Türkiye'nin sınır güvenliğini sağlamak amacıyla başlattığı
operasyon, YPG'nin Fırat'ın doğusuna çekilmeyi kabul etmemesi ve
IŞİD'in sınır hattına iyice yaklaşması dolayısıyla uzun zamandır
Ankara'nın gündemindeydi. 22 Ağustos akşamı Gaziantep'te
yaşanan patlamanın hemen ardından, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin
başlattığı Fırat Kalkanı operasyonu yaklaşık 20 gündür başarıyla
devam ediyor.
ÇOK BİLİNMEYENLİ DENKLEM
Fırat Kalkanı operasyonu sonrasında Suriye Dışişleri Bakanlığı bir
yazılı açıklama yaparak "Türk tanklarının Suriye’ye
girmesi egemenliğimizin ihlalidir" dedi.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Toner ise, "Her iki
tarafa da burada asıl düşmanın IŞİD olduğunu hatırlatmaya
çalışıyoruz." ifadesini kullandı. Beyaz Saray
tarafından yapılan açıklamada, "NATO Müttefikimiz Türkiye
DAEŞ karşıtı çabalara değerli katkılarda bulundu"
denilirken ertesi gün yapılan açıklamada ise ABD Savunma
Bakanlığı Sözcüsü Cook, "Fırat Kalkanı Operasyonu DAEŞ'e
büyük bir darbe vurdu" şeklinde konuştu.
Suriye'nin geleceğinde söz sahibi olmasını Suriye'nin talep ettiği
Rusya Dışişleri'nden yapılan açıklamada, Türkiye-Suriye
sınırında yaşanan gelişmelerin Moskova'da derin bir endişeye neden
olduğu bildirildi. Açıklamada "Türkiye'nin
Cerablus'taki operasyonlarında Şam ile işbirliği yapmalı."
ifadelerine yer verildi.
Avrupa Parlamentosu Başkanı Donald Tusk'ın Türkiye ziyareti
sırasında Avrupa Parlamentosu'nda konuşma yaptırılan ve AP'nin
Türkiye cephesinden büyük tepkiler almasına yol
açan PYD Lideri Salih Müslim, Türkiye'nin başlattığı
Fırat Kalkanı Operasyonu ile alakalı olarak "Türkiye,
Suriye batağında çok şey kaybedecektir." açıklamasında
bulundu.
Yine PKK ve YPG'nin sırtını yasladığı önemli dayanaklardan biri
olan Fransa 'nın Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan
açıklamada, "Fransa, uluslararası koalisyonun ortağı olan
Türkiye'nin IŞİD'le mücadeledeki çabalarını yoğunlaştırmasını
memnuniyetle karşılamaktadır." denildi. Ertesi gün
cumhurbaşkanı François Hollande, "IŞİD'in saldırılarına
sahne oluşunu göz önüne aldığımızda Türkiye'nin bu operasyonunu
anlayışla karşılıyoruz. Fakat aynı zamanda bu operasyonun,
müzakereye götüren ortak bir iradeye dönüşmesini
sağlamalıyız." dedi
Mülteci anlaşmasının feshinin facia olacağı düşüncesinin hakim
olduğu Almanya da operasyonun destekçileri arasında kendini
gösteriyor. Almanya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Martin
Schäfer, "Türkiye'nin başlattığı harekatı anlayışla
karşıladıklarını" belirterek, "Ankara'nın
Uluslararası Koalisyon güçlerinin IŞİD'e karşı mücadeledeki
hedefleri ve amaçları ile uyumlu hareket ettiğini" dile
getirdi.
Türkiye ile son dönemde ilişkileri eski seviyeye getirmeye çalışan
İsrail, "Türkiye, sınırlarında IŞİD’in olmasına izin
veremez. Türkiye’yle hemfikiriz ve destekliyoruz”
yaklaşımıyla, operasyonun salahiyetine dikkat çekti.
Senelerce PKK'nın İran kolu olan PJAK ile mücadele etmiş olan İran,
IŞİD ve YPG ile olan mücadele ederken, rejimi saf dışı etmenin
doğru olmayacağı düşüncesine hakim. İran Dışişleri Bakanlığı
Sözcüsü Bahram Kasimi yaptığı açıklamada, "Suriye
topraklarındaki terörist gruplarla mücadele, uluslararası hukukun
temel ilkelerinden biri olan o ülkenin toprak bütünlüğü ve
egemenlik haklarına saygı gösterilerek merkezi yönetimle koordineli
şekilde yapılmalı" ifadesinde bulundu.
Türkiye'nin yürüttüğü Fırat Kalkanı operasyonu, görüldüğü üzere çok
bilinmeyenli denklemin çözümü halinde devam etmekte. Zira bölgenin
en kilit ülkesi Türkiye olmasına rağmen, bölgede rol almak isteyen
birçok devletin yaklaşımları, operasyonun sadece askeri değil, aynı
zamanda diplomatik bir operasyon da olduğunu gözler önüne
seriyor.
YPG RAKKA'DA TÜRKİYE'NİN MÜTTEFİKİ Mİ OLACAK?
Rakka an itibariyle IŞİD'in Suriye'deki kalesi konumunda.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Çin ziyareti sırasında ABD
Başkanı Barack Obama ile konuyu ele aldıklarını
belirtmiş,“Obama, özellikle Rakka konusunda beraber bir
şeyler yapmak istiyor. Bizim açımızdan bir sıkıntı olmayacağını
belirttik. Askerlerimiz bir araya gelsinler, görüşsünler, ne
gerekiyorsa bu yapılır dedik" açıklamasında
bulunmuştu. Rakka'ya yapılacak operasyonun artıları ve
eksileri masaya yatırılmaya başlanmıştı. Ancak hem bölgenin
etnisitesi, hem de siyasi durumlar Türkiye'nin Rakka'ya girmesi
ihtimalini karmaşık hale getiriyor.
Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, ABD'li mevkidaşı Ashton Carter ile
Londra'da bir araya gelerek, Rakka'ya yapılması düşünülen
operasyonu konuştu. Işık, IŞİD'e karşı yapılan operasyonda YPG'nin
rol almasını istemediklerini, IŞİD bahanesiyle alanlarını
genişletmelerine izin vermeyeceklerini bildirmişti. ABD'li bakan
ise, YPG ve SDG ile ortak çalışma içerisine girme düşüncesi
içerisinde olduklarını belirtmişti. Zira Menbiç'te IŞİD'e karşı ABD
desteğiyle yapılan operasyonda ABD, YPG ve SDG ile müttefik
olmuşlardı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise 'IŞİD’in koalisyon
desteğiyle Rakka ve Musul’dan
temizlenebileceği’ düşüncesini dile getirmişti. Fakat
Rakka operasyonu yapılırsa, Rusya için çok daha karmaşık bir hal
alacak. YPG, Türkiye için hem bir terör örgütü, hem de bir tehdit.
Şayet ABD ortaklığı ile Rakka'ya bir operasyon düzenlenirse, YPG
ile dolaylı olarak ittifakta bulunmuş olacak.
Türkiye ABD ile YPG sorununu halledebilirse, Rakka'ya ortak
operasyon düzenleneceği düşüncesi hakim. Fakat ABD'nin YPG'yi
'yüzüstü' bırakması da pek mümkün gözükmüyor. Dolayısıyla çok
bilinmeyenli bu denklem ya farklı ayrılıkları beraberinde
getirecek, ya da hiç başlamadan rafa kalkacak.
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar