Bahçeli kızınca MEB geri adım attı, görevden aldı

Milli Eğitim Bakanlığı, öğrenci andıyla ilgili Danıştay'a itiraz dilekçesi yazan hukukçuları, MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin tepkisi üzerine görevden aldı. MEB hukukçuları, Danıştay'a itiraz dilekçesinde öğrenci andı benzeri uygulamaların 1900'lerin başlarında komunizm ve faşizm ile yönetilen ülkelerde sık sık uygulanan bir yöntem olduğu belirtilmişti. Bahçeli bu ifadelere sert tepki göstermişti.

Google Haberlere Abone ol
Bahçeli kızınca MEB geri adım attı, görevden aldı

Milli Eğitim Bakanlığı, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin dün parti grup toplantısında dile getirdiği konuyla ilgili adım atarak hukukçularını görevden aldı. Milli Eğitim Bakanlığı'nın Danıştay'ın öğrenci andına karşı yaptığı itirazın dilekçesini yazan hukukçuların kullandığı ifadeler Bahçeli'nin tepkisini çekmişti. 

Milli Eğitim Bakanlığı ( MEB), "Öğrenci Andı"nana ilişkin Danıştay'a sunulan temyiz dilekçesi metninde kusuru bulunan Hukuk Hizmetleri Genel Müdürü ile iki avukatı görevden aldı.

Milli Eğitim Bakanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre, "Öğrenci Andı" davasıyla ilgili Danıştay'a sunulan temyiz dilekçesi metninde kusuru bulanan Hukuk Hizmetleri Genel Müdürü ile iki avukatın görevine son verildi.

Bakanlığın ayrıca, medyaya yansıyan konulara ilişkin gerekli düzeltici açıklamaları "ek beyan" şeklinde Danıştay'a sunacağı öğrenildi.

MEB ANDIMIZ DİLEKÇESİNDE NE YAZIYORDU?

Milli Eğitim Bakanlığı hukukçularının Danıştay'ın andımız kararını temyiz ederken yazdıkları dilekçede, and ve benzeri uygulamaların komünizm ve faşizmle yönetilen ülkelerin sık sık kullandığı yöntemlerden biri olduğu vurgulanmıştı.

MEB hukukçuları tarafından kaleme alınan andımız dilekçesinin tam metni şöyle: 

Türkler kendi çağdaşı unsurlara göre ulus bilincine en geç ulaşan topluluktur. Türkiye Cumhuriyet'ini kuran kadro zaten gecikmiş olan süreci hızlandırmak için yoğun çaba harcamıştır. Özellikle 30'lu yıllarda benimsenen politika, artık toprak bütünlüğünü garanti altına alan bir ülkenin milli bütünlüğünü de sağlamasıydı. Öğrenci Andı da bu amaçla benimsenmiş ve ilkokullarda okutulmaya başlanmıştır. Ulus bilincine geç ulaşan bir toplumda bu çeşit sembol ve ritüellerin kullanılarak, ortak bir milli kimlik inşa edilmeye çalışılması anlaşılabilir bir durumdur. Ancak 2023 yılında yüzüncü yılını dolduracak olan Türkiye Cumhuriyeti'nde toplumun zaten bir milli kimlik kazanmış olduğunu kabul etmek gerekir. Yani Öğrenci Andı işlevselliğini yitirmiştir. Hal böyleyken 21. yüzyıl Türkiye'sinde 30'lu yılların ritüellerini benimsemek anakronik (çağdışı) bir yaklaşım olacaktır. Andımız gibi uygulamalar, 1900'lü yılların ilk yarısında yaygın olarak kullanılan uygulamalardır. Gerek faşizm gerekse komünizm bu ve benzeri uygulamaları sıkça kullanmıştır. Askeri ağırlıklı rejimler bu tür uygulamaları temel almıştır. Bunun bir yansıması olarak da okullarda da kullanılmaya başlanmıştır. Bu aynı zamanda okulların ideolojikleşmesi ve askerileşmesi anlamına gelmektedir. Oysa günümüzde bu yaklaşım terk edilmiştir. Okullarımızda aleni hiçbir ideoloji savunulmamaktadır, askeri bir disiplin uygulaması da bulunmamaktadır. Öğrencilerin her gün ‘papağan gibi" ifadesi kullanarak, bunu tekrarlayacakları sözler yerine, konuşup tartışarak ve yaşayarak edinecekleri özellikler günümüz eğitiminin önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Her sabah öğrencilerin sıraya sokulup tekrarlatılarak bir takım değerlerin kazandırılmaya çalışılması hem Türk Milli Eğitimi'nin benimsediği eğitim anlayışına hem de dünyada genel kabul gören eğitimbilim anlayışına uygun değildir.

DEVLET BAHÇELİ NE DEMİŞTİ?

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, dünkü grup toplantısında yaptığı konuşmada, başından bu yana kaldırılmasına karşı olduğu öğrenci andıyla ilgili MEB'in itiraz dilekçesine sert tepki göstermişti. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Milli Eğitim Bakanımızın temyiz dilekçesini görmediğine veya yoğunluktan dolayı dikkatle bakmadığına inanmak istiyor, bunu ümit ediyoruz" demişti.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, Milli Eğitim Bakanlığının, öğrenci andı ile ilgili Danıştay'a sunduğu temyiz dilekçesine ilişkin, şunları söylemişti: "Danıştay Sekizinci Dairesinin Andımızla ilgili aldığı kararı temyize götüren Milli Eğitim Bakanlığının dilekçesinde tarihi ve sosyolojik olarak örtülemez yanlışlıklar vardır. Bakanlık diyor ki; 'Türkler kendi çağdaşı unsurlara göre ulus bilincine en geç ulaşan topluluktur. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyetini kuran kadro zaten gecikmiş olan süreci hızlandırmak için yoğun çaba harcamıştır.' Türkleri millet bilincine en geç ulaşan topluluk olarak değerlendirmek tarih inkarı, tarih ihmali, tarih ihanetidir. Unutmayınız ki, tarihimiz mührü sökülmemiş bir hazinedir. Bu hazinenin talanına müsaade etmeyeceğiz, bu hazinenin karalanmasına onay vermeyeceğiz. Milli Eğitim Bakanımızın temyiz dilekçesini görmediğine veya yoğunluktan dolayı dikkatle bakmadığına inanmak istiyor, bunu ümit ediyoruz. Türk milletine kara çalan zihniyet Orhun Yazıtlarını nereye koyacak? Tarihte kurulan 16 Türk devletini nasıl izah edecek? Türklerin millet bilincine en geç ulaşan topluluk olduğunu söyleyen şahıs direkt sana soruyorum, bunu nasıl yazdın, nasıl iddia ettin, hangi çevrenin mahsulü, nerenin piyonusun? Bu yanlı ve maksatlı değerlendirmelere imza atanlara diyorum ki, asıl sizin sabah akşam Andımızı okumaya ihtiyacınız vardır ve Türk milletinin kim olduğunu, Türklüğün nasıl bir tarih ve sosyolojik derinlikten süzülüp geldiğini öğrenmeniz şarttır, önünüzdeki asıl ödevdir."

AK PARTİ'DEN BAHÇELİ'NİN AÇIKLAMASINA DESTEK

MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin öğrenci andına itiraz dilekçesine gösterdiği tepkiye AK Parti'den de destek geldi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, Bahçeli'nin sert tepkisini haklı bulduklarını belirterek şunları söyledi: Haklıdır, biz de katılıyoruz. Bu AK Parti'nin görüşünü yansıtmamaktadır. Sayın Bakanımızın başkanlığında, bakanlık adına oluşturulan temyiz dilekçesini de karşılamamaktadır. Milletimizin kendi çağdaşı olan milletlere göre, geç milletleşme sürecine girdiğine katılmıyoruz. Tarihsel ve ahlaki olarak bir hatadır. Sayın Bakanımız tarafından kapsamlı bir inceleme yapılıyor. Aslında bunun verilmesi gerekirdi. Oradaki avukatlar tarafından bu paragraf ekleniyor. Bürokratlar da hiçbir şekilde bunu kabul etmiyor. Bu bürokratlar da görevden alınmıştır. AK Parti hükümetleri döneminde, Cumhurbaşkanımızın himayesinde, eserlerin ihya edilmesi için çok önemli bir gayret ortaya koyulmuştur. Bilinen tarihin başlangıcından beri var olan bir devletiz, var olmaya da devam edeceğiz. Milletimiz hesaba katılmadan tarih yazılması mümkün değildir. Bu ifadeler akademik olarak da doğru değildir. Bizzat Sayın Bakanımız rahatsızlık duyduğunu ifade etmiştir. 

Yorumlar