Kamudaki ilk ileri teknik radyoterapi ünitesini DEÜ Hastanesi açıyor
Sağlıkta en modern teknik ve yöntemlerle dünya standartlarını sunan Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Hastanesi, kanser tedavisinde kamuda en gelişmiş sistemin kullanıldığı yenilenmiş Kapsamlı Onkoloji Merkezi, Radyoterapi Kliniği'ni açıyor.
Sağlıkta en modern teknik ve yöntemlerle dünya standartlarını
sunan Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Hastanesi, kanser tedavisinde
kamuda en gelişmiş sistemin kullanıldığı yenilenmiş Kapsamlı
Onkoloji Merkezi, Radyoterapi Kliniği'ni açıyor. Açılış töreni, 28
Mart 2014 Cuma, saat 12.30’da düzenlenecek.
Yurtdışında onkoloji alanında öncü merkezlerde kullanılan,
Türkiye'de ise İstanbul’daki birkaç özel kuruluş dışında sağlık
kurumlarında bulunmayan "TrueBeam STx" sisteminin kurulduğu DEÜ
Hastanesi, Kalkınma Bakanlığı’nın "Kapsamlı Onkoloji Merkezi (KOM)
Radyoterapi Teknolojik Yenileme" projesi çerçevesinde kamu
hastanelerinde bir ilke imza atarak pilot uygulama merkezi oldu.
TrueBeam STx cihazı sayesinde üç boyutlu ileri görüntüleme imkanı
ile kanser tedavisinde sağlıklı dokular en üst düzeyde
korunabilecek, tedavi uygulama ve hareket yönetimi kolayca
yapılabilecek, yüksek hız ve hassasiyetle hasta konforu en üst
seviyeye taşınacak. Radyasyon onkolojisi alanında deneyimli insan
gücüyle önemli bir potansiyele sahip olan hastane, proje kapsamında
devlet üniversiteleri arasında lokomotif ve referans merkez
olacak.
Konu hakkında bir açıklama yapan DEÜ Hastanesi Radyasyon Onkolojisi
Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fadime Akman, birimlerinin 1991
yılında en modern tekniklerle kurulduğunu, 2003’te son sistem
cihazlarla yenilendiğini ve kaliteyi her zaman en üst seviyede
tuttuklarını söyledi. Prof. Dr. Akman, şunları kaydetti: "Sahip
olduğumuz TrueBeam STx, sağlıklı dokuları gözönünde bulundurarak
görüntüleme, tedavi uygulama ve hareket yönetimi unsurlarını
sorunsuzca, yüksek hız ve hassasiyetle birleştiren bir sistem. Bu
yüksek doz hızı, keskinliği ve hassas görüntü rehberliği sayesinde
karmaşık bir radyocerrahide genellikle 30–60 dakika süren
tedaviler, yeni sistemde sadece 5–20 dakika gibi kısa sürelerde
tamamlanarak hasta ve tümörün hareketinden daha az etkilenmektedir.
İleri görüntüleme ve solunum takip sistemleri sayesinde, özellikle
akciğer, üst karın ve meme gibi nefes alımı esnasında hareket eden
tümörle senkronize ışınlamayla sağlıklı dokuya ve kritik organlara
verilebilecek hasarlar en aza indirilmektedir. Bu yeni teknolojik
altyapı ve alanında uzmanlaşmış, deneyimli insan gücümüzle daha
nitelikli hasta tedavileri yanında, ülkemiz ihtiyaçlarını en üst
düzeyde karşılayabilecek donanıma sahip radyasyon onkolojisi ve
medikal fizik uzmanları ile radyoterapi teknikerlerinin
yetiştirilmesi hedeflenmektedir." CİHAN
Yorumlar