Milli Parklar Genel Müdürü: Yaban hayvanlarının kaçmasına izin verin
Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürü Ahmet Özyanık, Diyarbakır’da bir leoparın köylüler tarafından vurulmasını değerlendirirken, vatandaşların doğada karşılaştığı yaban hayvanlarının kaçmasına izin vermesini istedi.
Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürü Ahmet Özyanık,
Diyarbakır’da bir leoparın köylüler tarafından vurulmasını
değerlendirirken, vatandaşların doğada karşılaştığı yaban
hayvanlarının kaçmasına izin vermesini istedi. Özyanık, “Kendisini
tehditte hissetmeyen hiçbir yaban hayvanı insana zarar vermez.”
dedi.
Cihan TV Network’te yayınlanan 'Anadolu’da Sabah' programına
katılan Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar
Genel Müdürü Ahmet Özyanık, Antalya’da gerçekleştirilecek Birleşmiş
Milletler Biyoçeşitlilik ve Ekosistem Hizmetleri Hükümetlerarası
Platformu Toplantısı ve Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Envanter ve
İzleme Projesi hakkında bilgi verdi.
ULUSAL BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK ENVANTER PROJESİ'NDE 20 İLDE İHALE
YAPILDI
Türkiye’nin, biyolojik çeşitlilik konusunda uluslararası ölçekte
bir veri tabanı olmadığını belirten Özyanık, 12 bin civarında bitki
çeşidi bulunduğunu, bunun üçte birinin sadece Türkiye’de
yetiştiğini vurguladı. 81 vilayet için ayrı ayrı bir biyolojik
zenginliği ortaya koyacaklarını belirten Özyanık, şöyle devam etti:
“Bu sene bir planlama, programlama yaptık ve 20 vilayetimizdeki bu
sayıyı yıl sonuna kadar 30’a kadar çıkarmayı düşünüyoruz. İhalemizi
gerçekleştirdik, her vilayetimizde ayrı yürütüyoruz bu çalışmayı.
Bilim adamlarımız katılıyor, bizatihi formatımızı ortaya koyduk ve
iki yıl boyunca çalışacaklar. Akşamdan sabaha bir şey ortaya koymak
mümkün değil. Doğru da değil, çünkü her bir noktada 4 kez ilkbahar
sonbahar şeklinde birebir gözlem yapmak, numune alınması,
fotoğraflar çekilmesi gerekiyor. Bunun için de Avrupa
standartlarına uygun bir haritalama tekniği uyguluyoruz. Belli
kriterlere göre belirlenen alanlardan belli kriterlere göre alınan
numune almak suretiyle oradaki belli biyolojik çeşitlilik
unsurlarını ortaya koyuyoruz. Bu arada, bugüne kadar yapılan o
alanla ilgili, o vilayetle ilgili bütün literatürel taramalarla
birlikte o çalışmayı değerlendirmiş olacağız.”
BİYOÇEŞİTLİLİK KONFERASINDA 114 ÜLKEDEN 613 KİŞİ KATILACAK
Antalya’da gelecek hafta başlayacak olan Birleşmiş Milletler
Biyoçeşitlilik ve Ekosistem Hizmetleri Hükümetlerarası Platformu
toplantısına, 114 ülkeden 613 kişinin katılacağını vurgulayan Ahmet
Özyanık, platformun Panama’da kurulduğunu, ikinci genel kurulunu
Türkiye’de gerçekleştireceğini kaydetti. Platformun ilk yönetim
kurulu ve bilim kurullarında yaklaşık 35 kişilik bir kadrodan
3’ünün Türk olduğunu vurgulayan Özyanık, “Organizasyona, Türkiye
olarak Antalya'da ev sahipliği yapmış olacağız. Buna paralel olarak
50 adet farklı paralel etkinlik yapılacak. Gelen yaklaşık 613
kişilik uzman heyete ki bunlar 114 ülkeyi temsilen gelecekler.
Türkiye’nin doğal korumayla ilgili çalışmalarını, kültür ve
sanatını, lezzetlerini ve başarılı projelerini kendilerine sunma
fırsatımız olacak. Yaklaşık 7 gün sürecek. Bu 7 gün süresi içerinde
Türkiye’den giden uzmanlar ki biz bu arkadaşlarımızın sayısını
oldukça yüksek tuttuk. Hem bir dünyadaki gelişmeleri görsünler diye
hem de tartışmalarda görüşmelerde dışarıdan gelen veya BM
toplantılarına iştirak eden diğer uzmanlarla işbirliği yapsınlar,
dil birliğini geliştirsinler diye bir çabayla yüksek katılımlı bir
program gerçekleştireceğiz.” şeklinde konuştu.
"YABAN HAYVANLARININ KAÇMASINA İZİN VERİN"
Yaban hayvanlarının kırsal kesimde yaşayan vatandaşlar tarafından
tehlikeli hayvan muamelesi gördüğüne dikkat çeken Özyanık, şöyle
devam etti: "Kendisini tehditte hissetmeyen hiçbir yaban hayvanı,
insana zarar vermez. Dolayısıyla halkımıza şu çağrıyı yapmamız
lazım. Herhangi bir yaban hayvanını gördüğünüzde size zarar
vereceğinizi düşünmeyin. Onun kaçmasına izin verin. Onun kaçmasına
izin verdiğiniz sürece size zarar vermez. Sizin onu tehdit
etmediğinizi anladığı sürece de size zarar vermez. Onun için mümkün
olduğunca yaban hayvanlarıyla karşılaşan halkımız, o hayvanın
kaçmasına fırsat tanısınlar.”
Diyarbakır’da köylüler tarafından vurulan leopara tahnit işlemi
yapıldığını kaydeden Özyanık, gen koruması için alınan örneklerin
gen bankalarına teslim edildiğini kaydetti. Leoparın vurulmasıyla
ilgili kasıt olmadığının ortaya çıktığını vurgulayan Özyanık,
sözlerini şöyle sürdürdü: "Yapılan araştırmalarda halkımızın,
köylümüzün hakikaten orada yaşadığı, hayvanlarını orada otlattığı
ortaya çıktı. Bir taraftan sürüsünü kurtarmak için ama en önemlisi
çobanlardan birinin hayvanın saldırısıyla yaralandığı göz önünde
bulundurduğumuzda, son derece masumane bir refleksle bu işin
yapıldığı, kendini korumak maksadıyla yapıldığını gördük. Ama
tabiki bu konularda yapılan bazı hatalar da ortaya çıkınca
arkadaşlarımız 480 TL idari para cezasıyla cezalandırıldı."
"300 BİN AVCIYI EĞİTTİK"
Kaçak avlanmaya yönelik sosyal medya üzerinden takip yaptıklarını
ifade eden Özyanık, “Bize ulaşan bilgiler inceleniyor.
Arkadaşlarımız birebir inceliyorlar, adresine ulaşıyorlar,
fotoğraflarla adresin gerçek olup olmadığına ulaşıyorlar, ilgili
kişiye kadar ulaşılıyor. Ardından da yasal işlem tesis ediliyor. O
işlemler tesis edildikten sonra tabi hukuki süreç başlıyor. Hukuki
süreç sonlanınca hakikaten bu gibi istemediğimiz, aslında sonuçlar
elde edilmiş oluyor.” diye konuştu.
Bakanlık olarak, 300 bine yakın avcıyı eğittiklerini belirten
Özyanık, “Bu insanımız, eline tüfeğini aldığı zaman hangi kuşu
vuracağını, hangisini vurmayacağını, hangi mevsimde nereye
gideceğini bilir. Ama toplumda biz silahı severiz. Silahlanmayı da
işin doğrusu severiz. Hadi önümüze çıktı, bir de şunu vuralım
dediğimiz zaman Türkiye’nin belki de uzun yıllardır bilinmeyen bir
türünü yok etmiş oluruz. Düşünün yani, karşınızdaki hayvanın
türünün son örneği olduğunu bilseniz kim olursa olsun tetiği çeker
mi? Çekmez. İşte onun için biz vatandaşımızı bu konuda biraz daha
bilinçlendirmemiz gerekiyor. Biraz daha motive etmemiz gerekiyor ve
yaban hayatına sahip çıkmasını sağlamamız lazım.” şeklinde
konuştu.
CİHAN
Yorumlar