YTB gönüllü elçiler yetiştiriyor

Türkiye’de yabancı uyruklu kamu görevlisi, araştırmacı ve akademisyenler "Türkçe İletişim Programı (KATİP)" ile burslu dil eğitimi alıyor

Google Haberlere Abone ol
YTB gönüllü elçiler yetiştiriyor

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının (YTB) sağladığı bursla İstanbul'a Türkçe öğrenmeye gelen yabancı diplomat, araştırmacı ve akademisyenler, ülkeler arasındaki ilişkilerin gelişmesine, halkların da yakınlaşmasına katkıda buluyor.

YTB, "Kamu Görevlisi ve Akademisyenlere Yönelik Türkçe İletişim Programı" (KATİP) ile yabancı uyruklu kamu görevlisi, araştırmacı ve akademisyenlere Türkçe öğrenmeleri için burs imkanı sağlıyor.

Ülkelerinde etkin olabilecek, gelecek vadeden yabancı uyruklu kamu görevlisi, araştırmacı ve akademisyenlerin Türkçe öğrenmelerine yönelik 8 aylık burs programıyla bursiyerlerin Türkiye'yi yakından tanıması ve Türkiye ile sürdürülebilir bağlar kurması hedefleniyor.

Türkçe eğitiminin yanı sıra kültürel ve akademik faaliyetleri de içeren program, ilk kez 2015 tarihinde uygulandı.

KATİP burs programına bu yıl kabul edilen yabancı akademisyen ve kamu görevlileri de İstanbul Üniversitesi Dil Merkezinde Türkçe eğitimlerine devam ediyor.

Burs kapsamında 8 ay ücretsiz Türkçe eğitimi alan katılımcıların barınma, Türkiye'ye ilk geliş ve eğitimden sonra ülkelerine dönüş masrafları karşılanıyor.

Katip programına katılan öğrenciler, YTB İstanbul ofisinde düzenlenen sunum öncesinde, AA muhabirine, Türkçe öğrenme gerekçelerini, Türkiye ile ilgili düşüncelerini ve bu eğitimin, kendi ülkeleri ile Türkiye ilişkilerine etkilerini anlattı.

- "ORTAK ALFABEYE SAHİP OLMAMIZ TÜRKÇE ÖĞRENMEMİ KOLAYLAŞTIRIYOR"

Kamerun Dışişleri Bakanlığında diplomat Damdja Nyatcha, Türkiye'ye ilk kez geldiğini ve İstanbul gibi güzel bir şehri keşfettiği için mutlu olduğunu söyledi.

Türkiye hakkındaki bilgilerinin internetten öğrendiklerinden ibaret olduğunu, geldiğinde başka bir Türkiye ile karşılaştığını anlatan Nyatcha, "İstanbul gökdelenleri, altyapısı ile doğayla bütün çok güzel bir yer." dedi.

Kamerun Büyükelçiliğinin duyurusu üzerine YTB'nin programına başvurduğunu belirten Nyatcha, "Çalıştığım Asya İşleri Bakanlığı, Türkiye-Kamerun ilişkilerinden sorumlu birimden beni aradılar, bana başvuru yapmak isteyip istemediğimi sordular. Ben de 'neden olmasın' dedim. Başkent Yaunde'deki Türkiye Büyükelçiliği ile zaten temas halindeydim." diye konuştu.

Nyatcha, Türk halkını yakından tanımak, iki ülke ilişkilerini daha verimli ve profesyonel bir düzeye taşımak için Türkçe öğrenmeye karar verdiğini dile getirdi.

Türkiye ile Kamerun arasında mükemmel ilişkilerin kurulmaya başladığını dile getiren Nyatcha, medeniyetler çatışması bağlamında hala birtakım yanlış anlaşılmaların olduğuna dikkati çekti.

Nyatcha, "Türkçe öğrenmem, Türk toplumunu tanımam, Türk toplumu ile sosyalleşmem doğal olarak bir empati oluşturmamı sağlayacak. Bu da Türkiye ile Kamerun arasındaki iş birliğinin daha fazla gelişmesini kolaylaştıracaktır." ifadelerini kullandı.

Türkçenin, Fransızca ve İngilizceye daha yakın bir dil olduğunu kaydeden Nyatcha, dil öğrenirken bunun kendisine büyük bir avantaj sağladığını aktardı.

Türkçe öğrenirken diğer en büyük avantajının da Türkçedeki sessiz harfler olduğunu aktaran Nyatcha, "Türk alfabesinin, Fransızca ve İngilizceye yakın olması bana büyük kolaylık sağlıyor. Çünkü bir dile başlarken öncelikle alfabeyi öğrenmek gerekiyor. Alfabemiz zaten benzer, sadece bazı farklılıklar var. Ayrıca öğretmenlerin işlerinde iyi olması da öğrenmemizi kolaylaştırıyor." değerlendirmesinde bulundu.

Nyatcha, "Merhaba, benim adım Damdja. Kamerunluyum. Diplomatım. Hoşçakal" ifadelerini Türkçe söyleyerek yeni bir dille iletişim kurmanın zor olmasına rağmen farklı diller öğrenmeyi sevdiğini kaydetti.

- "TÜRKİYE İLE TACİKİSTAN ARASINDAKİ PROJELERDE ÇALIŞMAK İSTİYORUM"

Tacikistan'da Cumhurbaşkanlığı Akademisi Uluslararası İlişkiler Bölümünde çalışan akademisyen Dilnoza Mukhamedova da İstanbul'un muhteşem bir şehir olduğunu söyledi.

"İstanbul'un her şeyini çok beğendim, insanlarını, yardımseverliklerini." diyen Mukhamedova, İstanbul'un bu kadar kalabalık olmasının da aynı şekilde kendisini çok şaşırttığını dile getirdi.

YTB'nin Katip programını internetten bulduğunu anlatan Mukhamedova, "Türkçe öğrenmek isteyenler için bir burs programı düzenlendiğini fark edince hemen başvurmaya karar verdim." dedi.

Mukhamedova, Türkçe öğrenmek istemesinin en önemli nedenlerinden birinin, Rusça yazdığı tezini Türkçeye çevirmek olduğunu vurguladı.

Okulu, kariyeri ve iki ülkenin benzer kültürlere sahip olmasının da Türkçe öğrenmesinde önemli bir etken olduğunu ifade eden Mukhamedova, "Ülkeme döndüğümde arkadaşlarımla kolayca Türkçe konuşabileceğim. Ayrıca Türkiye ile Tacikistan arasında birtakım ortak projeler var, o projelerde çalışmak istiyorum." diye konuştu.

Mukhamedova, Türkçe öğrendikten sonra özellikle iki ülke arasında var olan kültür projelerinde yer almak istediğini söyleyerek şöyle konuştu:

"Kültür alanında yeni projeler üretebiliriz. Türkiye'ye öğrenci gönderme programları hazırlayabiliriz. Aynı şekilde Türkiye'den ülkemizde okumak isteyen öğrenciler için programlar hazırlayabiliriz."

Mukhamedova, Türkçe öğrenirken en çok dil bilgisinde zorlandığını fakat öğretmenlerin işlerinde iyi olmasının işleri kolaylaştırdığını aktardı.

Türkçede en zorlandığı kelimeler arasında 'kalabalık', 'dışişleri' ve 'anlaşma' olduğunu ifade eden Mukhamedova, en sevdiği Türk yemeğinin kebap olduğunu kaydetti.

- "TÜRKÇE ÖĞRENDİĞİMDE TÜRK DIŞ POLİTİKASINI ÇOK DAHA İYİ ANLAYABİLECEĞİM"

Laos'tan gelen Soukkhaphone Sisamouth ise dışişleri bakanlığında çalışan bir diplomat olarak Türkçeyi öğrenmeye karar verdiğini aktardı.

Sisamouth, Türkiye'yi ve İstanbul'u çok beğendiğini, İstanbul'un tarihi ve büyük bir şehir olduğunu ifade ederek kalabalığın kendisini çok şaşırttığını söyledi.

YTB'nin Katip programından Türk Büyükelçiliği aracılığıyla haberdar olduğunu belirten Sisamouth, "Prestijli bir burs olduğunu duydum. Türkçe öğrenmek istiyordum zaten hemen başvurdum. Türkiye ile Laos arasındaki ilişkiler gelişiyor. Bu kurs da bunun meyvelerinden biri diye düşünüyorum." dedi.

Dışişlerinde çalışan birinin farklı dilleri bilmesinin gerekli olduğunu vurgulayan Sisamouth, hem ülkeler hem bireysel olarak dünya ile ilişki kurmanın en önemli yollarından birinin de dil öğrenmek olduğunu ifade etti.

Laos Dışişleri Bakanlığı diplomatı Sisamouth, "Türkiye bölgenin en güçlü devletlerinden biri. Avrasya'da önemli bir Türk nüfusu ve kültürü var. Tüm bunlar Türkçe öğrenmeme neden olan faktörler. Türkçe öğrenmek hem Türk dış politikasını daha iyi anlamamı sağlayacak hem de ülkem ile Türkiye arasındaki iş birliğinin artmasına katkı sağlayacak diye düşünüyorum." diye konuştu.

Türkçenin kendi diliyle hiçbir benzer yönü olmadığını kaydeden Sisamouth, bu dilin daha çok Fransızcaya benzediğini, dil bilgisi konusunda çok zorlandığını anlattı.

Sisamouth, en zorlandığı kelimenin "görüşürüz" olduğunu sözlerine ekledi.

Yorumlar