Kamu ve özel sektör iklimle ilgili neler yapabilir

Yeşil Kuşak ve Yol Enstitüsü Başkanı Erik Solheim, yenilenebilir enerjinin kalkınmaya yardım ederken iklim değişikliğiyle de mücadele için önemli olduğunu belirterek, "21. yüzyılda geçmişte olduğu gibi 'ya kazan ya kaybet' gibi bir durum söz konusu değil. Kazan kazan sonuçları yaratabilecek politikalar üretmek mümkün ve yapmamız gereken de bu." dedi.

Anadolu Ajansının (AA), iklim krizi ve çevre konularındaki farkındalığı artırma hedefiyle düzenlediği Çevre Forumu'nun "İklim Krizi ve Sorumluluk Paylaşımı" başlıklı dördüncü oturumu, İstanbul'daki Polat Renaissance Otel'de gerçekleştirildi.

TRT World spikeri Yusuf Erim'in moderatörlüğünde düzenlenen oturuma, Solheim'in yanı sıra Portekiz'in eski Avrupa İlişkileri Bakanı ve siyaset bilimci Bruno Macaes ile Meta Türkiye ve Azerbaycan Kamu Politikaları Direktörü Sezen Yeşil konuşmacı olarak katıldı.

Yeşil Kuşak ve Yol Enstitüsü Başkanı Solheim, bazı Batı ülkelerinin iklim değişikliğine sebep olmakla suçlandığını ancak Hindistan'da gayrisafi milli hasılasının 15 katı emisyon üretildiğini belirtti.

Çin'deki insan başına düşen emisyon miktarının Norveç'ten daha az olduğunu vurgulayan Solheim, "Bu yüzden suçlamayı bırakmalıyız ama öncelikle de Çin ve diğer gelişmiş ülkeleri teker teker suçlamayı bırakmalıyız." dedi.

Solheim, "İnsanları, gelişmekle iklim değişikliğine karşı aksiyon almak arasında bir seçimle karşı karşıya bırakmamamız gerekiyor" diyerek, yenilenebilir enerjinin iklime ve gelişmeye katkısından söz etti.

Güneş enerjisinin, Hindistan için daha ucuz bir enerji kaynağı olduğunu aynı zamanda istihdam yarattığını da söyleyen Solheim, "21. yüzyılda geçmişte olduğu gibi ya kazan ya kaybet gibi bir durum söz konusu değil. Kazan kazan sonuçları yaratabilecek politikalar üretmek mümkün ve yapmamız gereken de bu." diye konuştu.

Erik Solheim, özel sektörün daha fazla yatırım yapması gerektiğini vurgulayarak, "Fırsatları tespit edip bu fırsatları değerlendirmek ve birlikte hareket etmek gerekiyor." ifadesini kullandı.

- "Medya tarafından resmin tamamı bilimsel veriler ışığında verilmeli"

Macaes ise medyanın yaşananları göstermesi açısından önemine değindi. İklim değişikliğinin daha da netleşmeye başladığını belirten Macaes, "Medya tarafından resmin tamamı bilimsel veriler ışığında verilmeli." değerlendirmesinde bulundu.

Bilimsel verilerin inkar edilemeyecek seviyede olduğunu ifade eden Macaes, "Google'a 'insanlık tarihinde en fazla fosil yakıt kullanılan gün hangisi' diye bakarsanız bu 5 ya da 10 yıl öncesi değil bugün ve yarındır." dedi.

Bruno Macaes, iklim ve çevre konusunda günlük yaşamda insanların atabileceği adımlara medyada daha fazla yer verilmesi gerektiğini vurguladı.

- Sosyal medyada iklim değişikliği tartışmaları en fazla Avustralya'da

Meta Türkiye ve Azerbaycan Kamu Politikaları Direktörü Yeşil de Meta'nın 2030 hedeflerini anlattı.

Şirket bünyesinde iklim konusunda bir merkez açtıklarını aktaran Yeşil, güvenilir kurumların iklim konusunda farkındalığı artıran yayınlarını paylaştıklarını söyledi.

Yeşil, ülkeler bazında yaptıkları araştırmalara değinerek, Yale Üniversitesiyle yaptıkları çalışmadan bahsetti.

"İklim Değişikliği Konusunda Küresel Sohbetler Haritası" adında bir çalışma yaptıklarını belirten Yeşil, bu alanda sosyal medya mecralarında yapılan sohbetlerin bir haritasını oluşturduklarını dile getirdi.

Yeşil, "İklim değişikliği' gibi anahtar sözcükleri seçiyoruz ve bu sözcüklerle ilgili hangi içerikler paylaşılmış, hangi içeriklere reaksiyonlar verilmiş, yorumlar yapılmış bunları haftalık olarak topluyoruz ve kişisel verilerden arındırarak anonim hale getirerek her hafta yayınlıyoruz." bilgisini paylaştı.

Söz konusu haritaya göre, bu konularda en fazla tartışmaların, Avustralya'da yapıldığını kaydeden Yeşil, kuraklık gibi iklim değişikliği etkilerinden en çok zarar gören ülkelerden biri olan Avustralya'da bu durumun şaşırtıcı olmadığını ifade etti.

Yeşil, KOBİ'lere sıfır emisyon hedeflerine ulaşmak için planlar yapmalarını sağlayacak "Yeşil Rehber" adında bir uygulamayı da yürüttüklerini aktararak, "Oteller, restoranlar ve yiyecek üreticileri için şekillendirilmiş eğitimlerimiz de var. Bugüne kadar Türkiye'de 300 kişiye ulaştık. İspanya ve Fransa'da da yürütüyoruz. Önümüzdeki yıl çalıştaylarla daha fazla KOBİ'ye ulaşmayı hedefliyoruz." dedi.

Oturum, soru cevap bölümüyle sona erdi.