AK Parti TBMM Grup toplantısı

- Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan: (4) - "Bugün bize yapılan şantaja boyun eğip, ülkemizin anahtarlarını bunların taşeronu olan FETÖ ve CHP'ye mi teslim edelim? Yoksa her zaman olduğu gibi mücadele yolunu mu seçelim? Milletimiz bugüne kadarki her meselede olduğu gibi bu şantaj karşısında da mücadele yolunu işaret edecektir" - "15 yıldır ülkemizin maruz kaldığı saldırılara eyvallah etmeyen milletimiz, inşallah bu şantaj sirkini de tertipçilerinin başına geçirecektir"

Google Haberlere Abone ol
AK Parti TBMM Grup toplantısı

TBMM (AA) - Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bugün bize yapılan şantaja boyun eğip, ülkemizin anahtarlarını bunların taşeronu olan FETÖ ve CHP'ye mi teslim edelim? Yoksa her zaman olduğu gibi mücadele yolunu mu seçelim? Milletimiz bugüne kadarki her meselede olduğu gibi bu şantaj karşısında da mücadele yolunu işaret edecektir." dedi.

Erdoğan, AK Parti TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin şantajlara teslim olup kendisi için hayati önem taşıyan konulardaki tüm iddialarından, tüm kazanımlarından vazgeçmeyle mücadelesini devam ettirme tercihlerinden biriyle karşı karşıya olduğunu söyledi.

AK Parti olarak yol ayrımlarıyla, tercihlerle ilk defa karşılaşmadıklarını belirten Erdoğan, "Geçtiğimiz 15 yılda, pek çok defa teslimiyetle mücadele tercihi bizim önümüze çıktı. Ülkeyi babalarının malı gibi gören vesayet güçleriyle kavgamızda bu tercihle karşılaştık." diye konuştu.

IMF anlaşmaları başta olmak üzere pek çok tercihin, dayatmanın Türkiye'nin önüne getirildiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "O ayrıldığım Davos'ta onlara şunu söyledim; 'siz paranızın sahibisiniz, siyaset bize aittir' dedim. Taksitlerinizi alıyor musunuz? Alıyorsunuz. 'Zaten biz bu ödemeleri bitirecek, ilişkimizi de keseceğiz' dedik. IMF'ye 23,5 milyar dolarlık borcumuz bitti. Şimdi ilişkimiz var mı? Yok. Mesele bu kadar basit." ifadelerini kullandı.

Erdoğan, hukukun ve bürokrasinin imkanları kullanılarak esir alınmaya çalışıldıkları dönemlerde de tercihlerle baş başa kaldıklarına değinerek, şöyle devam etti:

"Darbeciler silahlarıyla, tanklarıyla, toplarıyla üzerimize geldiğinde yine bu tercihle karşılaştık. Her seferinde mücadeleyi tercih ettik, ülkemizi de bugünlere getirdik. Buradan milletime soruyorum; bugün bize yapılan şantaja boyun eğip, ülkemizin anahtarlarını bunların taşeronu olan FETÖ ve CHP'ye mi teslim edelim? Yoksa her zaman olduğu gibi mücadele yolunu mu seçelim? Bu soruyu gittiğim her yerde, her meydanda milletime soruyorum, soracağım. Milletimiz bugüne kadarki her meselede olduğu gibi bu şantaj karşısında da mücadele yolunu işaret edecektir. Çünkü milletimiz meydanı, Gezi'de sokakları ateşe veren vandallara bırakmadı. Ben bu milletle iftihar ediyorum. Milletimiz çukur eylemlerinde bölücü teröristleri açtıkları o çukurlara gömdü. Milletimiz 15 Temmuz'da FETÖ ihanet çetesinin karşısına canı pahasına dikilip destan yazdı.

Batı, vesaire bunlar en az 3 gün, 4 gün, bir hafta geçtikten sonra bizi aramaya başladılar. Hiç umurlarında bile olmadı, hatta bazıları sevindiler, zil takıp oynayanlar oldu, gayet iyi biliyorum. 'Gittiler, gidiyorlar' dediler, gayet iyi biliyorum. Ama onların o hayalleri 16 saat sürdü, 16 saat sonra her şey bitti. Bilmiyorlardı ki bu millet yola çıktığı zaman; 'Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın / Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın / Doğacaktır sana vadettiği günler Hakk'ın... / Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın'. Hamdolsun bu millet o akşam o tankların, topların F16'ların, helikopterlerin karşısına o yürekleriyle çıktı ve onları püskürttü. Şimdi onlar nerede? Bir kısmı cezaevlerinde, bir kısmı yurt dışında ama biz buradayız, gazilerimizle buradayız, şehitlerimizle buradayız ama buradayız."

Partililerin "Dik dur eğilme, bu millet seninle" tezahüratları üzerine Erdoğan, "Beşer planında hiçbir gücün önünde biz bugüne kadar eğilmedik, eğilmeyiz. Biz, sadece ve sadece Rabbimizin huzurunda rükuda ve secdede eğildik, orada eğilmeye devam edeceğiz. Unutmayın milletin kurduğu ve milletle birlikte yol yürüyerek bugünlere gelen AK Parti'nin Genel Başkanı, ülkemizin doğrudan halkın oylarıyla göreve gelmiş ilk Cumhurbaşkanı olarak, bu sorunun cevabını gayet iyi biliyorum." diye karşılık verdi.

- "Türkiye müstakil hesabı, kitabı, politikası olan bir ülkedir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin sandık başında Türkiye'nin dış düşmanlarının siyasi ayaklarına her zaman dersini verdiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:

"Çünkü milletimiz bize verdiği destekle, 'dünya 5'ten büyüktür' diyerek küresel zulüm düzenine başkaldırmamızı sağladı. 15 yıldır ülkemizin maruz kaldığı saldırılara eyvallah etmeyen milletimiz inşallah bu şantaj sirkini de tertipçilerinin başına geçirecektir. Şunu unutmayın; Türkiye, asla şu veya bu coğrafyanın şu veya bu güç odağının kayıtsız şartsız tabisi olamaz. Şunu da unutmayın; bu millet bugüne kadar kula kul olmadı bundan sonra da kula kul olmayacaktır. Biz, sadece ve sadece Allah'a kul olduk, Allah'a kul olmaya devam edeceğiz.

Elbette Türkiye bunların hepsiyle siyasi, ekonomik, insani ilişkiler kurar, karşılıklı işbirliği yapar ama Türkiye bunların hepsini de kapsayan ve fakat hepsinin de üzerinde olan müstakil tarihi geçmişi, müstakil siyasi gücü, müstakil ekonomik potansiyeli, müstakil hesabı, kitabı, politikası olan bir ülkedir. Bizi bir kabile devleti gibi nevzuhur millet gibi görenlere bu gerçekleri zaman zaman hep birlikte anlatacağız. Kapı kapı dolaşarak anlatacağız. Ana kademe size sesleniyorum; kapı kapı dolaşarak anlatacağız. Kadın kollarımıza sesleniyorum; kapı kapı dolaşarak anlatacağız. Gençlik kollarımıza sesleniyorum; kapı kapı dolaşarak anlatacağız. Türkiye'yi bu şekilde kabul edip eşit şartlarda ilişki kuranlara yüreğimizi ve kollarımızı sonuna kadar açarız."

(Sürecek)


Yorumlar