Prof. Özkan: Yoğun bakımda kötü hizmet kadavradan organ bağışını azaltıyor
Gerçekleştirdiği yüz nakilleriyle adından söz ettiren Prof. Dr. Ömer Özkan, kadavradan organ nakli önünde en büyük engelin yoğun bakım hizmetleri olduğunu söyledi.
Gerçekleştirdiği yüz nakilleriyle adından söz ettiren Prof. Dr.
Ömer Özkan, kadavradan organ nakli önünde en büyük engelin yoğun
bakım hizmetleri olduğunu söyledi. Özkan, yoğun bakımda hastaya
gerekli ilgi gösterilmediği için ölüm durumunda hasta yakınından
organ istenemediğini ifade etti.
Belek’te düzenlenen Hepato Bilio Pankreatoloji Derneği (HEBİPA) 6.
Bölge Toplantısı ve Akdeniz Üniversitesi Karaciğer Transplantasyon
Sempozyumu'nda konuşan Akdeniz Üniversitesi Plastik, Estetik ve
Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer
Özkan, nakillerle ilgili Türkiye’nin çok iyi noktaya geldiğini
ancak hala son sıralarda yer aldığını kaydetti.
Özkan, yoğun bakımda hastaya gerekli ilgi gösterilmediği için ölüm
durumunda hasta yakınından organ istenemediğine dikkat çekti.
Özkan, “Yoğun bakımda çalışanların verdiği hizmet ne kadar iyiyse
hasta yakınından organ almak daha kolay oluyor. Eğer yoğun bakımda
çalışanlar hastayla ilgilenip problemleri çözmek istemezse hasta
yakını da yakınını kaybettiğinde organını vermek istemiyor.
Kadavradan organ nakli için bu problemin çözülmesi gerekiyor.”
Akdeniz Üniversitesi Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu Organ Nakli
Merkezi Müdürü Doç. Dr. Ayhan Dinçkan da karaciğer nakliyle ilgili
bilgi verdi. Türkiye’de canlı vericiden kadavra bağış oranının
gelişmiş ülkelere göre milyonda 4 gibi çok düşük seviyede olduğunu
belirten Dinçkan, “Kadavradan nakil konusunda çok kötü durumdayız
ancak akciğer naklinde liderliğe oynuyoruz. Karaciğer naklinde orta
sıralarda yer alıyoruz.” dedi. Mahalle baskısının organ nakli
üzerindeki etkilerini açıklayan Dinçkan, “Kadavradan veya canlıdan
organ bağışının önündeki en büyük engel mahalle baskısı denilen
olgudur. İnsanlar, çevredekilerin ne diyeceğini düşünüyor. Bundan
dolayı da organ bağışına yanaşmıyor. Koordinasyon dernekleri,
kadavradan nakille ilgili yeteri kadar çalışma yapmıyor.”
ifadelerini kullandı.
Beyin ölümü gerçekleşen kişiyle kimsenin uğraşmak istemediğini
ifade eden Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroentroloji Ana Bilim
Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeki Karasu da şunları söyledi: "Böyle
olunca beyin ölümü deklarasyonu yapılmıyor. Devlet de canlı
vericiden yapılan nakille daha fazla para verdiği için canlı
vericilere yönelmişlerdir. Temel problem beyin ölümü deklarasyon,
ayrıca uygun dilde organ isteyecek koordinatör yok.”
CİHAN
Yorumlar