğitim yapan
gençlerimiz için hazırlanmıştır.”
"BERKİN’E BAKARKEN, HERKESİN OĞLUNU KARDEŞİNİ DÜŞÜNMESİ LAZIM"
Başbakan Yardımcısı Arınç, önceki gün hayatını kaybeden Berkin
Elvan olayına da değindi. Arınç, Elvan’ın hayatını kaybetmesinin
fevkalade üzüntü verici olduğunu belirterek, ona bakarken herkesin
kendi oğlunu, kardeşini düşünmesi gerektiğini söyledi. Arınç,
şunları söyledi: “İçimizden bir parçanın gittiğini görmek herkese
üzüntü veriyor, ona rahmet diledik, ailesine ve tüm Türkiye'ye
başsağlığı diledik. Hepimizin yasta olduğunu ifade ettik. Bunlar
bizim samimi düşüncelerimiz. Cenaze olayını provoke etmek isteyen,
merhamet istismarcıları, siyasi bir rant devşirmek isteyenler
olabilir. Çünkü masum bir hareket olarak başladığı iddia edilen
olayların sonradan nasıl kırmaya, yakmaya, öldürmeye yönelik sokak
eylemlerine dönüştüğünü, nice canların kaybedildiğini, nice kamu
araçlarına, mallarına zarar verildiğini, ambulansların bile tahrip
edildiğini gördük. Bir hareket masum başlayabiliyor ama sonra yasa
dışı güçler işe giriyor, silahlı olay meydana gelebiliyor,
milyonlarca, trilyonlarca zarar meydana gelebiliyor. Hepimizin
üzüntü duyduğu, gözyaşı döktüğü bir ölüm olayından sonra kötü
niyetliler, maksatlılar ortaya çıktılar. Özellikle akşam
saatlerinde belki bugün de devam ettirmek isteyenler var; bunlar
Berkin'i unuttular sadece Berkin üzerinden yakma, yıkma, tahrip
etme öldürme olaylarına giriştiler. Çok acı bir olay. Berkin'in
ölümü kadar acı. Bu kötü niyetli insanlar bu vatan düşmanları,
millet düşmanları bu ülkeyi tekrar kaosa tekrar teröre dönüştürmek
isteyen çevreler sayıları belki az ama çok organize hareket
ediyorlar, masum kitleleri de kullanmak suretiyle dün akşam
saatlerinde İstanbul'da terör estirdiler ve maalesef yine çok genç
yaşta sanıyorum 18-19 yaşında Giresunlu bir gencimiz hayatını
kaybetti. Malını korumak isterken, başkalarına zarar vermesin
derken arada kaldı yine kimin silahından çıktığı şu anda belli
olmayan bir mermi ile hayatını kaybetti. O gencimiz de bizim değil
mi? O da bu vatanın evladı değil mi? O da bir anne, babanın veya
nişanlı ise nişanlısının çok sevgili bir arkadaşı dostu, kardeşi
değil mi? Berkin'i öldüren el Berkin'e silah atan veya fişeğin
kapsülü ile başından yaralanırken, o çocuğun hayatını kaybetmesine
yol açan olay ne kadar çirkin ise bilerek ve isteyerek dün akşamki
olayları meydana getirenler ne kadar büyük bir kötülük
yaptıklarının farkında değiller mi?”
CİHAN
Yorumlar