TZOB Genel Başkanı Bayraktar: Bu sezon balıkçının yüzü güldü
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 2013-2014 av sezonunda da avcılıktan elde edilen üretimin önemli bir bölümünü hamsi, mezgit, çaça ve istavrit gibi göçmen balıkların oluşturduğunu açıkladı.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi
Bayraktar, 2013-2014 av sezonunda da avcılıktan elde edilen
üretimin önemli bir bölümünü hamsi, mezgit, çaça ve istavrit gibi
göçmen balıkların oluşturduğunu açıkladı. Bayraktar, “Balıkçılıkta
bu sezonun önceki iki sezona göre daha iyi geçmiş olması
üreticilerimiz açısından olumlu bir gelişmedir” dedi.
Bayraktar, balıkçılıkta son yıllarda özellikle yetiştiricilikte
önemli gelişmeler olduğunu, bunun dış ticaret rakamlarına da
yansıdığını, su ürünlerinde 2013 yılında 186,2 milyon dolar
ithalata, 521,1 milyon dolar ihracata ulaşıldığını belirtti. Başkan
Bayraktar, yaptığı açıklamada, tüm denizlerde 15 Nisan 2013
tarihinden itibaren trol ve gırgır ağları ile avcılık yapan
balıkçılar için genel av yasağı başladığını, balık üreme dönemi göz
önüne alınarak uygulanan av yasağının 1 Eylül 2014'e kadar
süreceğini hatırlattı. 15 Nisan'dan itibaren, isteyen balıkçıların
karasuların bitişiğindeki uluslararası sularda ve su ürünleri
avcılık tebliği ile getirilen düzenlemelere uyulması şartıyla
uzatma ağlarıyla su ürünleri avcılığı yapabileceğine dikkati çeken
Bayraktar, şunları kaydetti:“Trol ve gırgır ile balık avcılığının
dört buçuk aylık yasak dönemine girmesi nedeniyle balıkçı
tezgahlarında daha çok kültür balıkçılığı yöntemiyle üretilen
çipura, levrek ve alabalığın yanı sıra ithal edilen kalkan,
barbunya, lahoz, orfoz gibi balıkları görmek mümkün olacak.
2013-2014 av sezonunda da avcılıktan elde edilen üretimimizin
önemli bölümünü hamsi, palamut, istavrit ve çaça gibi göçmen balık
türleri oluşturdu. Balıkçılıkta bu sezonun önceki iki sezona göre
daha iyi geçmiş olması üreticilerimiz açısından olumlu bir
gelişmedir."
"10 YILDA YETİŞTİRİCİLİĞİN PAYI YÜZDE 9,7’DEN YÜZDE 32,9’A
ÇIKTI"
Balıkçılığın son 10 yılda önemli bir gelişme kaydettiğine değinen
Bayraktar, "2002 yılında 627 bin 847 ton olan üretimin yüzde 83,3’ü
deniz, yüzde 7’si içsu avcılığı, yüzde 9,7’si yetiştiricilikten
elde ediliyordu. 2012 yılında 644 bin 852 ton olan üretiminin yüzde
61,5’i deniz, yüzde 5,6’sı içsu avcılığından üretilirken,
yetiştiriciliğin payı yüzde 32,9’a çıktı. 2002-2012 döneminde
avcılıktan elde edilen su ürünü miktarı, denizde 522 bin 744 tondan
yüzde 24,2 azalmayla 396 bin 322 tona, içsuda 43 bin 938 tondan
yüzde 17,8 düşüşle 36 bin 120 tona inerken, yetiştiricilikten elde
edilen su ürünleri miktarı yüzde 247,3 artışla 61 bin 165 tondan
212 bin 410 tona yükseldi.” ifadelerini kullandı.
Kültür balıkçılığı olarak da adlandırılan su ürünleri
yetiştiriciliğinin, bütün dünyada gelişen, desteklenen ve geleceğin
sektörü olarak değerlendirilen bir sektör olduğunu vurgulayan
Bayraktar, şu bilgileri verdi: “Su ürünleri yetiştiriciliğinde
önemli gelişmelerin olduğu ülkemiz, su kaynakları, modern ve ileri
teknoloji varlığı, girişimci ruhu ve her türlü yatırım olanakları
ile şanslı ve potansiyeli yüksektir. Bu potansiyelini çok iyi
kullanmak zorundadır. Bu anlamda sektörü daha da ileri boyutlara
taşıyacak, stratejilere, projeksiyonlara, destekleme politikalarına
ve uygulamalara ihtiyaç bulunmaktadır."
"TÜKETİM YETERSİZ"
Su ürünleri üretimimizdeki artışa rağmen kişi başına su ürünleri
tüketimimiz gelişmiş ülkelerin tüketiminin yetersiz olduğuna
değinen Bayraktar, " 2002 yılında 466 bin 289 ton, kişi başına 6,7
kilogram olan tüketim, 2012 yılında 532 bin 346 ton ve 7,1
kilograma çıktı. Kişi başına düşen su ürünleri miktarının dünya
ortalamasının 17,3 kilogram, Avrupa Birliği ortalamasının 23
kilogram iken ülkemizde yaklaşık 7,1 kilogramdır. Dünya
ortalamasında tüketime ulaşmak için yaklaşık 2 kat, Avrupa Birliği
ülkelerinin tüketimini yakalamak için ise 3 kat daha arttırmamız
gerekiyor. Su ürünlerinin hem ekonomik değeri hem de insan sağlığı
yönünden önemi göz önüne alındığında tüketimin de artabilmesi için
balık üretimimizi artırmamız gerektiği açıktır.” açıklamalarında
bulundu.
"YASAKLARA UYULMALI"
Su ürünlerinin ve yaşam alanlarının korunması, üretimde
sürdürülebilirliğin sağlanması için, su ürünleri avcılığına ilişkin
bir takım yasak, sınırlama ve yükümlülükler bulunduğunu belirten
Bayraktar, şunları kaydetti: “Tür, boy, zaman, derinlik, mesafe ve
av araçları ile ilgili düzenlemeler var. Balıkçıların getirilen bu
kurallara uygun olarak avcılık yapmaları zorunludur. Sürdürülebilir
balıkçılığın sağlanması için tüm balıkçılarımızın av yasaklarına
uymaları gerekir. Su ürünleri avcılığı konusunda bilinçli ve
duyarlı vatandaşlarımızın da gördükleri yasak avcılık
faaliyetlerini il ve ilçe gıda, tarım, hayvancılık müdürlüklerine
ya da jandarmaya bildirerek su ürünlerinin sürdürülebilirliğinin
sağlanmasına katkıda bulunmaları zorunluluğu vardır.”
CİHAN
Yorumlar