Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu Washington'da

Çavuşoğlu, Amerika Diyanet Merkezi’nde farklı dinlerin temsilcileriyle bir araya geldiği toplantıda yaptığı konuşmada, "DAEŞ, El Kaide ve Boko Haram gibi aşırılık yanlısı terör örgütlerinin kötü emellerine ulaşmak için etnik ve mezhebi ayrılıkları suistimal etmesi tesadüf değildir. Irkçılık, yabancı düşmanlığı ve İslamofobi, bu şiddet yanlısı grupların Batılı ülkelerde varlıklarını sürdürmelerini sağlayan unsurlardır” dedi

Google Haberlere Abone ol
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu Washington'da

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD’nin başkenti Washington yakınlarında bulunan Amerika Diyanet Merkezi’nde farklı dinlerin temsilcileriyle buluşarak hoşgörü ve barış mesajı verdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından resmi açılışı cumartesi günü yapılacak Amerika Diyanet Merkezi’nde yapılan toplantıyı, merkez yönetimi ile ABD'de faaliyet gösteren 155 Türk derneğinin oluşturduğu Türk Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi düzenledi.

Toplantıda, dini temsilcilere hitap eden Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, aşırıcılık karşısında dinlerarası diyaloğun önemini vurguladı. Bu konunun Türkiye’nin öncelikleri arasında yer aldığını belirten ve Türkiye'nin Medeniyetler İttifakı’nın eş başkanlığını yaptığını hatırlatan Çavuşoğlu, dinlerarası diyalog ve aşırıcılıkla mücadelenin kendisinin de Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Başkanlığı sırasında önceliklerinden olduğunu söyledi.

Yabancı düşmanlığı, aşırıcılık ve hoşgörüsüzlüğün yükseldiğine şahit olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, AKPM Başkanlığı sırasında bu konuda birçok dini temsilciyle görüştüğünü ve dini temsilcileri buluşturan toplantılar düzenlediğini anımsattı. Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

“Sosyal uyum, günümüzün birçok etnik kökeni bünyesinde barındıran ve çok dinli toplumlarında barış, güvenlik ve refah için önemli bir ön şarttır. Farklı kültürler ve dinlere mensup kişiler ne kadar iç içe geçerse uluslar o kadar zenginleşir. Bunu başaramayan toplumlarsa istikrarsızlık, yoksulluk ve kaosla karşı karşıya kalmaktadır. Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki gelişmeler buna örnek gösterilebilir.

DAEŞ, El Kaide ve Boko Haram gibi aşırıcı, terör örgütlerinin kötü emellerine ulaşmak için etnik ve mezhebi ayrılıkları suistimal etmesi tesadüf değildir. Irkçılık, yabancı düşmanlığı ve İslamofobi, bu şiddet yanlısı grupların Batılı ülkelerde varlıklarını sürdürmelerini sağlayan unsurlardır. Farklı kültürler ve dinler arasındaki çatışmaları önlemek için güçlerimizi birleştirmeliyiz. Terörün ve şiddet yanlısı aşırıcılığın dini yoktur. Bu grupların eylemleri İslam’ı temsil etmez. Tam tersine bunlar barış, dayanışma ve uyum dini olan İslam’ın temel değerlerine aykırıdır. Doğası gereği barışı emreden Yahudilik ve Hristiyanlık gibi dinler için de bu geçerlidir.”

Yorumlar