Mimar Sinan'ın tasarladığı tekke
Mimar Sinan tarafından tasarlanan tekke İstanbul'da bulunuyor.
Mimar Sinan tarafından tasarlanan tekke İstanbul'un Üsküdar ilçesi sınırları içinde yer alan Atik Valide Tekkesi'dir.
Mimar Sinan'ın tasarladığı bir başka tekke ise Kadırga'da Sokullu Mehmet Paşa Camii külliyesinin içindeki tekkedir.
İstanbul'da birbirinden farklı en az 3 grup yapı var. Yani İstanbul için bir tekke şablonu söylemek zor. Ancak 3 gruba özetleyebiliriz.
Onlardan bir tanesi hem cami hem tekke olarak kullanılan ve bugün dışardan baktığınızda yalnızca camiymiş gibi görünenler. Birkaç örnek verirsek: Yedikule Hacı Evhad Camii Tekkesi. Bir diğeri Balat'ta, Ferruh Kethüda Camii Tekkesi. Bunlar başlangıçtan beri çift işlevli yapılar.
İkinci olarak; ortası avlulu, avlunun etrafında revakları olan, Osmanlı medreselerine benzeyen, hatta onunla aynısı bir grup daha var: Mimar Sinan eseri olan Üsküdar Atik Valide Tekkesi, Kadırga'da Sokullu Mehmet Paşa Camii külliyesinin içindeki tekke.
Üçüncü grup; çok yaygın olan, belki de İstanbul'a özgü bir çeşniye sahip olan, ahşap konakları andıran, ev mimarisiyle özdeşleşmiş olan tekkeler. Bu gruptaki tekkeler gerek cepheleriyle gerek tasarımlarıyla konaklara ya da konutlara benzer. Mesela Eyüp’te Bahariye Mevlevihanesi mevcut. Yan yana, ahşap, Haliç kıyısında, üç yapıdan oluşuyor. Arkada da birtakım yapılar var: Selamlık, ortada semahane, türbeyi ihtiva ediyor ayrıca, sağ tarafta harem. Dışarıdan baktığınızda böyle varlıklı bir ailenin, büyük bir arsa içinde yalıları gibi duruyor; fakat orası aslında çok önemli bir Mevlevî dergâhı. Bu tarz bir diğer tekke de Rumelihisarı'na bitişik Durmuş Dede Tekkesi imiş. Bugün yok maalesef. Elimizde fotoğrafları var. Yalı görünümlü tamamen. Mesela; bunlar İstanbul'daki diğer tekkeler içinde çok büyük; farklı bir görüntüye, bir imaja sahip diyebiliriz.
MİMAR SİNAN'IN TASARLADIĞI ATİK VALİDE TEKKESİ'NİN TARİHÇESİ
Bu tekkeyi bünyesinde barındıran ve "Atik Valide", Eski Valide'
isimleri ile anılan külliye 1579'da Sultan IH. Murad'ın annesi
Nurbânu Valide Sultan (-1582) tarafından tesis edilmiştir. Bazı
kaynakların muğlak hatta yanlış ifadelerinin aksine, tekkenin
baştan beri külliyenin mimârî programı içinde
yer aldığı ve tarikatların lağvına kadar aslî görevini sürdürdüğü
anlaşılmaktadır. Külliyeyi oluşturan yapıların çoğu, ilgili
kaynaklarda belirtildiği üzere, zaman içinde çeşitli onarımlara,
tadillere ve ilâvelere sahne olmuşlar, bu arada ancak medrese ile
tekke ilk yapıldıkları şekilleri ile günümüze intikal
edebilmişlerdir. Kapatıldığı 1925'ten sonra uzun müddet metruk
kalarak harab olan tekke binası 1970'li yıllarda bir süre İlim
Yayma Cemiyeti'ne bağlı bir talebe yurdu olarak kullanılmış ve bu
arada üstünkörü bir tamirat geçirmiştir. Halen yurt olarak
kullanılan yapı bakıma muhtaçtır.
MİMAR SİNAN'IN TASARLADIĞI SOKULLU MEHMED PAŞA CAMİİ İÇİNDEKİ TEKKE
Bilindiği gibi bu külliye Veziriazam Sokollu Mehmed Paşa
(1505-1579) tarafından. Sultan II. Selim'in kızı olan eşi İsmihan
Sultan (1545-1585) adına 1571/72'de inşa ettirilmiştir'". Tekkenin
ise, mensupları arasında Sokollu'nun da bulunduğu rivayet edilen,
devrin tanınmış Halveti şeyhlerinden Nureddinzade Mustafa
Muslihiddin Efendi" (-1573/74) için yaptırıldığı, ancak bu zatın
inşaat bitmeden vefat ettiği ve vasiyeti gereği "pîrdaşı"oan Kurt
Şeyh Mehmed Efendi'2(.1587/88)'nin ilk postnişin olduğu bilinmekte,
böylece 1573/74'ten az sonra tamamlandığı anlaşılmaktadır
Kendi içinde müstakil bir bütün oluşturan tekke, tevhidhane, derviş
hücreleri, selâmlık odaları, mutfak, hamam (gusülhane), abdest
muslukları gibi çeşitli unsurlardan müteşekkildir. Bunlara, geçen
yüzyılın 2. yarısı içinde küçük bir harem dairesinin eklendiği,
yine bu dönemde tevhidhaneye küçük bir kadınlar mahfili ve
selâmlığa bazı odalar ilâve edildiği anlaşılmaktadır. Külliyenin
diğer parçaları gibi, tekkenin de, yapımından sonra bir takım
tamirler geçirmiş olduğu bellidir. Buna rağmen ilk şeklini günümüze
dek koruyabilmiştir. Kapatıldığı 1925'ten sonra metmk kalan ve
zamanla harab olan tekke,l975'lerde Kuran kursu olarak kullanılmak
üzere tamir edilmiştir. Ancak bu tamiratta yapının mimarî hüviyeti
hiç hesaba katılmamış, bünyesine yabancı düşen ve görünümü bozan
bir takım tadiller ve ilâveler yapılmıştır ki ileride, yeri
geldikçe bunlara değineceğiz. Halen bu kullanımını sürdüren tekke
binaları bakıma, daha doğrusu sözü edilen uygunsuz eklerden
kurtarılmaya muhtaçtır. Âyin günü perşembe olan Sokollu Mehmed Paşa
Tekkesi başlangıçta Halvetiyye'ye bağlı iken, daha sonra bu hususta
bazı değişikliklere sahne olmuştur''':
Yorumlar