3 Mayıs 1944'te ne olmuştu?

MHP Genel Başkanı 3 Mayıs 1944 tarihine vurgu yaparak, "3 Mayıs 1944 olayları vesilesiyle tutuklanan 24 milliyetçi kahramanın sırf düşüncelerinden, sadece Türklük ve Türkçülük ülkülerinden dolayı iftira ve isnatlara maruz kaldığına işaret eden Bahçeli, milliyetçiliğin demokrasiyle özdeşliğinin derin izlerinin, tam bağımsızlık ve hürriyetle birlikteliğinin kanıt ve kararlarının 1940'lı yılların hüzün dolu sayfalarında bulunacağını belirtti." dedi. Peki 3 Mayıs 1944'te ne olmuştu?

Google Haberlere Abone ol
3 Mayıs 1944'te ne olmuştu?

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 3 Mayıs 1944 tarihine vurgu yaptığı konuşmasında geçen tarih merak konusu oldu.

Peki 3 Mayıs 1944'te ne olmuştu? Bahçeli'nin sözünü ettiği tarihte yaşanan olaydan sonra 3 Mayıs Milliyetçiler Günü olarak kutlanıyor.

Sözü edilen tarihte Ankara'da milliyetçi olduğu belirtilen bir grup gösteriler düzenlemişti. Bu gösteriden sonra "milliyetçilere" yönelik davalar açılmıştı. Olayların temeli Nihal Atsız’ın dönemin başvekili Şükrü Saracoğlu’na yazdığı mektuplardır. Bu mektuplardan başvekil değil dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel endişelenmiştir. Hasan Ali Yücel’in girişimleri ile Sabahattin Ali ve Falih Rıfkı Atay Nihal Atsız’a dava açtılar. İkinci dava sırasında Nihal Atsız’ın savunmasından etkilenen bir gencin 3 Mayıs 1944 tarihinde’’ Kahrolsun komünistler ‘’ diye bağırması ile birlikte harekete geçen kalabalıklar Ankara’da nümayiş yaptılar. Bu olaydan sonra milliyetçi görüşleri ile tanınan bir çok kişi tutuklandı ve yargılamalar 1947 yılına kadar devam etti. Olay bir darbe girişimi olarak değerlendirilmişti.

BAHÇELİ'NİN MESAJI

MHP Genel Başkanı Bahçeli, "3 Mayıs Milliyetçiler Günü" dolayısıyla yayımladığı mesajında, bugünün, müstesna bir uyanışın adı, muazzez bir uyanıklığın ahlakı, muhteşem bir mücadele ufkunun anısı olduğunu belirtti.

Türk ve Türkiye düşmanı akım, görüş, fikir ve yabancı ideolojilere karşı demokratik itirazlarını, meşru reflekslerini, sivil tepkilerini cesurca gösteren dönemin Türk milliyetçilerinin her türlü takdir ve övgünün üzerinde olduğunu vurgulayan Bahçeli, onların, kendilerinin heyecan ve iftihar kaynakları olduğunu kaydetti.

3 Mayıs 1944'te komünist hedeflerin, kozmopolit emellerin, baskı ve dayatmaların reddedildiğinin, masum şekilde, milli bir ruhun eşliğinde protesto edildiğinin altını çizen Bahçeli, tertemiz vicdanlı milliyetçi gençlerin haklı ve haysiyetli direnişlerinin müteakip süreçlerde işkence, zulüm, eziyet, mahrumiyet ve mahkumiyetle örselenmeye çalışıldığını anlattı.

Bahçeli, Türklük şuurunun, Türkçü duruşun, Türkiye sevdasıyla yanıp tutuşmanın faturasının ağır olduğunu, İstanbul 1 Numaralı Sıkıyönetim Mahkemesinde utanç davasına dönüştüğünü belirtti.

3 Mayıs 1944'te aslen ve esasen milli bekanın müdafaasının yapıldığını, Türk milletine mensubiyetin kuvveden fiile çıkan iradesinin yüksek bir çağrı olarak sahnelendiğini ifade eden Bahçeli, vesayete karşı çıkıldığını, Türkiye üzerinde oynanan oyunlara belki de ilk kez demokratik gösterilerle karşı durulduğunu kaydetti.

Bahçeli, 3 Mayıs'ı, "haktan, halktan ve hakikatten yana olanların inançlı duruşu" olarak niteleyerek, bu tarihi duruşun, zaman içinde dalga dalga büyüdüğünü, gittikçe alanını genişleterek, toplumsal zeminde kökleşip milliyetçi bir harekete istikamet çizdiğini vurguladı.

3 Mayıs 1944 olayları vesilesiyle tutuklanan 24 milliyetçi kahramanın sırf düşüncelerinden, sadece Türklük ve Türkçülük ülkülerinden dolayı iftira ve isnatlara maruz kaldığına işaret eden Bahçeli, milliyetçiliğin demokrasiyle özdeşliğinin derin izlerinin, tam bağımsızlık ve hürriyetle birlikteliğinin kanıt ve kararlarının 1940'lı yılların hüzün dolu sayfalarında bulunacağını belirtti.

Yorumlar