Aladağ raporunda barınma hizmetleri için kanun önerisi
- Aladağ Yurt Yangınını Araştırma Komisyonu Raporundan: - "Barınma hizmetlerine ilişkin kanun düzeyinde mevzuat yetersiz. Bu nedenle 'Barınma Hizmetleri Kanunu' düzenlenerek yasal dayanağın güçlendirilmesi ve kayıt dışı faaliyetlerin de önlenmesi gerekmektedir" - "Çocuk programları, çizgi filmler, diziler, filmler, kitaplar ve dijital içeriklerde yangına sebep olan unsurlar, yangından korunma yolları, yangın anında yapılması gerekenler gibi konular işlenmelidir" - "Okullarda güvenlik zafiyeti yaratan konuların başında doğal afet, yangın ve kazalar gelmektedir"
TBMM (AA) -ALPER ATALAY- Aladağ'daki Yurt Yangınının Araştırılması ve Kamusal Eğitim, Barınma Haklarının Tüm Öğrenciler İçin Yaygınlaştırılması amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonunun raporunda, barınma hizmetlerine ilişkin kanun düzeyinde mevzuatın yetersiz olduğu ve bu nedenle "Barınma Hizmetleri Kanunu" düzenlenerek yasal dayanağın güçlendirilmesi ile kayıt dışı faaliyetlerin de önlenmesi gerektiği belirtildi.
Meclis Araştırma Komisyonu raporunda, 6 Mayıs 2017'de yürürlüğe giren "Özel Öğrenci Barınma Hizmetleri Yönetmeliği" ile birçok sorun alanının çözüme kavuştuğuna işaret edildi.
Mevcut sorunlar ve çözüm önerilerine ilişkin tespitlere de yer
verilen raporda, "Barınma hizmetlerine ilişkin kanun düzeyinde
mevzuat yetersiz. Bu nedenle 'Barınma Hizmetleri Kanunu'
düzenlenerek yasal dayanağın güçlendirilmesi ve kayıt dışı
faaliyetlerin de önlenmesi gerekmektedir." ifadesi yer
aldı.
Raporda, kurumların Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde hizmet
vermelerinin çok önemli olduğu, teşkilat yapısında ve yönetimde
etkinliğin, verimliliğin artırılması için "Özel Barınma Hizmetleri
Genel Müdürlüğü" kurulması önerisinde bulunuldu. Raporda, Milli
Eğitim Bakanlığının yurtlara ilişkin eski yönetmeliği ile yeni
yönetmeliğine ilişkin karşılaştırmalı bilgilere de yer
verildi.
Komisyon raporunun, "Okulda Güvenlik Eğitimi ve Farkındalık
Oluşturma" bölümünde, bazı ülkelerde verilen yangından korunma
eğitim programlarına değinilerek, "Çocukların bilişsel gelişmişlik
düzeyleri göz önüne alınarak anaokulundan itibaren yangın güvenliği
hakkında eğitim almaları sağlanabilir. Özellikle küçük çocuklara
yönelik eğitimler, alanında uzman kişilerin gözetiminde yapılmalı
ve ebeveynlerin de çocuklarına eşlik edebileceği atölye çalışmaları
şeklinde gerçekleştirilmelidir." tavsiyesinde bulunuldu.
Raporda ABD, Kanada, İngiltere, İsveç, Avustralya, Yeni Zelanda,
Japonya gibi ülkelerde yangından korunma konusunda öğrencileri
bilinçlendirme çalışmalarının yoğun bir şekilde gerçekleştirildiği,
okullarda belli aralıklarla tatbikatlar yapılarak, acil durum ve
her türlü doğal afet karşısında yapılması gerekenler konusunda
öğrencilerin bilgilendirildiği kaydedildi.
- 'Mobil yangın eğitimi aracı'
Raporda, şu değerlendirmelere yer verildi:
"Ülkemizde bütün okullar ile okulların bulunduğu yerdeki bölge
itfaiye müdürlükleri arasında koordinasyon sağlanmasına özen
gösterilmesinin faydalı olacağı ifade edilebilir. Hatta itfaiye
müdürlüklerinden görevlendirilen itfaiyeciler, okulda verilen
derslere katılıp çeşitli görseller ve simülasyonlar hazırlayıp,
yangın tatbikatları düzenleyerek yangın anını, yangına nasıl
müdahale edildiğini, yangından korunmak için yapılması gerekenleri
öğrencilere anlatabilirler.
Ayrıca itfaiye müdürlüğü ve sivil toplum örgütlerinin de desteği ile oluşturulacak bir sistemle 'mobil yangın eğitim aracı' geliştirilip, her ildeki okullar belli dönemlerde ziyaret edilerek, öğrenciler için ilgi çekici olabilecek sunumlar ve çeşitli öğretim teknikleri kullanılarak öğrenciler bilinçlendirilebilir. Öğrencilere verilen eğitimin yanı sıra her okulun acil durum planı oluşturması teşvik edilmeli, düzenli aralıklarla tatbikatlar gerçekleştirilerek olası bir felaket anında yapılması gerekenler, acil çıkıştan güvenli bir şekilde öğrencilerin okulu boşaltmaları ve toplanma alanında okul personeli ve diğer öğrencilerle buluşması, ilkyardım bilgisi gibi bilgilerle donanması sağlanmalıdır."
- Medyaya yönelik öneriler
Raporun, "Medyanın Yangından Korunmaya Yönelik Bilinçlendirme Çalışmaları" başlıklı bölümünde ise her yıl 25 Eylül-1 Ekim tarihlerindeki "İtfaiyecilik Haftası'nda" kamuoyunu yangından korunma konusunda bilinçlendirme çalışmaları yapılması ve basın aracılığıyla bu konudaki farkındalığı arttırmak için yayın içeriği oluşturulmasına özen gösterilmesi gerektiği vurgulandı.
İzleyicilerin en yoğun olarak ekran karşısında olduğu "prime time" kuşağında bu konuda bilgilendirici spotların yayınlanması ve uzman kişilerin görüşlerine programlarda yer verilmesi önerisinde bulunulan raporda, havaların ısınması sonucu yangınların daha sık görülmeye başlandığı ilkbahar ve yaz aylarında da yangın güvenliği hakkında yayınların kamuoyuna sunulmasına dikkat edilmesi gerektiği belirtildi.
Raporda, "Çocuk programları, çizgi filmler, diziler, filmler, kitaplar ve dijital içeriklerde yangına sebep olan unsurlar, yangından korunma yolları, yangın anında yapılması gerekenler gibi konular işlenmeli; böylece bu konularda çocuklarda ve yetişkinlerde farkındalık oluşturulup onların bilinçlenmesi sağlanmalıdır. Hazırlanacak kamu spotları ve filmlerin de yalnız televizyon programlarında değil yeni medya araçlarında da yayınlanmasına imkan oluşturulmalıdır." ifadeleri kullanıldı.
Raporda, okul, yurt gibi çocukların hayatlarının büyük bir bölümünün geçtiği ortamlarda yaşanılan saldırı, rehin alma, yangın, deprem gibi kriz dönemlerinde, odak noktası acı olan, incitici ayrıntılar içeren, yaşanılan korku ve travmayı derinleştiren, çocukların kayıp ve ıstıraplarını tüm açıklığıyla gözler önüne seren haber ve görüntülerin, ruhsal olarak en savunmasız oldukları anda çocuklara ciddi anlamda zarar verebildiğine işaret edildi.
Komisyon raporunun "Okul ve Yurtlarda Öğrencilerin Güvenliğinin ve İyi oluş Halinin Sağlanması" bölümünde, okullarda güvenlik zafiyeti yaratan konuların başında doğal afet, yangın ve kazaların geldiği vurgulandı.
Yorumlar