Gölcük 'asrın felaketi'nin yaralarını sardı

Binlerce insanın yaşamını yitirdiği, ev ve iş yerinin yıkıldığı 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nin merkez üssü Gölcük, 17 yılın ardından facianın acı izlerinden uzak bir görüntü ortaya koyuyor.

Gölcük Belediye Başkanı Mehmet Ellibeş, depremde ilçedeki 13 bin 442 bina ile 2 bin 500 iş yerinin yıkıldığını söyledi.

Depremde yaklaşık 6 bin kişinin hayatını kaybettiğini ifade eden Ellibeş, acıların hala taze olduğunu ve geride kalanların rehabilitasyon sürecinin devam ettiğini bildirdi.

Ellibeş, deprem anını hala unutamadıklarını dile getirerek, "Gölcük olarak depremi ciddi yaralarla atlattık. O acılar hala hafızamızda yer alıyor. Çok sayıda bina yıkıldı. Depremde kentteki kültürel, sportif, sanatsal, sağlık, eğitim tesisleri yerle bir oldu. Mutlaka buradan çıkarılacak dersler var. Bizler bu dersleri çıkardık ve deprem sonrası yeniden yapılanmayı buradan yola çıkarak şekillendirdik." şeklinde konuştu.

"Deprem öncesi mevcut binalarla ilgili tereddütlerimiz var"

İmar planlarını depreme göre yaparak çalışmalar yürüttüklerini anlatan Ellibeş, yeni bina stoklarını bu şekilde oluşturduklarını bildirdi.

Gölcük olarak yeni yapılanma çerçevesinde kentsel dönüşümle ilgili çalışmaların sürdüğünü belirten Ellibeş, şöyle konuştu:

"Deprem öncesi bina stoklarıyla ilgili korkularımız ve tereddütlerimiz hala devam ediyor. Deprem sonrası aldığımız tedbirlerle yeni yapılan binalarla ilgili kaygımız yok. Deprem öncesi mevcut bina stoklarıyla ilgili ciddi tereddütlerimiz var. Bu sadece Kocaeli'yle ilgili değil, tüm deprem bölgesiyle ilgili. Bunu ortadan kaldırmanın yolu da yasa çerçevesinde her bir binanın yeniden depreme dayanıklılık testine tabi tutularak gerekli adımların atılmasıdır. Olası bir depremde aynı acıları yaşamama adına gerekli tedbirleri aldık, adımlarımızı attık. Çökme bölgesi olarak da bilinen Denizevler bölgesi başta olmak üzere kentsel dönüşümü başlattık. Bu hususta rezerve alanları ilan ettik. Yeni evler yapıldıktan sonra Denizevleri boşaltacağız."

Ellibeş, depremin enkazından Gölcük'ün filiz gibi doğduğunu anlatarak, günlük yaşamın ilçede aksamadan sürdüğünü, önemli bir eksikliklerinin bulunmadığını sözlerine ekledi.