'Mesele Türkiye'nin ikna edilmesi meselesi değil'

"Mesele Türkiye'nin ikna edilmesi değildir. Yani herhangi bir devlet başkanı, Türkiye'nin ikna edilmesinden bahsediyorsa mesele, Türkiye'nin ikna edilmesi gibisinden bir denklem içerisine alınamaz"

Google Haberlere Abone ol
'Mesele Türkiye'nin ikna edilmesi meselesi değil'

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğine ilişkin, "Mesele Türkiye'nin ikna edilmesi değildir. Yani herhangi bir devlet başkanı, Türkiye'nin ikna edilmesinden bahsediyorsa mesele, Türkiye'nin ikna edilmesi gibisinden bir denklem içerisine alınamaz. Mesele, yeni üye olmak isteyenlerin terör örgütlerine verdiği desteğin kesilmesi için o ülkelerin ikna edilmesidir." dedi.

Çelik, AK Parti Genel Merkezi'nde, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken açıklamalarda bulundu.

Çelik, eser siyasetinin devamı olacak bir diğer projenin de Atatürk Havalimanı'nda yapılacak millet bahçesi olduğunu söyledi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Atatürk Havalimanı'nda yapılacak millet bahçesi için "Bu benim projemdi. Telefonlarımı dinleyerek bunu çalmışlar." dediğini aktaran Çelik, Kılıçdaroğlu'nun şimdi ise seferberlik halinde buna karşı çıktığını söyledi. Çelik, "Böylesine çelişkili, böylesine tutarsız, böylesine çevre bilincinden kopuk herhangi bir yaklaşım olabilir mi?" diye konuştu.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü istismar ederek, "Atatürk'ün isminin verildiği bir yerin yıkılması olarak" bu projenin sunulduğunu dile getiren Çelik, "Doğrusunu söylemek gerekirse Türk siyasi tarihinde Atatürk istismarcılarının Atatürk'e, bu millete ve değerlerine yaptığı kötülüğün haddi hesabı yoktur. Nitekim Taksim'in ortasında o muhteşem eser yapıldı adı, Atatürk Kültür Merkezidir. Hiç kimse kendi kötü siyasetine, kendi kötü niyetine, kendi esersizliğine, bu millete yaptığı kötülüğe Atatürk'ü kalkan yapmaya çalışmasın." şeklinde konuştu.

- Türkiye-Mısır ilişkileri

Mısır ile normalleşme ve diyaloğun güçlenmesi sürecinin devam ettiğini bildiren Çelik, 1 Haziran'da, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin, İslam Kalkınma Bankası (İKB) Guvernörler Kurulu Yıllık Toplantıları'na katılmak üzere Mısır'a gideceğini belirtti.

Çelik, "Bu çerçevede, kardeş Mısır halkıyla ortak çıkarlarımız temelinde ve Akdeniz'deki bölgesel gelişmeler temelindeki yakınlaşmamız devam edecek." dedi.

- Adana'daki "Gençlik Şöleni"ne davet

Memleketi Adana'da cumartesi günü, 8 yıl aradan sonra "Gençlik Şöleni" düzenleyeceklerini belirten Çelik, şöyle devam etti:

"81 ilden 10 binlerce genç kardeşimiz Adana'da Cumhurbaşkanımızla buluşacak. Genel Merkez Gençlik Kolları Başkanlığımız, Adana teşkilatımız Türkiye'nin her tarafından gelecek genç kardeşlerimizi misafir etmek için onların Cumhurbaşkanımızla en verimli, en güzel şekilde buluşmasını sağlamak için günlerdir bir hazırlık yapıyorlar. Cumartesi günü saat 17.00 gibi bu faaliyet başlayacak. Türkiye'nin her tarafındaki genç kardeşlerimizi Adana'ya, Cumhurbaşkanımızla buluşmaya bekliyoruz."

- "Bir güvenlik örgütüne üye olacak devletlerin teröre destek vermemesi lazım"

İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği konusunda bu ülkeler hangi kriterleri yerine getirirse Türkiye'nin ikna olacağının sorulması üzerine Çelik, burada öne çıkan en önemli meselenin "teröre verilen destek" olduğunun altını çizdi.

Çelik, bir güvenlik örgütüne üye olacak devletlerin teröre destek vermemesi gerektiğine işaret etti.

- "İsveç hükümetinin gönderdiği silahlar, ele geçirilen PKK cephanelerinde ortaya çıktı"

İsveç ve Finlandiya'nın öteden beri terör örgütüne yoğun bir şekilde finansman sağladığının, Türkiye odaklı faaliyetlerin merkezi haline geldiğinin, hem PKK'nın hem FETÖ'nün üst düzey yöneticilerini barındırdığının açık ve net olduğunu dile getiren Çelik, ayrıca bu ülkelerde, hiçbir şekilde Avrupa hukukuna da uymayacak şekilde bu teröristlerin rahatça istedikleri terör propagandasını, istedikleri faaliyetleri yapabildiklerini ifade etti.

PKK'ya gönderilen silahların bir kısmının mali kaynağının da buradan sağlandığını; doğrudan İsveç hükümetinin gönderdiği silahların, ele geçirilen PKK cephanelerinde ortaya çıktığını vurgulayan Çelik, şunları kaydetti:

"Bu sene, daha önce 120 milyon dolar civarında gönderdikleri desteği İsveç, güya DEAŞ'a karşı mücadele anlamında 326 milyon dolara kadar çıkaracaklarını söylüyor. Biz, PKK'nın herhangi bir yerini yok ettiğimizi, herhangi bir mağarada onun cephanesini bulduğumuzda bunun içerisinde bir Avrupa ülkesinin silahlarını gördüğümüzde buradaki ilkesizliğin ve tutarsızlığın adını koyarız. Hele bunun bir NATO ülkesi olması asla kabul edilemez. ABD'yi de Fransa'yı da bu konuda uyarıyoruz. Bu yanlışlığa yenilerinin eklenmesi gibi bir duruma asla müsaade edemeyiz."

- "Mesele Türkiye'nin ikna edilmesi değildir"

ABD Başkanı Joe Biden'ın, İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği konusundaki açıklamalarıyla "Türkiye'ye gitmeyeceğim ama iyi olacağımıza inanıyorum. Türkiye'yi ikna ederiz." şeklindeki ifadesinin sorulması üzerine Çelik, şunları söyledi:

"Sayın Biden'ın tabii Türkiye'ye gelip gelmemesi kendi takdiridir. Ben ona bir şey söyleyemem ama müttefikler arasındaki bu meselelerin yoğun bir şekilde gerek telefon diplomasisiyle gerek yüz yüze konuşulmasının her zaman faydalı olduğu açıktır ama kendi takdiridir. Fakat şunun bilinmesi lazım, mesele Türkiye'nin ikna edilmesi değildir. Yani herhangi bir devlet başkanı, Türkiye'nin ikna edilmesinden bahsediyorsa mesele, Türkiye'nin ikna edilmesi gibisinden bir denklem içerisine alınamaz. Mesele, yeni üye olmak isteyenlerin terör örgütlerine verdiği desteğin kesilmesi için o ülkelerin ikna edilmesidir.

İkinci olarak, mevcut ülkelerin de terör örgütlerine verdiği desteğin kesilmesidir. Dolayısıyla buradaki durum, Türkiye'nin ikna edilip edilmemesi meselesi değildir. Buradaki durum, eğer bir genişlemeden bahsediliyorsa bu genişleme çerçevesinde buna aday olan ülkelerin terör örgütlerine desteği kesme konusunda ikna edilmeleridir. Zaten şimdiye kadar yanlış yapmışlardır. Hele de bir güvenlik mimarisinin içerisinde."

İsveç Savunma Bakanının, terör örgütünün üst düzey yöneticileriyle muhatap olduğuna dikkati çeken Çelik, "Şimdi bu şahıs, diyelim ki İsveç NATO üyesi oldu, NATO toplantısına katılacak NATO toplantısından çıkacak ondan sonra da terör örgütünün üst düzey yöneticileriyle toplantı yapacak. Böyle bir çelişki olabilir mi? Asla söz konusu olamaz." diye konuştu.

Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis'in Amerikan Kongresi'nde Türkiye karşıtı sözleri üzerine aldığı alkışların tartışıldığının hatırlatılmasının ardından bu konudaki değerlendirmesi sorulan Çelik, şöyle konuştu:

"Miçotakis'in orada kendi ulusal tarihini, Amerikan tarihine referans vererek anlatma biçiminin Yunan medyasında da nasıl eleştirildiğini gördüm. Yunanistan'ın geçmişteki siyasi figürlerinin, Amerikalıların yolunu izledikleri şeklindeki yaklaşımının nasıl eleştirildiği bence iyi değerlendirilmesi gereken bir konu.

Hangi kongrede, hangi parlamentoda, kim ne için alkışlamış bu çok önemli değil. Herhangi bir parlamentonun alkışları, alkışlanan kişiye bir tarihi hakikat vasfı vermiyor ama burada bazı çelişkiler var. Biz tabii Amerikan Senatosunu önemsiyoruz. Oradaki değerli kongre üyeleriyle de hem görüşlerimizi paylaşıyoruz hem iyi ilişkiler sürdürmeye çalışıyoruz ama şuna dikkat edilmesi gerekir. Bir kongrede bir müttefikiniz, bir başka müttefikinize karşı söz söylediği zaman bunun alkışlanması çok doğru bir şey değil, kendi takdirleri."

Gidip de başka parlamentolarda, "Türkiye'ye silah vermeyin" diye yalvarmanın hiçbir şekilde saygıdeğer bir davranış olarak değerlendirilemeyeceğini, bunun utanç verici olduğunu söyleyen Çelik, şöyle devam etti:

"Yani siz sürekli olarak, adalar üzerindeki uçuşlardan bahsediyorsunuz. Peki siz anlaşmalara göre silahsız olması gereken adaları silahlandırma hakkını kimden alıyorsunuz ve hangi hukuktan alıyorsunuz? İkincisi, adalar üzerinde uçuş dediğiniz şey, sizin hava kuvvetlerinizin yaptığı ihlallere karşı Türk Hava Kuvvetlerinin verdiği cevaptır. Hukuksuz bir durum yoktur. Bunu defalarca açıkladık, kayıtları var bunların. Üçüncüsü, Yunanistan sahil güvenliği ve ona destek veren Frontex, göçmenlerin botlarını şişleyerek Akdeniz'de insanların ölüme sürüklenmesine ya da böyle bir tehditle karşı karşıya kalmasına yol açtı. Mesela, bu sorgulanmış mıdır? Esas mesele budur. Yoksa parlamentolara bir sürü insan gidiyor, nezaketen de bir sürü insan alkışlanıyor. Kıbrıs meselesinde de net bir şekilde görülmesi gereken şey şudur, hakkı gasbedilen ve şimdiye kadar da verilen sözlerin tutulmadığı taraf, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'dir."

Yunanlıların bu lobi faaliyetinin hiçbir şekilde mesele çözmeyeceğini dile getiren Çelik, "Onların, meselelerini çözeceği yer Türkiye'dir. Türkiye ile konuşacaklar. Yoksa geçmişte de çözemediler bugün de çözecekleri bir durum yok. İsterse dünyanın bütün parlamentolarında alkışlansın, hiçbir önemi yok." dedi.

- "Gelen talepleri sürekli yakın bir şekilde takip ediyoruz"

"Yıl ortasında hem asgari ücretliler hem emekli ve kamu çalışanları bir zam alacak mı?" sorusu üzerine Çelik, bu konuda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının düzenli olarak açıklama yaptığını belirterek, şunları kaydetti:

"AK Parti açısından biz, emeklimiz, esnafımız, çiftçimiz, genç arkadaşlarımız, bütün bunlardan gelen talepleri tabii ki sürekli yakın bir şekilde takip ediyoruz ve değerlendiriyoruz. Herhangi bir şekilde vatandaşımızın enflasyon karşısında ya da birtakım olumsuz gelişmeler karşısında ezilmemesi için stratejiler üretiyoruz. Bugün sabah da bir toplantımız vardı. Onların zamanlaması, içeriklendirilmesi daha henüz Çalışma Bakanlığı açısından, o çalışmaları hangi takvimle yapıyorlar, nasıl içeriklendirecekler onlar için şu anda bir şey söylemek erken. Dolayısıyla onlar olgunlaştığı zaman bizdeki bilgileri sizlerle paylaşırız. Sadece vatandaşlarımızın şunu bilmesini isterim ki çeşitli sosyal kesimlerden bize iletilen bütün talepler, sistematik bir biçimde ve son derece sıkı bir takiple değerlendiriliyor."

(Bitti)

Yorumlar