Ertan Yülek "Erbakan Hoca"yı anlattı

"Öyle müthiş bir hafızası vardı ki mesela V6 Mercedes veya Ford motorunun silindir hacmini verir, silindirin içindeki pistonun tolerans değerlerini tahtaya yazardı"

Google Haberlere Abone ol
Ertan Yülek "Erbakan Hoca"yı anlattı

Milli Görüş hareketinin kurucu lideri ve eski başbakanlardan Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın İstanbul Teknik Üniversitesinde (İTÜ) görev yaptığı dönemde öğrencilerinden olan eski Refah Partisi Milletvekili İbrahim Ertan Yülek, hocasının Türkiye'de başlattığı ağır sanayi hamlelerini anlattı.

Hatay'da 1939'da doğan ve İTÜ Makina Fakültesi ile İstanbul Üniversitesi İşletme İktisadı Enstitüsünü bitirdikten sonra Ege Üniversitesinde doktora yapan Yülek, eğitimini tamamlamasının ardından kamu, özel kurum ve kuruluşta genel müdürlük ve koordinatörlük yaptı.

Öğrencisi olduğu Erbakan'ın 1970'lerdeki ağır sanayi hamleleri sırasında Sümerbank Genel Müdür Yardımcısı ve Sanayi Bakanlığı Teşvik ve Uygulama Genel Müdürü olarak temel sanayileşme politikalarının uygulanmasında önemli sorumluluklar aldı.

Farklı üniversitelerde 15 yıl öğretim görevlisi olarak da çalışan Yülek, Turgut Özal'ın cumhurbaşkanlığı ve Süleyman Demirel ile Tansu Çiller'in başbakanlığı döneminde başdanışmanlık görevlerinde bulundu.

Refah-Yol iktidarı döneminde TBMM'de Refah Partisi Adana Milletvekili ve Plan ve Bütçe Komisyon Başkanı olarak yer alan Yülek, Fazilet Partisi ve Saadet Partisinde Genel Başkan Yardımcılığı yaptı, 2010'da Halkın Sesi Partisi kurucuları arasında yer aldı.

Vefatının 11. yıl dönümünde Hoca'sının başlattığı ağır sanayi hamlelerini AA muhabirine anlatan Yülek, Erbakan'ın son öğrencilerinden olduğunu ve bunların arasında eski Refah Partisi Gaziantep Milletvekili Doç. Dr. Kahraman Emmioğlu ile Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalama Araştırmaları Derneği (GİMDES) Başkanı Dr. Hüseyin Kami Büyüközer'in de bulunduğunu söyledi.

"HOCA'YA KARŞI OLANLAR DA DERS ANLATIŞINI ÖVERLERDİ"

Yülek, Erbakan'ın zeki, akıllı, Türkiye'nin yetiştirdiği nadir kıymetlerden biri olduğunu, üniversitede 1961-1962'de motorlar dersine girdiğini belirtti.

Erbakan'ın derste anlattığı konuları tahtaya tek tek yazdığını dile getiren Yülek, "Öyle müthiş bir hafızası vardı ki mesela V6 bir Mercedes veya Ford motorunun silindir hacmini verir. Silindirin içinde bir de piston vardır. Onun tolerans değerlerini yazardı. Bütün bunları hafızasında tutan müthiş bir hafızası vardı." diye konuştu.

Yülek, o dönem hocalar ve öğrencilerin arasında ideolojik çatışma olmadığına dikkati çekerek, "Bütün öğrenci arkadaşlar ve daha sonra Hoca'ya siyasi bakımdan karşı olanlar da dahil Erbakan Hoca'nın ders anlatışını fevkalade överek anlatırlardı." dedi.

"TÜRKİYE'DE OTOMOBİL YAPILABİLECEĞİNE İLİŞKİN KONFERANS VERDİ"

Erbakan'ın doktorasını Almanya'da yaptığını ve Leopar tanklarının motorunun geliştirilmesi çalışmalarında yer aldığını hatırlatan Yülek, Erbakan'ın Türkiye'nin ilk motor fabrikası Gümüş Motor'u kurduğunu ve o dönem bazı çevrelerin bu girişimin başarılı olmasını istemediğini ifade etti.

Yülek, Erbakan'ın akademisyen, iş adamları ve bazı öğrencilerin katılımıyla İTÜ'nün konferans salonunda düzenlenen programda "Türkiye'de otomobil yapılabilir mi?" başlıklı konferans verdiğini anımsatarak, bir saat süren konferansta Erbakan'ın Türkiye'nin otomobil yapabileceğini, otomotiv sanayi alanında dünya ve Türkiye'de yaşanan gelişmeleri anlattı.

"YOL, LİMAN, HAVAALANI VE FABRİKALAR YAPILMASI HEDEFLENDİ"

Erbakan'ın ağır sanayi hamlesinin esasında "topyekun bir kalkınma hamlesi" olduğunu vurgulayan Yülek, "Türkiye'nin, belki de dünyanın en şümullü, en planlı, en akıllı sanayileşme veya zenginleşme projesi ağır sanayi hamlesidir." değerlendirmesinde bulundu.

Yülek, Erbakan'ın Milliyetçi Cephe (MC) ve CHP-MSP koalisyonlarının hükümetleri dönemindeki ağır sanayi hamleleri sırasında yapılan fabrikalara personel yetiştirilmesi amacıyla eğitim çalışmalarını yürüttüğünü bildirdi.

- "Sonu 'SAN' ile biten kuruluşların yapıldığı yeni model geliştirildi"

Ağır sanayi hamlesi kapsamında Türkiye'nin dört bir yanında yol, liman, havaalanı ve fabrikaların yapılmasının hedeflendiğini kaydeden Yülek, o dönem motor ve uçak sanayi ile takım tezgahlarını kimin yapacağı konusunun gündeme geldiğine dikkati çekti.

Yülek, bundan dolayı sonu "SAN" ile biten kuruluşların yapıldığı yeni bir model geliştirildiğini dile getirerek, şöyle devam etti:

"TÜMOSAN, TAKSAN, GERKONSAN, TUSAŞ ve HAVELSAN bu dönemde yapıldı. Adı 'ağır sanayi' ama elektronik, uçak, otomotiv, tekstil ve ayakkabı sanayisi de var. Bu kuruluşların başına doktora yapmış, genç ama kabiliyetli, ehil elemanlar genel müdür olurdu. TÜMOSAN dedim ama TÜMOSAN'ın 10 fabrikası, TAKSAN'ın 2, 3 fabrikası var. Bunları da onlar yapacak dedik. Bunların koordinesi için Ulus'taki Ankara Palas binası Ağır Sanayi Koordinasyon Merkezi olarak kullanıldı."

- "300'e yakın fabrikanın temeli atıldı ve 70'e yakını bitti"

Bu merkezdeki toplantılarda fabrikaların yapım sürecinin istişare, koordine ve kontrolünün görüşüldüğünü belirten Yülek, "300'e yakın fabrikanın temeli atıldı ve 70'e yakını bitti." bilgisini verdi.

Bu çerçevede yapılan çalışmaların tamamına "Ağır Sanayi 1977" kitabında yer verildiğine değinen Yülek, "Türkiye eğer bu hızla devam etseydi 5 yılda dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi arasına girerdi ama maalesef ağır sanayi hamlesi bütün hızıyla giderken 1977'de bir erken seçim oldu. Türkiye'nin sanayileşmesini istemeyen hem iç dinamikler hem de dış dinamikler var. Bunu bizatihi yaşadım." ifadelerini kullandı.

- "Ağır sanayi hamlesi projelerinin içinde İHA/SİHA'lar da vardı"

Türkiye Havacılık ve Uzay Sanayii'nin (TUSAŞ) yıllar sonra önemli üretimlere başladığına işaret eden Yülek, ağır sanayi hamlesinin birinci kademesinde keşif, orman söndürme ve tarım ilaçlama uçakları gibi basit teknolojilerin yapımıyla başladıklarını, ikinci kademede nakliye uçakları ve ondan sonra jet uçaklarının üretiminin yer aldığını dile getirdi.

Bu projelerin içerisinde İHA/SİHA'ların da bulunduğunu ancak o dönem ağır sanayi hamlesinin başarıya ulaşamadığını vurgulayan Yülek, OSTİM Üniversitesi Rektörü olan oğlu Prof. Dr. Murat Yülek'in de sanayinin önemini anladığı için eğitimini bu yönde sürdürerek başarıları çalışmalar yaptığını sözlerine ekledi.

- "Erbakan'a baktığımda sanayileşme ve kalkınma üzerine bir hayat gördüm"

Ertan Yülek'in oğlu Murat Yülek de Erbakan'ın kariyeri ve hayatıyla kendisine yön verdiğini ve babasının da etkisiyle makina mühendisliği alanına yöneldiğini söyledi. 50'nin üzerinde ülkede bulunduğunu kaydeden Murat Yülek, bu ülkelerin kalkınma girişimlerinin incelendiği ve Türkiye ile kıyaslandığı eserler kaleme aldığını anlattı.

Erbakan'ın yaşamına baktığında sanayileşme ve kalkınma üzerine bir hayat gördüğünü, bu durumdan küçüklüğünden beri etkilendiğine işaret eden Yülek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Tabii yaşımız itibarıyla çok daha genciz, küçüğüz ama Erbakan Hoca'yla bazı projelerinde kıyısından, köşesinden çalışma imkanım oldu. Türkiye'nin kalkınması ve sanayileşmesine yönelik fikir veya proje geliştirme seanslarında beraber çalışma imkanı oldu. Bu toplantılarda gözlemlediğim, hep son derece nazik, kibar bir insan. Eski deyimle çok efendi bir insan, güngörmüş. Aristokratik demek istemiyorum ama öyle bir insan. Aynı zamanda çok zeki bir insan. Kafasında, düşünce yapısının içerisinde bir temel eksen var, o da bu ülkenin kalkınması, güçlenmesi. Bunu hissediyorsunuz onun davranışlarında. Bunlar benim kariyerimin, karakterimin gelişmesinde etkili olmuştur."

Yülek, Cumhuriyet döneminde "sanayileşme yönünde çalışmalar yapılması" gerektiğini ifade eden 2 önemli ismin Atatürk ve Erbakan olduğuna ifade ederek, şöyle konuştu:

"OSTİM Teknik Üniversitesini 3. nesil ve bir sanayi üniversitesi olarak tanımlıyoruz. Bu sanayileşme sürecinin üniversite ayağı, bir nevi Erbakanvari sanayileşme düşüncesinin üniversite ayağı gibi düşünebiliriz. 'Sanayi üniversitesi' kavramı biraz bizim ortaya attığımız, geliştirdiğimiz bir kavram. Aslında çok özüne gitsek, Necmettin Erbakan'ın sanayileşme fikrinin bir unsuru yani üniversitenin sanayinin içerisinde olması şekliyle sayılabilir."

Yorumlar