ABD Uluslararası Din Özgürlüğü Komisyonu heyeti Diyanet’te
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, ABD Uluslararası Din Özgürlüğü Komisyonu Başkan Yardımcısı Dr.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, ABD Uluslararası
Din Özgürlüğü Komisyonu Başkan Yardımcısı Dr. Katrina Lantos Sweet
ve komisyon üyelerini makamında kabul etti. Başkan Görmez, dini
özgürlükler ve Diyanet’in yapısı konusunda muhataplarıyla bilgi
alış verişinde bulundu, sorularını cevapladı.
Ziyaret sırasında konuşan Görmez, “Özgürlük, insanoğlunun var
oluşunun anlamıdır. Bütün özgürlükler insan için çok önemlidir.
Ancak üzülerek belirteyim ki son asırda, son yıllarda özgürlük
bilinci arttıkça, özgürlük söylemi arttıkça özgürlük ihlalleri de
artmaya başladı. Bütün özgürlükler önemlidir ama din özgürlüğünün
farklı bir anlamı vardır. Çünkü din insanoğlunun hayatının anlam
haritasıdır.” dedi.
“DİN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN SINIRLARI BU DÜNYA HAYATI İLE SINIRLI DEĞİL”
Genelde bütün özgürlükleri, özelde din özgürlüğünü takip etmenin,
özgürlük ihlallerini tespit etmenin son derece insani, ahlaki ve
mukaddes bir görev olduğunu kaydeden Başkan Görmez, “Din, insanın
en derunundaki vicdanını ilgilendirir. Bu yüzden din özgürlüğü ile
vicdan özgürlüğü hep birlikte zikredilir. Din özgürlüğünün diğer
özgürlüklerden bir farkı da sadece dünya hayatıyla ilgili değil
ebedi hayatı ilgilendiren boyutları vardır. Çünkü bütün ilahi
dinlerde bir ahiret inancı vardır. Genelde bütün özgürlükleri,
özelde din özgürlüğünü takip etmek, özgürlük ihlallerini tespit
etmek son derece insani, ahlaki ve mukaddes bir görevdir.“
ifadelerini kullandı.
Ancak bu çalışmaların kutsiyetine, insaniliğine ve ahlakiliğine
gölge düşmemesi için hazırlanan raporların üç şartı taşıması
gerektiğine işaret eden Görmez, şöyle dedi: “Birincisi, bu
çalışmaları siyasi, politik ve ideolojik gayeler gölgelememeli.
İkincisi, objektif, doğru bilgiye dayanmalı. Üçüncüsü de gerek
genelde bütün özgürlükleri gerekse din özgürlüklerini ele alırken,
dinler ve inançlar arasında bir ayrım yapmamak gerekir.
“HAZIRLADIĞINIZ RAPORLARIN YANLIŞ VE TEK TARAFLI YÖNLERİ VAR”
ABD Uluslararası Din Özgürlüğü Komisyonu’nun 2012 ve 2013 raporları
yanlış, tek taraflı ve şartları taşımayan yönleri var. 2012 raporu,
Türkiye’yi özel kaygı duyulan ülkeler kategorisine kaydeden bir
rapor oldu. Raporu hazırlayan komisyon üyeleri arasında muhalefet
olsa da neticede bu rapor, Türkiye’yi özel kaygı duyulan ülkeler
listesine aldı. Raporda yer alan laiklik uygulamalarındaki bazı
yanlışlıklara biz de zaman zaman işaret ediyoruz. Ancak hem 2012
raporunda hem de 2013 raporunda şahsen şu anda içinde bulunduğunuz
kurumla ilgili yapılan değerlendirmeler yeniden yapılması gereken
değerlendirmelerdir.”
“DİYANET, DİNİ BASKI ALTINDA TUTMUYOR”
Her iki raporda da Diyanet ile ilgili önemli yanlışlar olduğunu
belirten Görmez, “Birincisi, devletin, İslam dinini bu kurum
marifetiyle baskı altında tuttuğu anlayışıdır. Doğrusu ben ve tüm
diğer arkadaşlarım, hiçbirimiz İslam dinini baskı altında tutmak
için kurulan bir kurumda çalışmayız. Bu, Diyanet’in yapısı hakkında
yeterince bilgi sahibi olmamanızdan kaynaklanıyor. Din hizmetleri
ve din eğitimi boyutuyla Diyanet’in tarihini değerlendirecek
olursak, bu kurumun ruhu ve manası itibarıyla 6 asırlık bir geçmişi
vardır. Eğer çağdaş modern versiyonuyla dikkate alırsak 90 yıllık
bir geçmişi vardır. Toplumun yüzde doksanından fazlasının yüksek
bir hüsnü kabulü vardır. Sadece Türkiye’de değil Orta Asya’da,
Balkanlar'da, Afrika’da, Avrupa’da kurumları, müesseseleri,
çalışanları vardır.“ değerlendirmesini yaptı.
“TÜRKİYE’DE BULUNAN DİNİ AZINLIKLAR MESELESİ”
Görmez, “Ben azınlık ve çoğunluk tabirlerini kullanmayı dahi ahlaki
bulmuyorum. Türkiye’de yaşayan Müslümanlar kendi inançlarını
gönlünce yaşama konusunda hangi haklara sahiplerse gayrimüslim
topluluklar da aynı haklara sahip olmalıdır. Zaten bizim 4-5 asır
birlikte yaşama tarihimizde de bunun bütün dünyaya örnek
gösterilebilecek tabloları vardır. Dünya henüz çok kültürlülüğü
tanımazken, bilmezken biz İstanbul’da camiyi, kiliseyi ve sinagogu
yan yana kurmuş ve barış içinde birlikte yaşatmış bir geleneğe, bir
tarihe sahibiz. Ben geçen yıl Fener Rum Patrikhanesi'ni bizzat
ziyaret ettim. Orada açıkça şunu ifade ettim; ‘Siyaset,
uluslararası ilişkilerde mütekabiliyet esasını kabul edebilir ancak
inanç özgürlükleri alanında mütekabiliyet esası ahlaki değildir.’
Türkiye’de yaşayan ve asırlarca birlikte yaşadığımız dini
topluluklar kendi din adamlarını yetiştirmek için her türlü hakka
sahip olmalıdır.” diye sözlerini tamamladı.
“BİZ BURADA YENİ BİR BAŞLANGIÇ İÇİN BULUNUYORUZ”
ABD Uluslararası Din Özgürlüğü Komisyonu Üyesi Glendon da Başkan
Görmez’e, verdiği bilgilerden dolayı teşekkür etti. Glendon, “Sayın
Başkan, bizi bugün buraya getiren endişelerin tam kalbinde yer alan
konulara doğrudan değindiğiniz için size minnettarım. Özellikle din
özgürlüğünün bizatihi önemine atıfta bulunan sözleriniz için
teşekkür ederim. Komisyonumuzun önemli rolü hakkında söylediğiniz
nazik sözlerinize de teşekkür ederim. Bu komisyonun geçmişte neler
yaptığına çok aşina olduğunuzu görüyoruz. Sizin siyaseti,
ideolojiyi bir kenara bırakma konusundaki tavsiyelerinizi ve somut
bilgilere dayanan bir rapor ele almamız konusundaki önerinizi
duyduk. Komisyonumuz hakkında bir hususu daha ifade etmek isterim.
2012 raporunu yazan komisyon üyelerinin hepsi değişti, artık o
komisyon mevcut değil. Biz burada yeni bir başlangıç, beyaz bir
sayfa, yeni bir girişim başlatmak üzere bulunuyoruz. Bugün buraya
politika dışı ve objektif olmak üzere, bize anlatacaklarınızı
dinlemeye geldik.” şeklinde konuştu.
“DİYANET’İN DİNİ CEMAATLERLE İLİŞKİSİNİ ANLAMA”
ABD Uluslararası Din Özgürlüğü Komisyonu Başkan Yardımcısı Lantos
Sweet ise kısa açıklamasında, “Özellikle din özgürlüğü konusuna
verdiğiniz destek ve komitemizin çalışmalarını takdir etmeniz bizim
için çok önemlidir. Geçmiş raporlarda neyi atladık, nereyi
anlamadık konusunda açık yüreklilikle ifade ettiğiniz sözlere de
minnettarız. Sormak istediğimiz sorular, gerçekten mevcut durumu
anlayabilme amacını taşımakta ve Diyanet’in dini cemaatlerle
ilişkisini anlamaya yöneliktir.” görüşünü belirtti.
CİHAN
Yorumlar