AK Parti TBMM Grup Toplantısı

- Genel Başkan Vekili ve Başbakan Yıldırım: (4) "(CHP Sözcüsü Tezcan'ın Cumhurbaşkanı'na yönelik sözleri) Onu dinleyince; adam parti sözcüsü mü parti sövücüsü mü doğrusu anlayamadım. Bunlara, burada, terbiyem müsaade etmiyor, öyle bir cevap veririm ki altından kalkamazlar" - "Ama şu kadarını söyleyeyim: Eğer 'şeddeli diktatör' arıyorlarlarsa geçmişlerine, geleneklerine baksınlar" - "Sınır Kapısı, bu sabah itibarıyla Irak Merkezi Hükümetine teslim edildi. Bundan böyle Habur geçişindeki bütün kontroller Irak Hükümeti tarafından yapılacak. Türk tarafında Habur'da bizim görevlilerimiz, öbür tarafta Halil İbrahim Sınır Kapısı'nda Bağdat'tan gelen görevliler olacak"

Google Haberlere Abone ol
AK Parti TBMM Grup Toplantısı

TBMM (AA) - AK Parti Genel Başkan Vekili ve Başbakan Binali Yıldırım, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan'ın Cumhurbaşkanı'na yönelik sözlerine ilişkin, "Onu dinleyince; adam parti sözcüsü mü parti sövücüsü mü doğrusu anlayamadım. Bunlara, burada, terbiyem müsaade etmiyor, öyle bir cevap veririm ki altından kalkamazlar. Ama şu kadarını söyleyeyim: Eğer 'şeddeli diktatör' arıyorlarlarsa geçmişlerine, geleneklerine baksınlar." dedi.

Yıldırım, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, son zamanlarda Anamuhalefet partisi CHP'de ciddiyeti giderek artan bir üslup bozulması yaşandığını söyledi.

"Sayın Kılıçdaroğlu'nun ne dediğini anlayan varsa beri gelsin." diyen Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Anamuhalefet partisi sözcülerini de böyle ayarı kaçmış bir dil kullanmaya atan sebebi de doğrusu merak ediyoruz. Bir parti sözcüsü, geçen gün Cumhurbaşkanımız hakkında münasebetsiz laflar etti. Bunu dinleyince, adam parti sözcüsü mü, parti sövücüsü mü doğrusu anlayamadık. Bunlara, burada, terbiyem müsaade etmiyor, öyle bir cevap veririm ki altından kalkamazlar. Ama şu kadarını söyleyeyim: Eğer 'şeddeli diktatör' arıyorlarsa geçmişlerine, geleneklerine baksınlar.

15 yıl alnının akıyla, hizmetleriyle, vatandaşın duası ve desteği ile kesintisiz iktidara gelen parti AK Parti'dir, lideri de Recep Tayyip Erdoğan'dır. Sizin bu hezeyanlarınız bu gerçeği değiştirmez, bunu vatandaşımız biliyor. Sayın Kılıçdaroğlu sadece Cumhurbaşkanımıza, partimize değil, aynı zamanda millete de hakaret etmekten geri durmuyor. Sandığa gidip serbest iradesiyle oy veren vatandaşlara yükleniyor, niye AK Parti'ye oy veriyorsunuz diye hesap sormaya çalışıyor. Bu üslup ne siyasete ne de siyasetçiye yakışır. Sen ikide bir Cumhurbaşkanımıza yönelik yakışıksız laflar edeceksin, saygısızlık yapacaksın, meşru siyaset dilinin dışına düşeceksin, meramını siyasi nezaket içinde ifade etmeyeceksin, sonra da saygı bekleyeceksin."

- "Başarısızlığının faturasını AK Parti liderine hakaret ederek örtemezsin"

Başbakan Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "Evet oyu verenlerin çoğu pişman." dediğini anımsatarak, "Kardeşim nereden biliyorsun? İnsanların aklından geçeni okuma kabiliyeti mi kazandın? Başarısızlığının faturasını AK Parti'ye ve onun liderine hakaret ederek örtemezsin, vatandaşla kavga etmenin değil barışmanın yolunu bul; çalış çabala, belki bir gün sen de iktidar olursun. Size oy verenle birlikte, başka partilere oy verenlere de saygı duymayı öğreneceksiniz. Bir de diyor ki 'demokrasinin namusunu kurtaralım.' Sen merak etme Kemal bey, AK Parti milletimizle birlikte 15 yıldır demokrasinin namusunu vesayetçilere, darbecilere karşı korudu, korumaya devam ediyor." diye konuştu.

Binali Yıldırım, "Eğer illa bir şey kurtarmak istiyorsan, 15 yıldır yerinde sayan, bir adım bile ileri gidemeyen, millete umut vermeyen partini kurtar kardeşim. Bu ülkenin siyasetinde artık bu ayıplı dilin yeri yok, herkes ne konuştuğunu bilecek, millete yakışan üslupla konuşacak." ifadesini kullandı.

- "Başından beri söylediğimiz bütün hususlar gerçekleşmiş oldu"

Kuzey Irak'ta yapılan referandum hakkında görüşlerini açıklayan Yıldırım, şu değerlendirmede bulundu:

"Bu gayri meşru referandumun yanlış olduğunu söyledik, dinlemediler. Sonunda ne oldu, 'bu referandum boştur, tanımıyoruz. Irak'ın Anayasası bizim için geçerlidir, Irak yönetimi bizim muhatabımızdır. Bütün sınır kapıları, havalimanları merkezi yönetimin kontrolünde olmalıdır. Irak Anayasa'sına göre Irak'ın toprak bütünlüğü, hükümranlık hakları asla zedelenmemelidir. Bu referandumu yapanlar bunun bedelini ödemelidir. Bunlar artık orada yöneticilik yapamaz' dedik. Ne oldu, bırakmak zorunda kaldılar. Sınır Kapısı, bu sabah itibarıyla Irak Merkezi Hükümeti'ne teslim edildi. Bundan böyle Habur geçişindeki bütün kontroller Irak Hükümeti tarafından yapılacak. Türk tarafında Habur'da bizim görevlilerimiz, öbür tarafta Halil İbrahim Sınır Kapısı'nda Bağdat'tan gelen görevliler olacak. Bu şekilde de başından beri söylediğimiz bütün hususlar gerçekleşmiş oldu.

Daha önce Sayın İbadi buraya geldi, bu işleri konuştuk, dönüşünde hemen harekete geçti, şu anda da Habur Sınır Kapısı, Irak yetkililerine teslim edilmiş oldu. Mevcut güzergah Zaho, Dahok, Erbil üzerinden Kerkük'e inen güzergah devam edecek. Önümüzdeki kısa vadede de yine Zummar, Telafer üzerinden ayrı bir koridoru da devreye alacağız. Bunun çalışmalarını da Irak Hükümeti ile beraber gerçekleştireceğiz. Bu devir teslim işlemlerinde herhangi bir tatsızlık yaşanmamış ve sükunetle, gayet sıkıntısız bir şekilde bu dönüşüm sağlanmıştır. Bundan böyle sınırın öbür tarafında adım başı kontroller, adım başı gayri meşru vergiler, haraçlar ortadan kalkacak, sınırdan giren tırlarımız Bağdat'a, Basra'ya kadar yollarına devam edecek, ticaretlerini yapacaklar. Arada nemalananlar da böylece ortadan kaldırılmış olacak. Bu aynı zamanda Irak'la aramızdaki ticaretin karşılıklı olarak artması için de çok önemli bir imkan sunuyor."

(Sürecek)




Yorumlar