ABD Son Dakika Son Durum: Törene saatler kaldı, ülke genelinde alarm var

ABD'de Joe Biden'ın başkanlık için yapacağı yemin için hazırlanan törenlere saatler kaldı. Ülke genelinde güvenlik güçleri alarm vaziyette bekletiliyor. Trump yanlılalarının her an bir çılgınlık yapabileceğinden endişe ediliyor. Öte yandan Kongre'de dün ilan edilen acil durum normale döndü.

Google Haberlere Abone ol
ABD'de törene saatler kaldı, herkes endişeli

ABD başkanlık seçimlerini kazana Joe Biden'ın yemin törenine saatler kaldı. Ülke genelinde kongre binalarının önünde güvenlik en üst düzeyde alınmış durumda. Trump yanlılarının ise gösterileri devam ediyor. Bazı eyaletlerde "Trump'ın kovboyları" olarak isimlendirilen gruplar silahlarıyla sokaklara inenerek gösteriler yapıyor; ancak şu ana kadar herhangi bir ciddi vaka yaşanmış değil. Öte yandan dün Kongre binası önünde yaşanan acil durum bugün normale döndü.

ABD'de, yakınlarında çıkan yangının ardından giriş çıkışlara kapatılan Kongre yerleşkesinde durum normale döndü.

Joe Biden'ın 20 Ocak Çarşamba günkü yemin töreni için olağanüstü güvenlik önlemlerinin alındığı Washington'da, Kongre binası yakınlarında çıkan yangın paniğe yol açtı.

Kongre yakınlarında dumanların yükselmeye başlamasının ardından yerleşkeye giriş çıkışlar durduruldu.

Biden'ın yemin töreni için yapılan provalar da yarıda kesildi.

Dumanların, Kongre yerleşkesi yakınlarında evsizlerin kaldığı bir alanda çadırların tutuşmasıyla çıkan yangından dolayı olduğunun anlaşılması üzerine durum normale döndü.

ABD Kongresinde 6 Ocak'ta yaşanan baskında 1'i polis 5 kişi hayatını kaybetmiş, onlarca kişi de yaralanmıştı. FBI'ın devam eden soruşturma sürecinde en az 160 kişiye karşı dava açıldığı bildirilmişti.

Demokratların "isyana teşvik"le suçladığı ABD Başkanı Donald Trump'a yönelik azil maddesi, Temsilciler Meclisindeki oylamada kabul edilmişti. Trump'ın Kongre olayları kapsamında suçlu olup olmadığına Senatoda yapılacak oylamada karar verilecek.

SİLAHLI GRUPLARIN GÖSTERİLERİ

ABD'nin Virginia eyaletine bağlı Richmond kentinde, silahlanma hakkını savunan ve ağırlıklı olarak ABD Başkanı Donald Trump'ı destekleyen bir grup ile siyahilerin haklarını savunan ve "Black Panthers" olarak bilinen grubun silahları ile düzenledikleri gösteri olaysız geçti.

ABD Kongresinin basılmasının ardından başkent Washington'da alınan yoğun güvenlik önlemlerinin gölgesinde Seçilmiş Başkan Joe Biden'ın yemin töreni hazırlıkları sürerken, başkente yaklaşık 2 saat uzaklıktaki Richmond kenti karşıt görüşlü silahlı grupların gösterilerine sahne oldu.

Genel olarak Trump'ı destekleyen ve ABD Anayasasının Ek İkinci Maddesi kapsamında silahlanma hakkını savunan yüzlerce gösterici, silahları ile Richmond sokaklarına indi ve eyalet meclisinin önünde gövde gösterisi yaptı.

Diğer taraftan, kendilerine "Black Panthers" diyen ve siyahilerin haklarını savunan diğer grup ise ABD'de sivil haklar konusunda sembol bir isim olan siyahi Martin Luther King'i Anma Günü dolayısıyla Richmond'da silahlı gösteri düzenledi.

ABD'de son günlerde kutuplaşma zirve yapmışken bu gösterilerin yapılması endişelere yol açmıştı ancak sıkı güvenlik önemlerinin alındığı kentte herhangi bir olay yaşanmadı.

6 Ocak'ta Trump destekçilerinin Washington'da düzenlediği gösteri, bazı eylemcilerin Kongreye girmesi ile şiddete dönüşmüştü.

Gösteri sırasında biri polis 5 kişi öldürülmüş ve çok sayıda kişi de yaralanmıştı.

Olayla ilgili soruşturma ve tutuklamalar devam ederken Trump'ı destekleyen silahlı "Proud Boys" adlı grup, 50 eyalette silahlı gösteri düzenleyeceğini duyurmuştu.

ABD güvenlik birimleri ise Biden'ın 20 Ocak'taki yemin törenine yönelik alınan tehdit bilgileri üzerine başkent Washington'a 25 bin silahlı Ulusal Muhafız sevk etmişti.

ÜLKE DİKEN ÜSTÜNDE

Amerikan Associated Press (AP) haber ajansında konuşan ABD Ordu Sekreteri Ryan McCarthy, 20 Ocak'taki yemin töreni için alınan tedbirleri değerlendirdi.

McCarthy, orduya bağlı tüm birliklerin düzenli olarak güvenlik taramasından geçirildiğini ancak 20 Ocak için ilave güvenlik taramaları da yaptıklarını ifade etti.

Yemin töreninin olaysız geçmesi için çalıştıklarını kaydeden McCarthy, birliklerin "içeriden saldırı" ihtimali de dahil, olası tehditlere karşı eğitim aldıklarını belirtti.

McCarthy, şu ana kadarki güvenlik taramalarında kayda değer bir sorunla karşılaşmadıklarını ve somut bir tehdit unsuru bulunmadığını da kaydetti.

ABD Ordu Sekreteri, "Durumun farkında olmalıyız ve bu operasyonda yer alan bu kişileri (orduya bağlı Ulusal Muhafızları) ciddi şekilde güvenlik taramasından geçirmek için tüm mekanizmalarımızı kullanmalıyız." değerlendirmesini yaptı.

İÇERİDEN BİR SALDIRI OLMA İHTİMALİ ÜZERİNDE DURULUYOR

Aynı habere göre, söz konusu tedbirlerle ilgili açıklama yapan diğer askeri yetkililer, Ulusal Muhafızların Washington'a geldiği ilk günlerde Federal Soruşturma Bürosu (FBI) güvenlik taramasının "ilave bir tedbir" olarak başlatıldığını ve çarşamba gününe kadar törende görev alacak 25 bin kadar Ulusal Muhafızın tamamının bu taramadan geçirilmiş olacağını belirtti.

ABD Kongresinde 6 Ocak'ta yaşanan baskında 1'i polis 5 kişi hayatını kaybetmiş, onlarca kişi de yaralanmıştı. Halen süren FBI soruşturma sürecinde en az 160 kişiye karşı dava açıldığı bildirilmişti.

Demokratların "isyana teşvik" ile suçladığı ABD Başkanı Trump'a yönelik azil maddesi, Temsilciler Meclisindeki oylamada kabul edilmişti. Trump'ın Kongre olayları kapsamında suçlu olup olmadığına Senatoda yapılacak oylamada karar verilecek.

ABD'de 45. Başkan Donald Trump'ın çalkantılı geçen 4 yıllık başkanlık dönemi, Kongre baskını ve ardından başlayan Trump'ın azil süreci etrafında şekillenen siyasi krizle sona eriyor.

20 Ocak'ta yemin ederek görevine resmen başlayacak olan Joe Biden, gri bulutlarla kaplı siyasi bir gündemde başkanlık koltuğuna oturacak.

Pek çok kararıyla tartışmalara konu olan Trump'ın başkanlıktaki son ayları, 3 Kasım'da yapılan başkanlık seçimlerinde hile olup olmadığı tartışması ile geçti.

Demokratların posta yoluyla kullanılan oylarda hile yaparak seçimleri kazandığını ileri süren Trump, eyalet mahkemelerinde bir sonuç elde edemediği gibi Yüksek Mahkeme'de de istediğini bulamadı.

KONGRE BASKINI HALA UNUTULMADI

Trump'ın seçmen tabanıyla kurduğu güçlü ve duygusal bağ, seçimlerden sonraki hile tartışmalarına da yansıdı. Ulusal bazda yapılan anketlerde, Cumhuriyetçilerin yüzde 80'inden fazlasının "seçimlerde hile yapıldığına inandığını" ortaya koydu.

Böylesine bir atmosferde 6 Ocak'ta Kongre'deki ortak oturumda eyalet delegelerinin oylarının sayımı yapılırken, dışarıda ise on binlerce Trump taraftarı, başkanlarına olan desteğini ortaya koyabilmek için bir araya geldi.

Mitingin ardından Kongre binasına yürüyen on binlerce kişiden bazıları polis barikatını aşıp binanın içine girince ortaya Amerikan tarihine geçen baskın görüntüleri çıktı.

Olay sürerken Trump'ın yaptığı sükunet çağrıları Demokratları ve medyayı tatmin etmezken, etkisi uzun sürecek siyasi bir kriz tarih kitaplarına geçmiş oldu.

Kongre baskını, seçimlerde hile olup olmadığına yönelik tartışmaların sürdüğü bir atmosferde siyasetin tüm görünümünü Trump aleyhine güçlü biçimde değiştirdi.

 

AZİL TARTIŞMALARI HENÜZ BİTMEDİ

Olayın hemen ardından tüm Demokratlar ve ana akım medya Trump'ı suçlarken, Demokratlar 11 Ocak'ta "isyana teşvik suçlamasıyla" Trump'a karşı azil maddesini Temsilciler Meclisine sundu.

Salı günü ayrı bir tasarıyı gündeme getiren Demokratlar, Başkan Yardımcısı Mike Pence'e, "Anayasa'nın 25. ek maddesini devreye sokarak Trump'ı görevden alma" çağrısı yaptı.

Pence, henüz oylama bitmeden yaptığı açıklamayla bu tür bir adımı atmayacağını, ayrıca böyle bir çabanın zaten kutuplaşmış olan siyasi atmosferi daha da gerginleştireceği belirtti.

13 Ocak'ta Temsilciler Meclisi Genel Kurulunda yapılan oylamada, görev süresinin sona ermesine bir hafta kala Trump'ın "isyana teşvik" ile suçlandığı azil maddesi kabul edildi.

197 hayır oyuna karşılık 232 evet oyu ile kabul edildi. Söz konusu azil maddesine 10 Cumhuriyetçi vekilin de evet oyu vermesi dikkati çekti.

Böylece ABD'nin 45. Başkanı Trump, ülke tarihinde "görevden alınması istemiyle iki kez suçlanan ilk başkan" olarak tarihe geçti.

Senatoda ne olacak?

Trump'ın "isyana teşvik" ile suçlandığı azil maddesinin bundan sonraki adresi ABD Senatosu olacak.

20 Ocak'tan sonraki bir tarihte bir araya gelmesi beklenen Senato'daki yargılama sonucunda Trump'ın suçlu olup olmadığına karar verilecek.

Trump'ın suçlu bulunabilmesi için 100 sandalyeli Senato'nun en az 3'te 2'sinin, yani 67 senatörün, bu yönde oy kullanması gerekiyor.

Eğer Trump aleyhinde bu yönde bir karar çıkar ve Trump suçlu bulunursa, ABD tarihinde ilk kez bir başkan azil sürecinde suçlu bulunup görevinden alınmış olacak.

Senato'daki Demokratlar, söz konusu azil oylamasında eğer Trump suçlu bulunursa, onun bir daha herhangi bir resmi göreve gelmesini engellemek için ayrı bir oylama daha yapmayı planlıyor.

Demokratlar, salt çoğunluğun (51 senatör) oyunun yeterli olacağı bu ikinci oylamayı da yapıp, Trump'ın 2024 başkan adaylığının önünü tamamen kapatmayı hedefliyor. Mevcut Senato aritmetiğinde 50-50 eşitlik bulunduğu ve bir oylamada eşitlik olması durumunda Başkan Yardımcısı Kamala Harris oy kullanabileceği için Demokratlar bu adımı atabilmeyi şimdiden hayal ediyor.

Mevcut siyasi atmosferde Cumhuriyetçiler, Trump'ın azline karşı çıktıkları gibi, bu yöndeki çabaların toplumdaki bölünmeyi daha da artıracağı uyarısında bulunuyor.

Bu yönüyle Senato'da azil yargılamasının ardından yapılacak oylamada kuvvetle muhtemel Demokratlar 67 evet oyuna ulaşamayacak ve Trump aklanacak.

Bu oylamanın ardından Trump'a yönelik yeni davaların açılması gündeme gelebilecek, ancak bu davaların Trump'ın 2024 adaylığını önleyip önleyemeyeceğini zaman gösterecek.

Cumhuriyetçi Partinin ve Trump'ın geleceği

Cumhuriyetçi Parti kurmayları, bu süreçte bir yandan Kongre baskınından kendilerini ayrıştırmaya çalışırken, bir yandan da Trump'la nasıl bir ilişki yürüteceklerini hesaplamaya çalışıyor.

Trump'ın halen Cumhuriyetçi muhafazakar tabanda güçlü bir desteğinin olması sebebiyle, bazı istisnalar hariç, hiçbir Cumhuriyetçi Kongre üyesi kendi geleceğini Trump'ın geleceğinden bağımsız görmüyor.

Gerek 2022 Kongre ara seçimleri, gerekse 2024'teki başkanlık ve Kongre seçimleri sürecinde bu Cumhuriyetçi isimlerin, Trump'a oy veren geniş muhafazakar seçmenlerin oyuna ihtiyacı olacak.

Bu bakımdan Trump'ın 2024 için aday olması ya da olabilmesi durumunda Cumhuriyetçi Partinin yine Trump etrafında siyaset yapmaya devam etmesi en öne çıkan senaryo olarak gözüküyor.

Trump'ın, herhangi bir sebeple, siyasi hayatını noktalaması durumunda ise Cumhuriyetçilerin 2024 için yeni isimler çıkarması ve Trump'ın tabanda yakaladığı momentumu koruması gerekiyor.

Amerikan medyasında Mike Pence, Nikki Haley, Ted Cruz, Josh Hawley ve Tom Cotton gibi kişilerin isimleri zikredilirken, tüm senaryoların Trump'ın yeniden aday olup olmayacağına bağlı olduğu

Yorumlar