Diyarbakır’da PKK'ya ait kamyonun patlamasıyla ölen ya da kaybolan
16 kişinin tamamı yeğenleri ve kuzenleri olan Talip Yeşil, Al
Jazeera Türk'e yaptığı açıklamada kamyonun bomba yüklü olduğunu
bilmediklerini belirterek ’İsteseler patlatmayabilirlerdi.
Kaçarlarken bile bile sivilleri öldürdüler’ dedi.
Dün olayla ilgili PKK tarafından yapılan açıklamada bomba yüklü
kamyonun ‘Yerel işbirlikçilerin açtıkları ateş sonucu’ patladığı
iddia edildi. Ancak Dürümlü ve Tanışıklıların anlattıkları bu
iddiaların aksi yönünde.
Bomba yüklü kamyonu ilk görenlerden biri patlamada yeğenlerini ve
kuzenlerini yitiren Talip Yeşil o günü şöyle anlattı;
YOLLARINI KAYBETTİKLERİNİ SÖYLEMİŞLER
Bomba yüklü kamyon köyün içerisinde ve çevre yollarda köylüler
tarafından görüldü. Talip Yeşil’in akrabası ve ortağı Seyithan
Yakar onlardan biridir. Seyithan Yakar’ın köyün dışındaki evi
civarında kamyonu durdurdu. Talip Yeşil o anları şöyle
anlatıyor.
“Yeğenlerimle konuştum olay şöyle gelişiyor. Seyithan durduruyor
kamyonu evinin yanında, ‘Kimsin, necisin niye bu kadar dolanıyorsun
buralarda’ diye sorunca kamyondakiler yollarını kaybettiklerini
söylüyorlar. Seyithan’da ‘Sabah kayboldun bir de şimdi mi
kayboldun’ diye sorunca kamyondan kaleşnikofu çıkarıp tehdit ve
küfür ediyor. Seyithan sinirli bir insandı. Ailesinin yanında
hakarete uğrayınca gücüne gidiyor. Kamyoncu devam edince bu da
arabasına atlayıp yakınlarıyla birlikte yola çıkıyor. Telefon
trafiği oluyor sonra birkaç araba daha onlara katılarak kamyonun
peşine düşüyorlar.”
"KİM OLDUKLARINI BİLMİYORDUK"
Talip Yeşil kamyondakilerin kim olduğunun takip edenler tarafından
kesinlikle bilinmediğini söylüyor. PKK’nın açıklamasında
kamyondakilerin kimliklerini açıkladıklarını iddia etse de Talip
Yeşil olayın öyle olmadığını söylüyorlar;
"KAMYON BUHARA DÖNÜŞÜRKEN PKK'LILAR ATEŞ ETMEYE DAVAM
EDİYORLARDI"
“Kamyondakilerin kim olduklarını bilmiyorlar. Eğer örgüt mensupları
oldukları bilinse kimse peşlerinden gitmezdi. Örgüt mensubu
kamyondaysa herkes bilir ki o kamyonda patlayıcı var. Kim bile bile
gider. Bunlar peşine takılıyor. Dürümlü köyüne geldiklerinde
Seyithan pikabıyla kamyonun yakınlarında. Kamyondakiler inip köyün
içinden sağ taraftaki tepenin üzerine çıkıyorlar. Ateş etmeye
başlıyorlar. Seyithan kamyonun yan tarafına korunmak için geçiyor.
Köylülerin anlattıklarına göre kamyondan önce havai fişek gibi
ateşler çıkıyor ardından patlıyor. Kamyon ve Seyithan’ın arabası
buhara dönüşüyor. Dürümlü’dekiler de akrabalarımız. Hatta
köylülerden bazıları daha gerideki araçlara yardım etmek için
koştuklarında, tepenin üzerindeki örgüt mensupları onları
keleşlerle taramaya devam ediyor. Yani kamyonla havaya uçmuş
değiller örgüt mensupları."
"PATLATMAYABİLİRLERDİ"
Talip Yeşil’i en çok düşündüren ve ‘Uykularımı kaçırıyor’ dediği
şey ise kamyonun istense patlatılmayabileceğı. Yeşil’e göre o kadar
insan ölmeyebilirdi;
“Diyorlar ki kamyon kendiliğinden patladı. Eğer öyleyse içindeki
örgüt mensuplarının da ölmesi gerekiyordu. Öyle olmadığını
biliyoruz. Bilerek patlattılar ve kamyondan uzak bir noktadaydılar.
Üstelik patlamanın ardından ateş etmeye de devam ettiler. Biz yerel
işbirlikçi değiliz, örgüte yakın insanlar da değiliz. Kendi
halimizde insanlarız ve bir felâket yaşamışız. Ne uyku uyudum ne
bir lokma bir şey yiyebildim olaydan bu yana. O bombayı isteseler
patlatmayabilirlerdi, ‘sivillerin içinde can kaybı çok olur’ diye
düşünüp bırakıp çekip gidebilirlerdi. Ama yapmadılar, onlar
patlatmayı tercih ettiler.”
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar