Theresa May, Birleşik Krallık'ın 76'ncı ve 2'nci kadın Başbakanı oldu. Kraliçe 2. Elizabeth, May'i yeni hükümeti kurmakla görevlendirdi. May'in kabinesinde kadınlara ağırlık vermesi bekleniyor
İngiltere'nin yeni Başbakanı Theresa May, görevine resmen
başladı. Birleşik Krallık'ın 76'ncı Başbakanı olarak görevi
David Cameron'dan bugün devralan 59 yaşındaki May, Kraliçe'nin
resmi konutu Buckingham Sarayı'na gidişinde yeni hükümeti kurmakla
görevlendirildi. Kraliçeyle yaklaşık 30 dakika görüşen Theresa
May'e, eşi Philip May de eşlik etti.
İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth'in tahta çıktığı 1952 yılından bu
yana görev yapan 13'üncü Başbakan olan Muhafazakar Partili Theresa
May, Margaret Thatcher'dan sonra ülkenin 2'nci kadın Başbakanı
oldu.
İLK AÇIKLAMA
İngiltere'nin yeni Başbakanı Theresa May, "Benim yöneteceğim
hükümet, ayrıcalıklı azınlık için değil herkesin çıkarları için
çalışacak. Hep birlikte daha iyi bir Britanya inşa edeceğiz."
dedi.
May, başbakanlık görevini üstlenmesinin ardından eşi Philip May ile
birlikte Başbakanlık resmi konutu ve çalışma ofisi "10 Numara"nın
önünde ilk açıklamasını yaptı.
Kraliçe'nin kendisinden yeni bir hükümet kurmasını istediğini ve
bunu kabul ettiğini söyleyen May, "David Cameron döneminde, harika
ve modern bir başbakanın adımlarını takip ettim. David'in liderliği
sırasında hükümet ekonominin istikrarını sağladı, bütçe açığını
azalttı ve insanları iş sahibi yaptı. David'in gerçek mirası
ekonomi değil, sosyal adalet. David Cameron tek ulus hükümetine
başkanlık etti." diye konuştu.
Kendisinin bu mirası sürdüreceğini kaydeden May, Muhafazakar
Parti'nin tam adının "Muhafazakar ve Birlikçi Parti" olduğunu ve
"Birlik" sözünün kendisini için çok önemli olduğunu belirtti.
İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda arasındaki birliğin ve
bağın önemine dikkati çeken May, "Sadece Birleşik Krallık'ta bu
bölgeler arasındaki birliğe değil, vatandaşlarımız arasındaki
birliğe inanıyoruz. Kim olursak olalım ve nereden gelirsek
gelelim." dedi.
Ülkedeki adaletsizliklerle ve eşitsizliklerle mücadele sözü veren
May, "Benim yöneteceğim hükümet, ayrıcalıklı azınlık için değil
herkesin çıkarları için çalışacak. Hayatlarınızı daha fazla kontrol
edebilmeniz için elimizden geleni yapacağız." ifadesini
kullandı.
Theresa May, AB referandumunun ardından ülkenin değişim süreciyle
karşı karşıya olduğunu belirterek, "AB'den ayrılırken, ülkemizin
dünyada yeni bir pozitif rol üstlenmesini sağlayacağız. Britanya'yı
sadece ayrıcalıklı azınlığa değil, herkese fayda sağlayacak bir
ülke yapacağız. Bu, benim liderliğimdeki hükümetin görevi olacak.
Hep birlikte daha iyi bir Britanya inşa edeceğiz." diye
konuştu.
YENİ KABİNE
Ülkenin son 30 yıldaki 3'üncü "seçimle göreve gelmeyen" Başbakanı
da olan May'in yeni kabineyi oluştururken kadınlara ağırlık vermesi
bekleniyor.
1990'da istifa eden Margaret Thatcher'ın yerine John Major ve
2007'de istifa eden Tony Blair'ın yerine Gordon Brown Başbakanlık
görevini üstlenmişti. İngiltere'de son 116 yılda toplam 15
Başbakan, ara dönemde herhangi bir seçime girmeden koltuğa
oturdu.
İngiliz basını, Theresa May'in Maliye Bakanlığına Dışışleri Bakanı
Philip Hammond'ı, Dışişleri Bakanlığı görevine Uluslararası
Kalkınma Bakanı Justine Greening'i, İçişleri Bakanlığına ise Enerji
Bakanı Amber Rudd'u getirebileceğini öne sürüyor.
Yeni kabinenin önümüzdeki birkaç gün içerisinde açıklanması
bekleniyor. Ayrıca yeni kabineye "Brexit"ten sorumlu bir bakanın da
atanması öngörülüyor. Cameron'ın kabinesindeki 22 bakanın 7'si
kadındı.
YENİ DEMİR LADY
2010 yılından bu yana İçişleri Bakanlığı yapan May, bir papazın
kızı ve Oxford Üniversitesi mezunu.
Sert mizacı ve disiplini dolayısıyla ülkenin ilk kadın Başbakanı
Margaret Thatcher'a benzetilen ve "İngiltere'nin yeni Demir
Leydi"si olarak görülen Theresa May, ülkesinde yapılan AB
referandumu sürecinde çok fazla dile getirmese de birlikte
kalınmasından yana tavır takınmıştı.
May, referandumun ardından yaptığı açıklamada, Brüksel ile AB'den
çıkış müzakerelerini başlatacak Lizbon Antlaşması'nın 50'nci
maddesinin yıl sonundan önce yürürlüğe sokulmaması gerektiğini
söylemişti.
Referandum sonucunun ardından ülkeyi ve partiyi birleştirmenin
önemini vurgulayan Theresa May, "Referandum, AB'den ayrılık
kararının yanı sıra ciddi değişiklik kararı anlamına da geliyor.
Brexit, 'Brexit' demektir. AB'de kalma yönünde ya da ikinci bir
referandum için herhangi bir girişim olmayacaktır. Birliğe arka
kapısından tekrar üye olma girişimimiz olmayacak. Ülke, AB'den
ayrılma kararı vermiştir. Bunun olmasını sağlayacağım." demişti.
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar