Ahmet Akalın

Ahmet Akalın

Yeni Özbekistan’ın Yumuşak Gücü

Dünyanın dört bir yanında yumuşak gücün başarılı uygulamalarına rastlanabilirken Orta Asya’da bu alandaki ilk örnek çalışmaların Yeni Özbekistan’da yapıldığının altını çizmek gerekiyor.

Türkistan coğrafyasının merkezinde bulunan Özbekistan 2016 yılında göreve gelen Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev'in dönüşüm politikaları neticesinde son yıllarda sık sık adından söz ettiriyor. Bu durumun aslında ülkenin sahip olduğu muazzam etki olanaklarının farkına varması ve bunları sergilemeye başlamasıyla birlikte değerlendirilmesi gerekiyor. “Yeni Özbekistan” vizyonuyla önemli bir atılım sürecini başlatan Şevket Mirziyoyev’in politikaları günümüzde bilim adamlarının araştırma konusu olmuş durumdadır. Özbek liderin atılımlarında örnek alınası önemli bir boyutu da yumuşak güç politikalarıdır. Yapıcı aynı zamanda da dengeli bir dış politika izleyen Mirziyoyev’in tebessüm diplomasisi ve uzlaşmacı tavrı bölgede yedi yıl önce bulunan gergin ortamı ortadan kaldırdı. Özbekistan komşu ülkelerle her alanda iş birliğini geliştirmekle kalmayıp Türkiye ve Azerbaycan gibi uzaktaki kardeşleriyle de ilişkilerini en üst düzeye yükseltmeyi başardı. Ayrıca Mirziyoyev yönetimi gelişmiş ülkelerle de örnek ilişkiler yürütüp dengeli politika izlemeye önem vermektedir. Tüm bu süreçte Yeni Özbekistan’ın yumuşak güç unsurlarından istifade ederek geliştirdiği politikaların etkisi görülmektedir. Zira ülke Mirziyoyev yönetimiyle birlikte diğer tüm alanlarda olduğu gibi tarih, kültür ve turizm alanlarında da ciddi bir gelişim sürecine girmiştir. Bu sayede Yeni Özbekistan uluslararası aktörler için saygın; turistler, dış yatırımcılar, öğrenciler, araştırmacılar için ise cazip ve etkileyici bir ülke olma yolunda ilerliyor.

Yumuşak Gücün Önemi

1980’lerin sonunda Harvard Üniversitesi Profesörü Joseph Nye’ın ortaya attığı yumuşak güç kavramı, bir ülkenin politik ve ekonomik çıkarlarını gerçekleştirmek ve diğer ülkelerin davranışlarını etkilemek için kültürel etkileşimi, çekici değerleri ve diplomatik ilişkileri kullanma yeteneği olarak tanımlanmaktadır. Buna göre devletler sadece sert güç ile değil; aynı zamanda kültürleri, ideolojik çekimleri, insani yaklaşımları ve değerleri ile de uluslararası alanda etkin rol oynayabiliyor. Dünyanın dört bir yanında yumuşak gücün başarılı uygulamalarına rastlanabilirken Orta Asya’da bu alandaki ilk örnek çalışmaların Yeni Özbekistan’da yapıldığının altını çizmek gerekiyor.

Ülkenin zengin kültürel mirası, artan kültürel etkileşimi, tutarlı ve barışçı dış politikası çoktan önemli cazibe unsurlarına dönüşmüştür. Saymakla bitmeyen kültürel zenginlikleri, büyüleyici turistik yerleri, engin ekonomik potansiyeli, genç nüfusu, tarihe mal olmuş şahsiyetleri ve stratejik konumu ile Mirziyoyev yönetimi ülkeyi uluslararası kamuoyu nezdinde çekici bir aktör haline getirme yolunda kayda değer mesafe katetmiştir.

Özbekistan’ın Marka Şehirleri

Her karış toprağı tarih kokan Özbekistan’ın yumuşak güç unsurlarının başında ülkenin kadim şehirleri geliyor. Buradaki kentler tarih boyunca şair ve yazarların eserlerinde sıkça anılmıştır. Hâfız-ı Şîrâzî’nin “Eğer Şirazlı Türk güzeli yüz verseydi şu gönlüme, Bahşederdim bir tek benine Semerkand’ı ve Buhara’yı” dizeleri tam altı asır öncesine aittir. Özbekistan’ın buna benzer şiirlere, şarkılara, destanlara konu olan onlarca marka şehri bulunmaktadır. Son dönemde bizzat Mirziyoyev’in girişimleriyle bu şehirler yeniden ihya edilip her biri diplomasi, turizm, eğitim, festival ve kongre kentine dönüştürülüyor. Semerkant’ta kurulan ‘Ebedi Şehir Külliyesi’ ve yeni oteller bu fikri destekleyen gelişmelerdir. Bugünkü Semerkant artık üst düzey etkinlik ve zirvelerin yapılması için gerekli tüm koşullar ve altyapıya sahip, hem muazzam geçmişi hem de çağdaş gereksinimleri bir arada bulunduran ender bir kent. Özbekistan yönetimince birçok uluslararası zirveler ve devlet ziyaretleri için Semerkant’ın seçilmesi de bu gelişmelerin bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Tüm bu gelişmeler Mirziyoyev’in yumuşak güç politikalarının bir parçasıdır. Semerkant’ın 2023 Dünya Turizm Başkenti olarak seçilmesi, keza UNESCO’un 40 yıl aradan sonra ilk kez Genel Konferans oturumunu Semerkant’ta yapma kararı alması bir tesadüf değildir. Bu arada Özbekistan Buhara, Hive, Hokant, Şehrisebz gibi marka şehirlerini de aynı yönde geliştirerek yumuşak gücünü zenginleştiriyor. Afganistan sınırında yer alan Tirmiz şehri de tarihi bir görevi yerine getiriyor. Zira Afganistan’da eğitim imkanı bulamayan kız ve erkek öğrenciler için bu şehir bir eğitim yuvası haline gelmiştir. Tüm bu gelişmeler ve daha sayılamayan birçok sebepten ötürü ülkenin kısa zaman içerisinde Büyük İpek Yolu'nun en parlak incilerini bir arada sunan eşsiz bir destinasyona dönüşmesi şaşırtıcı olmayacaktır.

Özbekistan’ın Kültürel Değerleri

Yumuşak gücü oluşturan unsurlardan bir diğeri de kültürdür. Bir ülkenin dili, edebiyatı, sanatı, sporu, mutfağı, doğası ve diğer kültürel unsurları o ülkenin dünya kamuoyunda cazip görünmesini sağlar. Bu bağlamda Yeni Özbekistan’daki dönüşüm sürecinde dikkatlerden kaçmayan çok önemli bir gelişme de ülkede kültürel değerleri sergileyen uluslararası festivallerin ve etkinliklerin sayısının artmasıdır. Böylesi faaliyetler ülkenin belirli bölgelerine özgü kültürel ve sanatsal değerleri teşvik ederken turistler için de Özbek medeniyetinin incilerini yakından müşahede etme imkânı sağlıyor. Yeni Özbekistan’daki uluslararası festivallerde ozancılıktan dans geleneklerine, sanatkârlıktan çiçekçiliğe, gastronomiden sinemaya, mizah sanatından ipekçiliğe kadim kültürel olgular yüceltiliyor. Bu gibi festivallerin doğrudan devletin teşviki ve destekleriyle yapılıyor olması devletin yumuşak gücünün kültürel unsurlarını geliştirmedeki kararlılığını gösteriyor. Bu alandaki son gelişmelerden biri de 2023 yılının Temmuz ayında bizzat Mirziyoyev’in kararnamesiyle Askiya olarak bilinen doğaçlama üzerine kurulu Özbek atışma sanatının her iki yılda bir düzenlenen Tebessüm Uluslararası Festivali’ne dâhil edilmesidir.

Tebessüm Diplomasisi ve Üstün Misafirperverlik

Yeni Özbekistan’ı saygın yapan en önemli özelliklerden biri de ülkenin uzlaşıcı, çözüm odaklı, barışçıl dış politikasıdır. Mirziyoyev’in her yurt dışı ziyareti ve yabancı heyetlerle görüşmesinde gözlerden kaçmayan bir husus da kendisinin yüzünden hiçbir zaman eksik olmayan tebessümdür. Zira bir Özbek atasözü der ki “Açık yüz aştan şirindir”, yani “güler yüzlülük ikram edilen yemekten de lezzetlidir”. İlgimizi çeken bir diğer estetik görsel ise Yeni Özbekistan’a yabancı devlet başkanlarının ziyareti sırasında diplomatik zarafetin zirveye çıktığı karşılama programlarıdır. Çoğu zaman resmi programlara ek olarak Özbekistan’ın zengin değerlerini yansıtan etkinliklerde sunulan kültür içerikleri herkesi hayran bırakıyor. Özbekistan’a çeşitli temaslar için gelen üst düzey heyetlerin uçaklarına yanaşan iniş merdivenlerine adım atmasıyla başlatılan Özbekistan’ın kültürel zenginliklerinin sunumu her misafiri adeta büyülüyor. Çin, Fransa ve Katar liderlerinin Semerkant ziyaretlerindeki, Azerbaycan ve Türkiye Cumhurbaşkanlarının da tarihi Hive kentindeki karşılanmalarında sunulan harika kaligrafik gösterimler uluslararası medya tarafından imrenilerek izlenmiştir. Aslında bu diplomatik nezaket Büyük İpek Yolu’nda Özbek halkıyla özdeşleşen üstün misafirperverliğin ifadesidir. Bunu kavramak için yine bir Özbek atasözünü anmakta fayda var: “Mehmon otangdan ulug” yani “Misafir babadan da değerlidir”.

Yeni Özbekistan’ın insani diplomasisin farkı 6 Şubat 2023’te 11 ili etkileyen ve elli binden fazla insanın hayatını kaybetmesine neden olan Türkiye’de Kahramanmaraş merkezli depremden hemen sonra kendini göstermiştir. Bu çerçevede Taşkent’ten kalkan uçaklarla gelen yardımlarla Hatay’ın Ovakent mahallesinde yaraları sarmak, açları doyurmak, üşüyenleri ısıtmak gibi insani dayanışma faaliyetleri için kaynaklar seferber edilmiştir.

Yeni Özbekistan Okulları

Cumhurbaşkanı Mirziyoyev’in iktidara gelmesinden itibaren özel önem atfettiği ve titizlikle geliştirdiği alan bilgi ve eğitimdir. Bu yıl yenilenen Özbekistan Anayasasındaki en önemli değişikliklerden biri de öğretmenlerin mesleki statüsüne vurgu yapılmasıdır. Yeni dönemde temelleri atılan ve tarihte olduğu gibi ülkenin parlak geleceğini inşa edecek yetenekli öğrencileri yetiştirmesi hedeflenen özel statülü Cumhurbaşkanı okulları da bu açıdan dikkat çekici bir gelişmedir. Diğer taraftan Özbekistan bilgi ve eğitim alanında yaptığı atılımlardan edindiği deneyimleri de komşu ve kardeş ülkelerle paylaşmayı ihmal etmiyor. 2020 yılında Özbekistan Cumhurbaşkanı’nın girişimleriyle Tacikistan’da bir okul yapılarak Tacik halkına armağan edilirken, 2022’de de Kırgızistan’da Özbekistan kaynaklarıyla okul yapılmıştır. Bu yıl ise işgalden kurtarılan Karabağ’da yine Özbek liderin inisiyatifiyle yaptırılan 1000'e yakın öğrencinin yararlanacağı okul eğitim öğretime başlamıştır. Okula hem bilim hem de devlet adamı olarak dünya tarihinde önemli yer edilmiş büyük sima Mirza Uluğ Bey’in adı verilmiştir. Bu eğitim diplomasisi Özbek kültürü ve tarihine değer veren, “Üçüncü Rönesans” ı kavrayan Yeni Özbekistan’ın dostu entelektüellerin ve bilim insanlarının yetişmesine katkı sağlayacaktır.

Yukarıdaki bilgiler ışığında Yeni Özbekistan’ın başarılı ve aynı zamanda örnek bir yumuşak güç politikası yürüttüğünün altı çizilmeli. Genelde böylesi politikalar başarılıysa paydaş ülkelerin sizinle iş birliği arzusu daha da artar, çalışmalarınız uluslararası çapta tanınır. Dolayısıyla yumuşak güç açısından baktığımızda 2023 yılını Yeni Özbekistan’ın inkişaf dönemi olarak değerlendirebiliriz. Cumhurbaşkanı Mirziyoyev’in ardı ardına Bağımsız Devletler Topluluğu’ndan “Onur Madalyası” ve Türk Devletleri Teşkilatı’ndan “Türk Dünyası Ali Nişanı” alması, başka bir ifadeyle dünya siyasetinde stratejik öneme sahip iki uluslararası kuruluşun yüksek ödülüne layık görülmesi de aslında 7 yıllık başarılı çalışmalarının sonucudur.

Dr. Ahmet Akalın

RTÜK Üst Kurul Uzmanı

Diğer Yazıları

Yorumlar