Adaletiniz varsa kamera kayıtlarını yayınlayın
CHP'li Tekin, "Adaletiniz varsa İranlı işadamının ofisine girip çıkanların kamera kayıtlarını yayınlayın" dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, Adalet Bakanı Bekir
Bozdağ'a memleketinden seslenmek istediğini belirtirken,
"Adaletiniz varsa, İranlı işadamı Reza Zarrab'ın ofisine giren
çıkan insanların kamera kayıtlarını halka açın, TRT'ye verin
yayınlasın. Onlarca bakan, milletvekili, belediye başkanı niye
buraya gidip geliyor. Eli boş girip, çantalı girip çıkanlar
kimler?" diye sordu.
Partisinin Yozgat İl Teşkilatını ziyaret eden CHP Genel Başkan
Yardımcısı Gürsel Tekin düzenlediği basın toplantısında gündeme
ilişkin açıklamalarda bulundu. Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir
sürecin yaşandığını belirten Tekin, "Bugünkü iktidarın bütün
argümanlarını bir an doğru sayarak, 'evet tamam size tuzak kuruldu'
diyelim. Bugün Yozgat'tan özellikle adalet bakanına seslenmek
istiyorum. Adaletiniz varsa, bugün söz konusu olan İranlı işadamı
Reza Zarrab'ın ofisine giren çıkan insanların kamera kayıtlarını
halka açın, TRT'ye verin yayınlasın. Hiç savcı olmanıza gerek yok.
Hiç yorum yapmayacağız. Onlarca bakan, milletvekili, belediye
başkanı niye buraya gidip geliyor. Eli boş girip, çantalı çıkanlar
kimler? Çok fazla bir şey istemiyoruz. Bina akıllı binadır kamerası
var ve mobese sistemini halka açın, bakalım Türkiye nasıl
kirlenmiş, çok fazla bir şey istemiyoruz" dedi.
TMSF'DEN VİLLALARI KİM ALDI
İstanbul'da, boğaz yasasına rağmen yapılan imar uygulamaları ve
TMSF'nin satışlarına değinen, Gürsel Tekin, "TMSF'den, Kanlıca'da
ki villaları kim, hangi siyasetçi
aldı?. Boğaz yasasına rağmen imar uygulaması nasıl yapıldı?. Bir
günde üç kişi tapularını nasıl değiştirdi?, bunların hepsine
önümüzdeki günlerde hep beraber bakacağız. Yolsuzluk operasyonunun
başladığı ilk günde dört bakanın çocuğu gözaltına alındı, bir kısmı
tutuklandı. Erdoğan Bayraktar televizyonların karşısına çıktı,
'Sayın Başbakan istifa edin beni rahatlatın' cümlesinin karşısında
'sizi ben rahatlatamam, hangi uygulamayı yaptıysam, sizin
talimatınızla yaptım' dedi.' Doğrusu da odur. Şuna emin
olabilirsiniz; uygulamaların, ihalelerin ve imar uygulamalarının
tamamı sayın başbakanın imzası olmadan yapılması mümkün değildir.
En son örneği, telefon konuşmalarına baktığınızda çok net bir
şeklide görebiliyorsunuz. Bir işadamı bakanı arıyor, bakan diyor
ki; 'ben patronla konuştum, patron tamam dedi'. 'Tamam dediyse
sorun yok' diyor. Bunun üzerine işadamı kapatıyor ve ortağını
arıyor. Oda ortağına diyor ki; 'biz hallettik imar uygulamasını ama
bize fatura ağır çıktı. Şu bölgedeki arsamızı falan vakfa
vereceğiz'. Bu iş adamı ile bakan konuşması. Bakan ne diyor, 'Ne
uygulama yaptıysam başbakanın bilgisi dahilinde yaptım' 41 gün
önce. 41 kere maşallah ne oldu da şimdi sen özür diliyorsun
kardeşim. Ne oldu bilelim. Siyasetin
bir kişiliği, haysiyeti, namusu, şerefi olur. Böyle bir şey
olabilir mi?, 41 gün önce başka bir şey diyeceksin, şimdi başka.
Biraz ar, edep olur. İnancınızı, her şeyinizi kaybettiniz, ama bir
arınız, edebiniz, namusunuz, haysiyetiniz olsun" diye konuştu.
SORUN, KİRLENMİŞ SİYASET
Türkiye'de yaşanan yoksulluğun ve bu günkü durumun tek sebebinin
kirlenmiş siyaset olduğunu ifade eden Tekin, "Hangi siyasal
düşüncede olursa olsun, bu ülkede milyonlarca yoksul varsa, bunun
tek bir sebebi var, kirlenmiş siyaset
ve yolsuzluktur. Yolsuzluğun Türkiye'deki bedeli şu anda rakamlarla
ifade edilebilecek değildir. Bunun en somut örneğini İtalyan savcı
çok güzel söyledi. 'Ne kadar da bir birimize benzeşiyoruz' sözüyle.
İtalyan savcı İtalya'daki yolsuzlukların operasyonunu yapınca 'bana
da ajan dediler, Amerikancı dediler, şu dediler bu dediler, çok
benzeşiyoruz' dedi. 'Ama biz yürekli davrandık, sonuna kadar gittik
ve İtalya, İspanya ve benzer ülkeler bu pislikten kurtulmuş oldu'.
Türkiye bu pislikten kurtulmadığı sürece, ne yoksulluktan
kurtulabilirsiniz, ne işsizlikten kurtulabilirsiniz, ne de esnaf
nefes alabilir. Bu son dönemlerde yaşananın izahı yokturö dedi.
TIPIŞ TIPIŞ GİDİP OY VERİYORSUNUZ
Gürsel Tekin'in konuşmasının ardından salonda bulunan bir çiftçi,
özel tüketim vergilerinin çiftçiyi perişan ettiğini, sürekli mazot
ve gübreye zam yapıldığını, bu duruma bir son verilmesi gerektiğini
söyledi. Tekin ise "Bunun çözümü seçmenden geçiyor. Türkiye'de son
dönemde tartıştığımız yolsuzluk bedeli, kimine göre 100 milyar
Euro, kimine göre son 30 yılın yolsuzluk bedeli 700 milyar dolar.
Bunu yabancı kaynaklar söylüyor. Bu 700 milyar doları çalmayıp
hazinede olduğunu düşünerek hesaplarsak, emekli bugün çile
çekiyorsa, bu yolsuzluklardan dolayı çekiyor. Köylü çiftçi, çile
çekiyorsa, bu yolsuzluklardan çekiyor. Emekliler 'bizim durumumuz
ne olacak?' diyor. İyi de ağabey, sen tıpış tıpış gidip oy
veriyorsun, durumunu bana soruyorsun. Sayın genel başkanımız 2005
yılından itibaren TBMM'de emeklilerin sorunun gündeme getiren tek
genel başkandır. İntibak yasasından bilmem nesine kadar. Emekliler
götürdü Ak Parti'yi tercih etti. Etme bulma dünyasıdır. 1,5 milyon
köleleştirilmiş işçi var. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında biz
sizin sosyal haklarınızı getireceğiz, sendikalaştıracağız. Sizin
sosyal güvenceniz olsun dedik, olmadı. İnandıramadık galiba" diye
konuştu.
Yorumlar