1993’ten bu yana olumsuz seyreden Türkiye-Özbekistan ilişkilerini
geliştirmek için 16 yıl sonra en üst düzeyde ziyaret yapılıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Taşkent’e gidiyor. Sovyetlerin dağılmasından
sonra Rusya’yla yakınlığını koruyan ve Türkiye’yi ‘İslamcı
muhalifleri’ desteklemekle eleştiren Taşkent ile Ankara arasında
yeni bir sayfa açmak için çalışılıyor.
Erdoğan, Cumhurbaşkanı olarak Özbekistan’a ilk resmi ziyaretini
cuma günü yapacak. Ziyaret, 25 yıl ülkeyi yönetmiş olan Kerimov’un
ölümünün ardından 4 Aralık’ta yapılacak erken Cumhurbaşkanlığı
seçiminin öncesine denk geliyor.
El Cezire'nin haberine göre ziyaret, Özbekistan’la uzun yıllar
inişli çıkışlı, ama genel hatlarıyla sorunlu olan ilişkileri
düzeltme çabası için de önemli bir adım olacak. 1991’de
bağımsızlığını kazandıktan sonra Özbekistan’ı ilk tanıyan ülke
Türkiye’ydi. Kerimov’un Cumhurbaşkanı olarak ilk ziyaret ettiği
ülkelerden biri de Türkiye oldu. Ardından Cumhurbaşkanları Turgut
Özal, Süleyman Demirel ve son olarak Ekim 2000’de Ahmet Necdet
Sezer Taşkent’e resmi ziyaretlerde bulundu. Erdoğan’ın ziyareti 16
yıl sonra Cumhurbaşkanı düzeyinde ilk resmi ziyaret olacak.
Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamada ziyaret için, ‘iki ülke
ilişkilerinin ve işbirliğinin geliştirilip güçlendirilmesi yönünde
önemli bir fırsat’ ifadeleri kullanıldı. 1991’deki bu olumlu
tabloya ve sonrasında çok da sık olmayan ziyaretlere rağmen
ilişkiler zamanla olumsuz yönde seyretti. Son üst düzey ziyaret
Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde, 2003’te gerçekleşti. Ardından
2013’e kadar bir dizi kriz sebebiyle iki ülke ilişkilerinde
gerilimler yaşandı.
TÜRKİYE'YE SUÇLAMA
Özbekistan’la Türkiye ilişkilerindeki gerilimin ilk ve yıllar süren
en büyük sebebi, laiklik konusunda sert bir düzen öngören
Özbekistan’ın ülkede ‘İslamcı’ olmakla suçladığı isimlerin
Türkiye’ye gelmesi oldu.
Özbekistan’daki muhalif liderlerden Muhammed Salih, 1991’de yapılan
ilk Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 12,7 oy almıştı. Seçimlerin
ardından partisine yönelik baskılar başladı, Salih gözaltına
aldındı.
Serbest kaldıktan sonra, 1993’te dönemin Cumhurbaşkanı Turgut
Özal’ın davetiyle Salih'in Türkiye’ye gelmesi Taşkent’in tepkisini
çekti. Türkiye ziyaretinin ardından ülkesine dönen Salih, sınırdışı
edildi. Hemen ardından, Türkiye’de okuyan Özbek öğrencilerin de
Özbekistan karşıtı bir politikayla eğitim gördüğü iddiaları
geldi.
Bu öğrencilerle ilgili 1993’te bir adım atılmamıştı. Ancak 16 Şubat
1999’da Cumhurbaşkanı Kerimov’a yönelik suikast girişimine Türkiye
vatandaşlarının da katıldığı iddia edildi. Bunun ardından Kerimov,
Türkiye’deki tüm Özbek öğrencileri ülkeye geri çağırdı. Bu,
ilişkilerdeki kırılma noktası oldu.
Bundan dört yıl sonra Erdoğan, ilişkileri tekrar rayına
oturtabilmek için Taşkent’e gitti. Fakat 2005’te, ilişkilerin
yaklaşık sekiz yıl daha diplerde seyretmesine yol açan bir gelişme
yaşandı.
TÜRKİYE'DEN ÖZBEKİSTAN ALEYHİNE OY
13 Mayıs 2005’te Andican kentinde yönetime tepki olarak büyük bir
protesto gösterisi düzenlendi. Güvenlik güçlerinin orantısız
müdahalesi ve göstericilere ateş açması sonucu yüzlerce insan
hayatını kaybetti.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu bu olaya tepki göstermek için bir
oturum düzenledi. Oturumda, Türkiye de Özbekistan aleyhinde oy
kullandı. Bu olay, ilişkilerin 2003 öncesine dönmesine yol
açtı.
1991 sonrası, Batı’nın insan hakları ve demokrasi baskıları da
Kerimov’u, zaten kopmadığı Rusya’ya daha fazla yaklaştırdı. Hatta,
Andican olaylarından sonra ABD’nin Özbekistan’daki askeri üssünü
boşaltmasını istedi. Doğu blokuna bu yakınlaşma, Türkiye ile
ilişkilerini de etkilemişti.
FETÖ'YE İLK DAVALAR ÖZBEKİSTAN'DA AÇILMIŞTI
Türkiye’ye yönelik ‘İslamcıları koruma’ suçlamalarını sürdüren
Özbekistan, Gülen Örgütü’ne yönelik dünyada ilk davaları açan ve bu
kişilere en ağır cezaları veren ülkelerden biri oldu. Özellikle,
2007’den itibaren ülkede onlarca işadamı Fethullah Gülen’le
bağlantısı olduğu gerekçesiyle tutuklandı. Bu kişilerin bir kısmı
sekiz yıla kadar hapis cezaları aldı. Bir kısmı ise bir süre sonra
cezaevinden çıkarılarak sınırdışı edildi, mallarına el konuldu.
2009’da Özbek televizyonlarının tümünde ‘Suç ve Ceza’ başlıklı bir
belgesel yayınlandı. Belgeselde, Gülen’le bağlantılı iş adamlarının
yasadışı iş yaptığı anlatılıyordu. Aynı sıralarda yine Özbek haber
kanallarında Fethullah Gülen’in AK Parti hükümeti tarafından
desteklendiği anlatıldı.
Gülen örgütünün AKP’li bakanlara yönelik 17-25 Aralık operasyonuna
kadar çeşitli düzeylerde, farklı uluslararası toplantılarda Özbek
yetkililerle temas kuruldu. Ancak, bu temaslar ilişkilerin
düzelmesinde ciddi bir etki yaratmadı.
2014'TE İLK ÜST DÜZEY TEMAS
17-25 Aralık sonrası o dönem Başbakan olan Erdoğan, 2003 sonrası
ilk üst düzey görüşmeyi Şubat 2014’te Soçi Kış Olimpiyatları
sırasında Kerimov ile yaptı. Hemen ardından Ankara, uzun süredir
bekletilen Taşkent Büyükelçisi’ni atadı. Büyükelçi Namık Güner
Erpul Taşkent’te görevine başladı.
DURAĞAN DÖNEM BİTTİ
Erdoğan’ın Kerimov’la görüşmesi ve Taşkent’e büyükelçi atanmasının
ardından 10 Temmuz 2014’te, dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet
Davutoğlu, yıllar sonra dışişleri bakanı düzeyinde ilk resmi
ziyareti gerçekleştirdi. Ziyaret, ilişkilerin düzelmesi için kritik
bir adımdı, iki gün sürdü.
Ziyaretin ardından Davutoğlu, 'iki ülke arasındaki durağan dönemin
bittiğini' ifade etti ve “Türkiye-Özbekistan ilişkileri inşallah
önümüzdeki yıllarda örnek gösterilecek ilişkiler arasına
girecektir” dedi.
EKONOMİK İLİŞKİLER DE ETKİLENDİ
Özbekistan ile Türkiye arasında ekonomik ilişkiler de, siyasi
ilişkiler gibi inişli çıkışlı oldu. Bir çok alanda 90'ın üzerinde
anlaşma yapıldı. Ancak, ikili ilişkileri ilerletmek adına atılan bu
adımların çoğu, yaşanan siyasi sorunlar nedeniyle tam olarak
uygulamaya geçirilemedi. Bu yüzden ekonomik ilişkilerde gelinen
seviye potansiyelin gerisinde kaldı.
Türkiye ile Özbekistan’ın ikili ticaret hacmi, 2015 yılında 1,2
milyar dolar olarak gerçekleşmişti. Hâlihazırda Özbekistan'da başta
tekstil, taahhüt, gıda, otelcilik, inşaat malzemeleri ve plastik,
ilaç ve hizmet sektörlerinde faaliyet gösteren, 100’ü temsilcilik
olmak üzere toplam 700 kadar Türk sermayeli firma bulunuyor.
Türkiye'de ise Özbek sermayeli 114 firma faaliyet gösteriyor.
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar