Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Rüyet-i hilal ya da takvim birliğinin sağlanması meselesi siyasi bir mesele değildir. Bu, milletin, ümmetin birliğinin pratik göstergelerinden birisidir." dedi.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Uluslararası Hicri Takvim
Birliği Kongresi'ndeki konuşmasında, Allah imkan verdiği ölçüde,
her vesileyle hem İslam’a hem de İslam ümmetine hizmet etmeye devam
edeceklerini söyledi.
Dünyanın neresinde, hangi İslam toplumunun ne problemi varsa, bunun
aynı zamanda Türkiye’nin problemi olduğunu ifade eden Kurtulmuş,
Müslümanların problemlerine deva olmaya, Müslümanların birikmiş
sorunlarını çözmeye çalışmanın Türkiye’nin ve Türkiye’yi
yönetenlerin öncelikli vazifelerinden biri olduğunu belirtti.
Bunun Türkiye’ye zaman zaman siyasi, zaman zaman da ekonomik olarak
birtakım yükler getirmiş olabileceğini aktaran Kurtulmuş, “Ama bu
karşılaştığımız, karşılaşacağımız siyasi ve ekonomik yüklerin
hiçbirine aldırış etmeden, nerede mazlum milletlerin, Müslüman
toplulukların Türkiye’den bir talebi varsa, bu talepleri
karşılamayı bir vazife olarak kabul eder, bununla birlikte ortaya
çıkan bütün sorunları göğüslemeyi de üzerimize bir sorumluluk
olarak alırız.” diye konuştu.
İslam coğrafyasının, Ortadoğu ve Kuzey Afrika başta olmak üzere,
derin fay hatlarının kırılmasıyla karşı karşıya olduğunu belirten
Kurtulmuş, “Hiç kuşkusuz bunu dışarıdakiler desteklemiyorlar mı?
Destekliyorlar. Ama İslam dünyası, iki derin fay hattının
çatışmalarının içerisinde boğuşuyor. Bunlardan birisi, etnik
çatışmalardır. İslam coğrafyası, farklı etnik kökenden insanların
etnik kimlikleri üzerinden çatışmalarını bugün en derin şekilde
yaşıyor. Ortadoğu’nun nüfus olarak en kalabalık dört halkı Türkler,
Kürtler, Araplar ve Farisiler, bugün etnik olarak ciddi bir
ayrışmanın eşiğindedir. Bu ayrışmaları ortadan kaldırmak için
üzerimize düşen, tevhidi gerektiren her türlü işi, sözü ortaya
koymak durumundayız.” diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, herkesin İslam'ın birliğini
mezhep, meşrebi farklılıkların ayrıştırmaması ve etnik kökenlerin
insanları birbirinden ayırmaması gerektiğini söylerken ayrı
düşüldüğünü ifade ederek, bunu ortadan kaldıracak en önemli
sebeplerden birinin de İslam'ın pratik anlamdaki birliğini ortaya
koyabilmek olduğunu kaydetti.
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, tevhidin, söylemesi kolay,
gerçekleştirilmesi zor bir iş olduğunu belirterek, şunları
kaydetti:
"Irak'taki mezhebi parçalanmışlığı çok kolay bir şekilde siyaseten
birleştirmek mümkün olmayabilir. Suriye'de 5 yıldır devam eden
savaşı, acımasız bir şekilde halka yapılan zulümleri, eziyetleri,
işkenceleri bir günde durdurmak mümkün olmayabilir ama çok somut,
oruç tutan, namaz kılan ve Allah'a inanan herkesin pratik olarak
hayatında yaşadığı bir şeyi bu toplantılarla gerçekleştirmenin o
kadar zor olmadığı kanaatindeyim. Ancak rüyet-i hilal meselesini,
takvim meselesini ve buna benzer İslam ümmetinin birliğini
sağlayacak, amellerimize ve günlük icraatlarımıza ilişkin
meseleleri siyasi mesele gibi görmeye başlarsak hiç şüphesiz ki
bunların çözümünde de zorlanacağımız açıktır. Rüyet-i hilal ya da
takvim birliğinin sağlanması meselesi siyasi bir mesele değildir.
Şu ülkenin ilim heyetinin söylediğini kabul etmek, bu ülkenin ilim
heyetinin söylediğini kabul etmek, o ülkenin siyaseten
söylediklerinin etkisi altına girmek anlamına gelmez. Bütün
kardeşlerimizin bu meseleyi siyasetin dışında görerek ama siyasi
birliğimize de vesile olacak önemli bir ilmi vesile olarak ele
almaları şarttır, farzdır, vaciptir. Bu meseleyi siyasetin dışında
görmemizi istirham ediyorum. Bu, milletin, ümmetin birliğinin
pratik göstergelerinden birisidir."
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar