'Bu karar iki ülke arasındaki ilişkilere ciddi zarar verir'

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Yunanistan'ın darbecileri iade etmemesinin iki ülke arasındaki ilişkilere zarar vereceğini kaydetti

Google Haberlere Abone ol
'Bu karar iki ülke arasındaki ilişkilere ciddi zarar verir'

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Yunanistan'a kaçan 8 darbeci askerin Türkiye'ye iade edilmemesi kararına ilişkin, "Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkilere gerçekten büyük bir zarar verecek nitelikte bir adımdır. Bunu her iki ülke yetkilileri de yakından görüyorlar. Bunun üzerine biz iade talebini içeren dosyaları tekrar Yunanistan'a ilettik." dedi.

Bozdağ, 24 TV'de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Yunanistan'a kaçan 8 darbeci askerin Türkiye'ye iade edilmemesi kararına ilişkin değerlendirmesi sorulan Bozdağ, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'ın Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ile görüştüğünü hatırlattı.

Görüşmelere ilişkin basına yansıyan açıklamalarda, darbeci askerlerin Türkiye'ye iadesi hususunda olumlu gelişmelerin olacağını gördüklerini ancak en son kararın olumsuz yönde olduğunu anımsatan Bozdağ, şunları dile getirdi:

"Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkilere gerçekten büyük bir zarar verecek nitelikte bir adımdır. Bunu her iki ülke yetkilileri de yakından görüyorlar. Bunun üzerine biz iade talebini içeren dosyaları tekrar Yunanistan'a ilettik. Yeni deliller nedeniyle bir kez daha talebimizi yeniledik, tekrarladık. Bunu da Yunanistan'da iade konusunda işleri yürüten Adalet Bakanlığına ilettik. Onun üzerinden de bunların yeniden değerlendirmesini talep ediyoruz. Bu değerlendirme yapıldıktan sonra iadesi konusunda Türkiye'nin arzu ettiği istikamette bir karar verilmesinin son derece önemli olduğunu her defasında ifade ettik."

Yunanistan'a giden ikinci dosyadan umutlu olup olmadığının sorulmasına karşılık Bozdağ, Türkiye'nin iade taleplerine bugüne kadar pozitif yaklaşım göstermeyen Yunanistan'ın, söylemde iyi olduğunu ancak işin icraat kısmında gerekeni yapmadığını söyledi.

Türkiye'de darbe teşebbüsüne kalkışıldığını, bu teşebbüsün içinde yer alan askerlerin darbe başarısız olunca Yunanistan'a kaçtığını ve yakalandıklarını hatırlatan Bozdağ, olayın çok net ortada olduğunu vurguladı.

Bozdağ, "Şehit ve gazi olan bütün vatandaşlarımızın kanında bunların eli var. Cumhurbaşkanı'na suikaste giden heyetle bunların irtibatı var. İrtibat var, kaldı ki irtibattan öte, darbe teşebbüsünün içinde aktif rol almış olan darbeci askerler. Bir defa burada Yunanistan mahkemesinin verdiği karar, böylesine büyük bir suçu işleyen kişilerin yargılanmasını engellemiştir, ceza almalarını engellemiştir." şeklinde konuştu.

- "'Yargı bağımsız' diyerek bu işin içerisinden kurtulamazsınız"

Geçmişte askeri darbeler yaşayan ve büyük bedeller ödeyen Yunanistan'ın Türkiye'yi anlaması gerektiğini ifade eden Bozdağ, "Sayın Başbakan Çipras da buna vurgu yapan açıklamalar yaptı ama ortaya çıkan karara baktığınız zaman hukuk, yargı bağımsızlığıyla izah edilebilecek bir şey değil. Çok büyük bir suç işlenmiş. Yüzlerce insanın ölümüne ve bini aşkın insanın yaralanmasına yol açmış, burada ortaklığı bulunan kişilerin siz yargılanmasının önünü kesip ceza almalarının, hak ettiği cezayı aldıktan sonra infazının önünü kesip sonra da 'Bizde yargı bağımsız' diyerek bu işin içerisinden kurtulamazsınız." değerlendirmesinde bulundu.

Bu işin hukuki boyutta yürümediğini, siyasi olduğunu düşündüğünü dile getiren Bozdağ, Batı'nın Türkiye'nin aleyhine çalışan herkesi baş tacı ettiğini belirtti.

Yunanistan'dan 2007'den bugüne kadar istenen 50 kişinin iade edilmediğini hatırlatan Bozdağ, terör örgütü DHKP-C üyelerinin bu ülkede eğitim görüp barındığını, istenilen 24 teröristin de iade edilmediğini kaydetti.

Bozdağ, FETÖ'cü 8 darbeci askerin de iade edilmediğini, bunun Almanya ve Fransa için de böyle olduğunu söyledi.

"Almanya'da spesifik bir örnek de var. NATO'da görev alan 40 FETÖ'cü subay, cuntanın içinde yer almış isimler, bunlar da Almanya'ya iltica etti. Şu ana kadar Almanya'nın bize vereceğine dair bir işaret yok. Bunları istedik mi?" sorusuna Bozdağ, şu yanıtı verdi:

"Türkiye'de yargı süreçleri içerisinde olan herkesi biz zaten soruşturma aşamasında soruşturma makamlarının, yargılama aşamasında da yargılama makamlarının talebi üzerine oradan istiyoruz. Kimileriyle ilgili iade, kimileriyle ilgili yakalanma talebimiz var. Maalesef INTERPOL de şu anda Türkiye'nin Fetullahçı Terör Örgütü üyelerinin yakalanmasına ilişkin çıkardığı kırmızı bülten taleplerini taraflı şekilde reddediyor. Çok net şekilde görüyoruz onu. INTERPOL'ün, sistemi işletip onları aramızdaki anlaşmalar, ilişkiler çerçevesinde koyması gereken usule uygun yürürlüğe koyup bütün dünyaya aranmaları, yakalanmaları, bulunmaları konusunda ilan vermesi, tebligat göndermesi lazım. Bunların gereklerini yapmıyor ve reddediyor. Şimdi Almanya'da veya başka ülkelerde de Fetullahçı Terör Örgütü'ne mensup teröristler, bu örgüt üyesiyken darbeye kalkışan darbeciler, PKK terör örgütü, DHKP-C terör örgütü, ben hatta Türkiye'ye karşı eylem yapmış olmak kaydıyla DEAŞ'tan birisi gitse onun dahi Türkiye'ye iade etmeyeceklerini düşünüyorum çünkü Türkiye'ye kim zarar veriyorsa el üstünde tutulmayı hak ediyor.

Bu, uluslararası hukuk, adalet, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığıyla izah edilebilecek bir konu değil. Bunun tek nedeni var, Türkiye karşıtlarını himaye etmek."

- "Şimdi iltica kapılarını açıyorlar"

Bozdağ, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in Türkiye'ye geleceğinin hatırlatılması üzerine NATO'da görevli darbeci askerlerin gündeme geleceğini ve iadesinin isteneceğini ifade etti.

Almanya'nın uluslararası ve ulusal hukuk çerçevesinde bu suçların faillerini tereddütsüz iade etmesi gerektiğine dikkati çeken Bozdağ, "Demokrasiye ve hukuk devletine inanıyorlarsa yapılması gereken, 'Biz bunları himaye etmeyiz, Türkiye'nin iade taleplerini kabul ederiz, iade ederiz'. Şimdi iltica kapılarını açıyorlar. Yani mülteci statüsü verdiğiniz zaman onların iade süreci artık kendiliğinden sona ermiş demektir." diye konuştu.

FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in iadesinde mesafe alınıp alınmadığının sorulması üzerine de Bozdağ, Obama döneminde bilgi ve belge gönderdiklerine ancak netice alamadıklarına işaret etti.

Obama'nın başkanlığı döneminde konunun zamana yayıldığını anımsatan Bozdağ, kendilerine, "Biz elimizdeki dosyaların sağlam olmasını istiyoruz. Mahkemeye gönderdiğimizde Türkiye adına bu işin avukatlığını biz yapacağız. O yüzden de dosyanın güçlü olmasına önem veriyoruz." denildiğini söyledi.

Bozdağ, "Biz de kendilerine 'Bu dosyadan daha güçlü bir dosya şimdiye kadar olduğunu zannetmiyoruz. Eğer bu dosyadan iade olmayacaksa hiçbir dosyadan kimse iade edilmez. Siz bizim dosyamızı mahkemeye gönderin, mahkeme bunun kararını versin.' dedik. Maalesef o ziyaretten bugüne geçen süre içerisinde dosya mahkemeye intikal ettirilmedi." ifadelerini kullandı.

Bakan Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Trump'ın göreve gelmesi üzerine yeni bazı bilgiler, belgeler ve delilleri de ABD Adalet Bakanlığına gönderdik. Yeni bakanın göreve başlamasından sonra da biz yeni delillerle dosyanın bir kez daha ele alınıp olumlu netice vermesi için gayret sarf ediyoruz. Ben ümitliyim. Ümidimi de hala koruyorum. Daha bu konuda henüz resmi bir açıklama yapılmadı, resmi adım atılmadı ama kampanya içinde yer alanların, Başkan Trump'ın bu konuda söylediklerine baktığınızda olumlu bir gelişme olabileceğine dair kanaatimiz güçlendi.

Biz gerekirse ABD'ye bir kez daha gidip yeni Adalet Bakanı'na da Türkiye'nin bu konudaki beklentilerini ve hassasiyetlerini iletmek için bir fırsat buluruz diye düşünüyorum, gidebiliriz."

(Sürecek)

Yorumlar