Uzmanlardan imamlara: Organları alınmadan gömülen insan dört kişiyi daha gömüyor

Bursa Sağlık Müdürlüğü tarafından şehirde görev yapan din görevlilerine yönelik düzenlenen 'İslam Dini ve Organ Nakli' konulu panelde hekimler ve ilahiyatçılar, organ ve doku nakliyle ilgili tartışmaları değerlendirdi. Yüz nakli yapılan...

Google Haberlere Abone ol
Uzmanlardan imamlara: Organları alınmadan gömülen insan dört kişiyi daha gömüyor

Bursa Sağlık Müdürlüğü tarafından şehirde görev yapan din görevlilerine yönelik düzenlenen 'İslam Dini ve Organ Nakli' konulu panelde hekimler ve ilahiyatçılar, organ ve doku nakliyle ilgili tartışmaları değerlendirdi.

Yüz nakli yapılan Recep Sert, Recep Sarı ve 2010’da Türkiye’nin ilk çift kol nakli yapılan Cihan Topal’ın da katıldığı panelde konuşan İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cemal Ata Bozoklar, "Sonuçta kaybeden hastalarımız oluyor, onlar ölüyor, ölmemiş bir insana ‘öldü’ diyerek ne kadar büyük hata yapıyorsak, aslında ölmüş insana ‘ölmedi’ dediğimizde de aynı derecede büyük hata yapıyoruz. Çünkü bugün organını alınmadan gömdüğümüz her insanla beraber dört insanı daha gömüyoruz aslında. O insan yanında dört kişiyi daha götürüyor." dedi.

Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi Osmangazi Salonu’nda düzenlenen 'İslam Dini ve Organ Bağışı' konulu panele şehirde görev yapan imam hatipler ve müezzinler katıldı. Organ nakliyle alakalı akıllarda hiçbir soru işaretinin kalmaması için din görevlilerine yönelik panel düzenlediklerini belirten Bursa Müftüsü Prof. Dr. Mehmet Emin Ay, şunları kaydetti: "Bizim dinimiz, yüce kitabımızın 'Bir insanı yaşatmak bütün insanlığı yaşatmak gibidir' diye buyurduğu Sevgili Peygamberimizin (sas) ‘Güleryüzlü olman da bir sadakadır’ diye emrettiği insan hayatına, insan kişiliğine son derece önem veren bir dindir. Bu programla ‘İslam Dini ve Organ Nakli’ adı altında dinimizin bu konudaki insanlara bilgi adına vermesi gerekenleri vereceğiz. Bursa'daki bütün din görevlisi arkadaşlarımızı bugün buraya davet ettik. Akıllarda hiçbir sorunun kalmamasını ve gerçekten candan cana yapılan en büyük sadakanın organ bağışı olduğunu din görevlilerimizle paylaşmak ve kamuoyuna da din görevlilerimiz vasıtasıyla bunu ulaştırmak istiyoruz. Akıllarda herhangi bir sorunun kalmamasını temin etmek için programı düzenledik."

Bursa Sağlık Müdürü Özcan Akan ise "Organ bağışı oranı ülkemizde çok düşük. Organ nakli Avrupa ülkelerinin beşte biri kadar. Bizim gayemiz organ bağışına dikkat çekmek, toplumumuzu bu konuda bilinçlendirmek. Bugün din görevlilerimize yönelik bir seminer düzenledik. Din görevlilerini bilgilendiriyoruz. Bu faaliyetler sonucunda organ bağışını en azından medeni ülkeler seviyesine çekmek istiyoruz." diye konuştu.

'ORGAN VE DOKU NAKLİ CAİZDİR'

Organ nakliyle ilgili tartışmalara yol açan konuları değerlendiren Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Kaya da organ ve doku naklinin 40-50 yıldır yoğun şekilde tartışılan bir konu olduğunu belirterek şunları söyledi: "Dolayısıyla bunun bizzat Kur’an-ı Kerim’de yer alıyor olması beklenilmemeli. Sünnette bununla ilgili doğrudan bir bilgi de olmayabilir. O halde ne yapmamız lazım? Acaba selef alimlerimiz konu bu ad altında değil de benzer isimle tartışmış olabilir mi? İmam-ı Âzam Ebû Hanîfe’nin görüşüne göre; kişinin canına mal olacak tasarrufları yani ölümüne yol açacak tasarrufları hukuken geçersizdir, yok hükmündedir; fakat bedeni üzerindeki tasarrufları, organlar, bedenin herhangi bir parçası, bu tasarrufları içeren hukuki işler hukuken geçerlidir. Dolayısıyla bir organın, kangren olmuş, onu kesiyorsunuz herhangi bir problem yok veya ameliyat yapıyorsunuz, ameliyat yapılmasına izin veriyorsunuz, bu izin hukuken geçerlidir. Ötenazi ve kişinin mal olacak tasarruf ayrı. Dolayısıyla aynı isimle oynayabilir benzer isimlerle benzer adlarla konu işlenmiş olabilir. Meseleye bu açıdan bakmak lazım. İkinci nokta konuyla alakalı ayet ve hadisleri bir de bu açıdan tekrar gözden geçirmek gerekir. Sonuç itibariyle organ ve doku nakli, bir tedavi olarak görülmelidir, zaruret halinde verilen bir hüküm olarak değerlendirilebilir, kadavradan alınıyorsa ölümün gerçekleşmiş olması, suistimallere kapalı olması gerekiyor operasyonların ve insan bedeni bir ticari meta haline getirilmemesi gibi şartlar tahakkuk ettiğinde organ naklinin caiz olmaması noktasında görüş beyan etmek biraz zorlama olacaktır. Şahsi kanaatlerim bu istikamette."

'NAKLEDİLEN KOLLA ABDEST ALINABİLİR'

Organ nakliyle ilgili birçok sorunun sorulduğunu hatırlatan Prof. Dr. Ali Kaya, "Kol nakli yapan kişi abdest alacak, ‘nakleden kolunu yıkadığı zaman o kolunu yıkamış olur mu?’ Eğer o kol ona aitse ona aitse yıkamış olur, ona ait değilse yıkamamış olur. Fıkıh kitaplarında bununla ilgili hükümler var. Nakledilen organ artık nakledilen kişiye aittir. O bir alettir çünkü onu sevk ve idare eden bir bedeni vardır. Dolayısıyla nakledilen kadın eli nakledilen bir erkek, nakledilen eliyle eşine dokunulursa abdesti bozulur mu Şafi mezhebine göre bozulur. O kolu kullanan başkasına değildir. O alettir, sevk ve idare kişinin kendisidir, manevi şahsiyetidir." şeklinde konuştu.

'ORGANLARI ALINMADAN DEFNEDİLEN KİŞİ 4 KİŞİYİ DAHA YANINDA GÖTÜRÜYOR'

Dünyada beyin ölümünün gerçek ölüm olduğunu anlatan İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cemal Ata Bozoklar, imamlara hitaben şunları kaydetti: “Sonuçta kaybeden hastalarımız oluyor, onlar ölüyor, ölmemiş bir insana ‘öldü’ diyerek ne kadar büyük hata yapıyorsak, aslında ölmüş insana ‘ölmedi’ dediğimizde de aynı derecede büyük hata yapıyoruz. Çünkü bugün organını alınmadan gömdüğümüz her insanla beraber dört insanı daha gömüyoruz aslında. O insan yanında dört kişiyi daha götürüyor. Meltem’i organ nakliyle ilgilenen herkes tanır. Küçük bir bebek, bu bebeğin yaşaması için organ nakliydi. Meltem ölüyordu, karaciğer naklederseniz hayatı kurtuluyor."

Panele Türkiye'nin 5. yüz nakli operasyonu ile yeni bir hayata başlayan Recep Sert, 7. yüz nakli hastası Recep Sarı ve 2010’daki çift kol nakli olan hasta Cihan Topal da katıldı. Nişanlısı ile birlikte panele katılan Recep Sert, “Operasyondan sonra yeni bir hayata başladım, mutluyum. Önyargıları aşmamız lazım artık. Herkes organ bağışına katılmalı. Biraz zorlanıyorum, acılarım tam bitmedi, ama zamanla daha iyi olacağına inanıyorum." diye konuştu.

Recep Sarı ise şunları söyledi: "Operasyon sonra hayatım çok güzel ilerliyor. Bence herkes organ nakli bilincine ulaşması lazım. Çünkü bazı din adamları bu konuya karşı çıkıyor ama bence karşı çıkılmaması gerekiyor. Halkın bu organ nakli kampanyalarına katılması lazım. Bir insana yeniden hayat şansı veriliyor."

'EN BÜYÜK HAYALİM, KIZIMIN ELİNDEN TUTUP PARKA GÖTÜRMEKTİ; ENDİŞELENMEYİN; BUNDAN DAHA GÜZEL İŞ OLUR MU?'

İlk çift kol nakli ile hayata yeniden tutunduğunu belirten Cihan Topal, en büyük hayalinin kızının elinden tutarak parka götürmek olduğunu, bunun da gerçekleştiğini kaydetti. Topal şöyle devam etti: "Operasyon olalı, dört buçuk yıl oldu, artık yeniden bir hayat yaşıyorum. 2010 yılında Türkiye’nin ilkini başardık. İlk çift kol naklini gerçekleştirdik. O günden bugün hayal kurduğum tek şey, kızımın elinden tutup parka götürmekti, iki eliniz yoktu sonuçta. Çok şükür kızımı parka götürebiliyorum, okşayabiliyorum. Bütün işleri kendim yapabiliyorum. Organ bağışında ‘caiz mi değil mi?’ şeklinde tartışmalar var. Halkta bilinçsizlik var. Hayata küsmüş bir insana yeniden hayat veriyorsunuz, ben bugün kızımın elinden tutabiliyorum, çantayı tutabiliyorum, Bu çantayı iki eliniz olmadan nasıl tutabilirsiniz. Siz, organ bağışıyla en büyük sevabı kazanıyorsunuz. Sizden daha çok ellerini veren vericiye elleri alan kişi tarafından anılıyor. Her adım attığınızda o kişiyi anıyor ve rahmet okuyorsunuz. Bundan daha büyük sevap olamaz." CİHAN

Yorumlar