Serpil öğretmenin ailesi: Kızım göz göre göre öldü
İzmir'in Buca ilçesinde, koruma kararı bittiği gün boşandığı eşi tarafından bıçaklanarak öldürülen Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Öğretim Görevlisi Serpil Erfındık’ın annesi Tülay Aksakal, “Yakın koruma talep ettik, savcılık ilgilenmedi.
İzmir'in Buca ilçesinde, koruma kararı bittiği gün boşandığı eşi
tarafından bıçaklanarak öldürülen Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ)
Öğretim Görevlisi Serpil Erfındık’ın annesi Tülay Aksakal, “Yakın
koruma talep ettik, savcılık ilgilenmedi. Kızım göz göre göre öldü.
Bu işin peşini bırakmayacağız.” dedi.
Edebiyat Fatültesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde görevli 38
yaşındaki Erfındık, işsiz olduğu öğrenilen boşandığı eşi V.A.
tarafından koruma kararının bittiği gün çıkan tartışmada
bıçaklanarak öldürüldü. V.A.’nın olay yerinde hayatını kaybeden
Serpil öğretmenin telefonundan eski kayınvalidesi Tülay Aksakal’a,
“Çocuk hasta. Hastanedeyim müsait olunca ben ararım” mesajını
attığı öğrenildi. Eski koca V.A. çocuğunu babasına bırakarak
kayıplara karıştı. 2 yaşında E.B.A. isminde erkek çocuğunun gözleri
önünde öldürülen Erfındık için ilk olarak görev yaptığı Dokuz Eylül
Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Konferans Salonu’nda tören
düzenlendi. Erfındık’ın cenazesi Adli Tıp Kurumu'ndan alınarak,
ders verdiği DEÜ Tınaztepe Yerleşkesi'ne götürüldü. Cenaze törenine
genç öğretmenin annesi Tülay Aksakal, babası Bedri Erfındık ile
meslektaşları ve öğrencileri katıldı. Törende Erfındık’ın
meslektaşları ve öğrencileri tabutu başında duygu dolu sözlerle
anlattı.
Almanya’dan apar topar geldiğini belirten baba Bedri Erfındık,
“Almanya’daydım. Olayı duyduktan sonra hemen geldim. Ayın 7’sinde
doğum günüydü, zaten gelip alacaktım onu, birlikte Almanya’ya
gidecektik. Götürecektim onu, tamam demişti ama o cani adam,
kızımın canın kıydı. Torunumu da daha göremedim. Bir müddet için
gelip benim yanımda kalacaktı; olaylar yatışsın, araları soğusun
diye. Her gün tehdit ediliyordu benim kızım. Güvenlik anlamında
hiçbir adım yeterli olmadı. Evlendikten sonra geçimsizlikleri
başladı. Çalışmak yok uyuşturucu satıcılığı yaptığını öğrendikten
sonra kızım ilişkilerini bitirme kararını aldı. Benim kızımın canı
gitti. Gereken yerlere şikayette bulunacağız.” diye konuştu.
Kızıyla olaydan dakikalar öncesinde telefon görüşmesi yaptığını
anlatan anne Tülay Aksakal, “Olay günü kızım beni telefonla aradı.
Eski eşinin gelip çocuğunu almak istediğini fakat eşine çocuğunun
uyuduğunu söylemiş. Ben de kızıma, camdan 1 saat sonra çocuğun
uyandıktan sonra gelip almasını söylemesini istedim. Tekrar kızım
aradı ve çocuğu uyandırıp vereceğim anne dedi. Ben de, tamam kızım
dedim ve ben de kendisine gelmek istediğimi söyledim. Yoldayken
kızım genellikle bir takım siparişlerde bulunurdu. Telefon açtım
ama telefon kapandı. Tekrar aradım bu kez telefon tamamen kapandı.
Bu kez bir mesaj geldi ve, ‘Çocuk hasta. Hastanedeyim, müsait
olunca ben ararım.’ yazılı mesaj geldi ancak hastaneleri aradım ve
kayıtların olmadığını söylediler. Biraz kapının önünde bekledim
camdan salona baktım ama anormal bir düzen yoktu. Pek tenha bir yer
de değildi. Üstünde ev sahibi yanında komşusu vardı. Otobüs
durağında durup bekliyor ve ancak ev sahipleri evi terk ettikten
sonra kamera kayıtlarında da var eve o şekilde giriyor. Yakın
koruması olsaydı şu an kızım yaşıyor olacaktı.” dedi.
Kızının sürekli tehdit mesajlarını aldığını ve savcılığa delil
niteliği gerekçesiyle ilettiklerini ancak yakın koruma kararının
çıkarılmadığını iddia eden anne Aksakal, şöyle konuştu: “Koruma
talebimiz vardı. Yakın koruma talep ettik ama savcılık ilgilenmedi.
Dava açacağız ve şikayetçiyiz. Sayfa sayfa mesajları, delil
niteliğinde savcılığa ilettik. Kızım göz göre göre öldürüldü. Savcı
hatasıydı bu. Savcıdan zaten davacıyım. Kızımı toprağa verdikten
sonra sonuna kadar mücadele edeceğim. Belki korumamız olsaydı kızım
ölmeyecekti. Kanı yerde kalmayacaktır. Torunumu şu an görmek
istemiyorum, çünkü bana kızımı ve o katil adamı hatırlatacak. Şu an
görmek istemiyorum.” CİHAN
Yorumlar