Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Paris'te yaşanan olaylardan
dolayı şu anda endişeli ve kaygılı olduğunu belirterek, "Protesto
haklarını kullanan insanlara Fransız polisinin uyguladığı şiddeti
kınıyorum. Yaşanan vahim olayları dünyaya aktarmayan batı medyasını
ayıplıyorum. İnsan hakları örgütlerini, batılı politikacıları,
Paris'te yaşanan hadiseler konusunda daha duyarlı olmaya davet
ediyorum." dedi.
Erdoğan, Havaalanı Mahallesi Proje Alanı'nda Esenler Belediyesi
Kentsel Dönüşüm Konutları Teslim Töreninde, bundan 3 yıl önce
bugünlerde İstanbul'da Taksim Gezi Parkı'nda düzenlemelerin bahane
edilerek bir eylem başlatıldığını anımsattı.
Bir süre sonra diğer şehirlerin bir kısımına sıçrayan bu eylemler
sırasında arabalarla, dükkanların yakıldığını, yolların,
kaldırımların tahrip edildiğini belirten Erdoğan, "Eylemlerin
bahanesi olan Gezi Parkının dahi altını üstüne getirdiler." diye
konuştu.
Gezi olaylarını, 17-25 darbe girişimi, onu da bölücü terör
örgütünün eylemlerinin izlediğini anımsatan Erdoğan, Gezi olayları
sırasında arkadaşlarının da ısrarıyla eylemcilerin sözcülüğünü
üstlenen bir grupla bir araya geldiğini aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
"Taleplerini dinledim. Tabii bana söyledikleri başka şeylerdi ama
dışarıya çıktıklarında kamuoyuna bir talep listesi açıkladılar.
Yavuz Sultan Selim Köprüsünden, nükleer santrallere, yeni
havalimanından, Kanal İstanbul'a kadar, Türkiye'nin gündeminde ne
kadar proje varsa hepsinin durmasını istiyorlardı. Bunların dikili
ağacı yok. Hatta kentsel dönüşüm çalışmaları dahi bu kesimin
durdurulmasını istediği faaliyetler arasında yer alıyordu. Aynı
talep listesinde yer alan öteki zırvaları saymıyorum bile. Şimdi
bunu görünce insan ister istemez Gezi Parkıyla bu taleplerin ne
ilgisi var diye düşünüyor. Gezi Parkında yapılan iş, bölgede
yapılan düzenlemeler sırasında, 12 ağacın bir yerden bir yere
naklinden başka bir şey değildi. Yani ortada herhangi bir ağaç
kesimi, yeşil alan tahribi veya benzeri bir durum yoktu. Nitekim
bugün park da, ağaçlar da eylemcilerin bölgede yaptıkları
tahribata, yıkıma rağmen yerli yerinde duruyor zaten. Dünyada orman
ve yeşil alan varlığını en çok artıran ülke hangisidir diye
sorarlarsa, size bir cevap vereyim. Türkiye. Türkiye'nin böyle bir
suçlamaya maruz kalması zaten mümkün değildir."
- "Paris'te yaşanan olaylardan dolayı şu anda ben de
endişeliyim"
Gezi olaylarının Türkiye'nin gelişmesinden, güçlenmesinden,
büyümesinden rahatsızlık duyanların sahneye koydukları senaryonun
aşamalarından biri olduğunu vurgulayan Erdoğan, konuşmasına şöyle
devam etti:
"Dikkat edin bugün Paris yanıyor, Brüksel yanıyor. Başka batı
şehirlerinde de çok ciddi protestolar, olaylar, eylemler yaşanıyor.
Üç yıl önce İstanbul'u mesken tutup, neredeyse kesintisiz canlı
yayın yapan medya kuruluşları, bu olaylara adeta kör, sağır ve
dilsiz kalmışlardır. Ne televizyonlarda canlı yayınlar, ne
gazetelerde çarşaf çarşaf resimler, haberler, yorumlar ne de
olaylardan duydukları endişeleri dile getiren siyasetçiler
göremezdiniz. Ama işte buradan açıklıyorum. Paris'te yaşanan
olaylardan dolayı şu anda ben de endişeliyim, kaygılıyım. Protesto
haklarını kullanan insanlara Fransız polisinin uyguladığı şiddeti
kınıyorum. Yaşanan vahim olayları dünyaya aktarmayan batı medyasını
ayıplıyorum. İnsan hakları örgütlerini, batılı politikacıları,
Paris'te yaşanan hadiseler konusunda daha duyarlı olmaya davet
ediyorum. Bana nasihat ediyordunuz, akıl veriyordunuz. 'Bu
Gezicilere karşı niye böyle yapıyorsunuz' diye. Şimdi size
sesleniyorum. Paris'teki özgürlük mücadelesini verenlere karşı niye
böyle yapıyorsunuz? Brüksel'dekilere karşı niye böyle yapıyorsunuz?
Brezilya'da niye böyle yaptınız? Gezi olaylarındaki görüntülerden
rahatsız olanların Paris'teki olaylar karşısındaki rahatlığı
doğrusu bizi çok üzüyor. Daha da kötüsü Fransa'nın ve diğer batı
ülkelerinin 17-25 Aralık tarzı darbe girişimlerine maruz
kalmalarından korkuyoruz. inşallah hadiseler bölücü terör örgütünün
güney şehirlerimizdeki bazı mahallerde başlattığı eylemlerin
benzerlerine kadar uzanmaz. Orada da gene fotoğrafçılarını
gönderiyorlar, kameramanlarını gönderiyorlar. Diyarbakır'ın
sokaklarında çekim yapsınlar oradaki benim bir tane mağdur, mazlum
bakıyorsunuz Anadolu kadınını konuşturuyorlar. Ondan sonra da
kalkıp endişeliyiz diyorlar. Evet ben şimdi endişeliyim. Paris'ten
endişeliyim, Brüksel'den endişeliyim.
- "İntikam peşinde olmayacağız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, uzun yıllardır maruz kaldıkları için bu tür
durumlar karşısında soğuk kanlılıklarını muhafaza ettiklerini,
gereken önlemleri aldıklarını, nitekim bu hadiselerin hepsinin de
üstesinden geldiklerini söyledi.
Batı ülkelerinin aynı başarıyı gösterebilecekleri konusunda şüpheli
olduklarını dile getiren Erdoğan, şunları anlattı:
"Türkiye'nin 3 milyon göçmene ev sahipliği yaptığı bir dönemde 28
Avrupa Birliği ülkesinin birkaç yüz bin mülteci karşısında yaşadığı
şoku ve telaşı biliyoruz değil mi? Biz 3 milyon mülteciye ev
sahipliği yapıyoruz. Batı bunları ülkelerinden içeri bile sokmuyor.
Biz merhamet medeniyetinin mensuplarıyız. Biz şefkat medeniyetin
mensuplarıyız. Biz merhameti ve alicenaplığıyla maruf bir milletiz.
Özellikle Fransa ile Kanuni'nin Fransuva'ya uzattığı yardım elinden
beri böyle bir yardımlaşmamız var zaten. Bugün de ihtiyaç duyan
herkese yardımcı olmaya hazırız. Bu sözümüz Suriye'deki gelişmeler
üzerinden ülkemizi köşeye sıkıştırmaya çalışanlar için de
geçerlidir. Arapların bir atasözü var, 'Men dakka dukka.' Ne demek
bu biliyor musunuz? 'Kim dak ederse, ona da dak ederler."
Erdoğan, kesinlikle temenni etmemekle birlikte o gün geldiğinde
inançları ve kültürlerinin gerektirdiği şekilde adil olan neyse onu
yapacaklarını aktararak, "Ama bugünleri de unutmayacağız. Tıpkı
Gezi olaylarında önümüze konan talepleri unutmadığımız gibi. 17-25
Aralık ihanetini unutmadığımız gibi. Bölücü terör örgütünün çukur
eylemlerine niçin başladığını unutmadığımız gibi. Suriye'yi,
Irak'ı, Libya'yı, Filistin'i, Mısır'ı da unutmayacağız." şeklinde
konuştu.
Ülkesinden kaçarak muhacir durumuna düşen 5 milyon, kendi ülkesinde
yerinden olan 7 milyon, hayatını kaybeden 600 bin kişinin akıbetini
de unutmayacaklarını ifade eden Erdoğan, bu mesele üzerinden
Türkiye'nin nasıl tehdit edilmeye çalışıldığını da hep
hatırlayacaklarını söyledi.
Erdoğan, intikam peşinde olmayacaklarını ama tarihin tekerrür
etmemesi için ders çıkaracaklarını aktararak, konuşmasını şöyle
tamamladı:
"Allah yardımcımız olsun. Ama bir şeyi unutmuyoruz. Neydi o? Bir,
tek millet. Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüyle,
Abazasıyla, Romanıyla, Boşnağıyla, Arnavutuyla, 79 milyon tek
millet. Bizi bölemeyecekler. İki, tek bayrak. Bayrağımızın rengi
şehidimizin kanı. Hilal bağımsızlığımızın ifadesi, yıldız
şehidimizin ta kendisi. Üç, bayrakları bayrak yapan, üstündeki
kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Bu vatan, şehit
kanlarıyla yoğrulmuştur. Böylece de vatan olmuştur. Dört, tek
devlet. Devlet için de devlet olur mu? Bizim tek devletimiz var.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti. Çıkmış bir tane Paralel Devlet. Bu
Paralel Devletin başı nerede? Pensilvanya'da. Acaba Pensilvanya'da
bunu niye tutuyorlar? Ne iştir bu? Anlayın, bir üst akıl bunları
yönetiyor ama şunu bilmeleri lazım, kimisi kaçtı yurt dışına
gidiyor. Kimisi burada cezaevinde yargılamaları da bir taraftan
devam ediyor. Bu milleti parçalamaya gayret edenler bunun hesabını
verecekler. Yeter ki biz tem millet olalım, tek bayrak, tek vatan,
tek devlet olarak yolumuza devam edelim. Öyleyse bir olacağız, iri
olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye
olacağız. Birbirimizi sadece Allah için seveceğiz. Menfaat için
değil."
Törenin sonunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çevre ve
Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, eski bakanlar Fatma Güldemet
Sarı, Erdoğan Bayraktar, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir
Topbaş ve Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu 5 aileye
konutlarının anahtarını teslim etti.
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar