CNN Türk muhabiri Büşra Arslantaş, ABD'nin iki gündür Ankara'da
çeşitli temaslarda bulunan Dışişleri Bakan
Yardımcısı Blinken'e çok cesur sayılabilecek sorular yöneltti.
Arslantaş, ABD'nin sırtının neden Türkiye yerine, Türkiye'nin terör
örgütü ilan ettiği bir gruba dayandığını sordu. Aynı muhabir, bakan
yardımcısına, "Sizin yaptığınızı Türkiye yapsaydı, ne yapardınız?"
sorusunu da yöneltti. İşte okunaşmadan ilgili sorular ve
cevapları:
Sayın Bakan Yardımcısı, IŞİD’le mücadele hakkında
konuştuğumuzda bugünlerde dikkatler özellikle Menbiç üzerine
yoğunlaşmış durumda. Türkiye’nin ABD’ye Suriye’de Kürtlerin
bulunmadığı ortak bir operasyon düzenlenmesi teklifinde bulunduğunu
biliyoruz. Washington bunu neden reddetti? Washington sırtını
PYD’de yerine Türkiye’ye dayamayı neden kabul etmedi?
-Bakan Yardımcısı Blinken: Aslına bakarsanız Menbiç’te beraber
çalışıyoruz ve bu çok önemli bir operasyon. Türkiye ile Suriye
arasındaki sınırın bir süredir DAEŞ’in kontrolü altında bulunan bir
kısmı var. DAEŞ bu bölümü yabancı savaşçıları Suriye’ye sokmak ve
savaşçı tedarikini tazelemek için kullanmanın yanında, eğitimlerini
tamamlayan söz konusu savaşçıları ve teröristleri Türkiye’de,
Avrupa’da ve ABD’de saldırılar düzenlemek üzere Suriye’den çıkarmak
için kullanıyor. Bizler, hem batıdan doğuya doğru hareket ederek
batı yönünden, hem de kuzeye ve batıya doğru hareket ederek doğu ve
güney yönünden bu sınırı kapatabilmek için birlikte bir operasyon
ortaya koyduk. Söz konusu operasyon gerçek anlamda başarı elde
ediyor ve ABD ile Türkiye arasındaki koordinasyon ve işbirliğinin
bir sonucu.
Fakat ABD’nin NATO müttefiki ve stratejik ortağı olan Türkiye,
YPG’nin PKK’yla derin ideolojik ve lojistik bağları olduğunu
söylüyor, ABD ise bu grupla işbirliği yapmaya devam ediyor. Peki,
ABD’nin bu tavrının terörle mücadeledeki dayanışmayla bağdaştığını
düşünüyor musunuz? Türkiye aynısını yapsaydı nasıl hissederdiniz,
ABD’nin terör örgütü olarak adlandırdığı bir grubu desteklese,
onunla işbirliği yapsa, onların armasını taksaydı
örneğin?
-Dediğim gibi, DAEŞ’i mağlup etmek güçlü ve ortak menfaatimiz ve
Suriye’de bu menfaati paylaşan çeşitli gruplarla çalışmaktayız.
DAEŞ’in teşkil ettiği tehdidi ortadan kaldırma konusunda
olabildiğince etkili olmaya çalışıyoruz. Öte yandan, Türkiye’nin
PKK konusundaki endişelerine karşı son derece hassasız; ve
esasında, Türkiye’nin çabalarını destekliyoruz, bilhassa da PKK’ya
terör eylemlerine son vermesi, silahlarını bırakması ve maalesef
kalkmaya karar verdiği müzakere masasına geri dönmesi yönünde
defalarca çağrıda bulunduk. Yani, PKK konusunda Türkiye ile
dayanışma içerisinde hareket ediyoruz.
GÜVENLİ BÖLGE İDDİASI
Ankara’nın temel endişesi bir Kürt koridoru ve Türkiye’nin
güney sınırı boyunca özerk bir Kürt bölgesi oluşması ve bugün
Suriyeli Kürtlerin özerk bir federasyon hazırlığında olduğuna dair
haberler de gündeme geldi. IŞİD geriletilirse, ABD Kürtleri kendi
haline bırakıp, onların kendi devletini kurmasına izin verecek
mi?
- Hiçbir grubun Suriye’nin doğasını değiştirip kendi siyasi
çıkarlarını ilerletmek adına Suriye’deki durumdan yararlanmasını
desteklemiyoruz. Birleşik, toprak bütünlüğü korunan ve kendi
birleşik milli egemenliğine sahip bir Suriye’den yanayız.
Hedeflediğimiz amaç bu.
Yani, Menbiç operasyonunun ardından YPG kuvvetleri burayı
terk edecek?
Bakan Yardımcısı Blinken: En önemlisi, ilk olarak, Suriye’de
yürütmekte olduğumuz operasyonların DAEŞ’in yenilgisi ve ortadan
kaldırılmasıyla sonuçlanması. Zorluklardan biri bu ve üstesinden
gelmek için birlikte çalışıyoruz. Ancak Suriye’de kritik bir başka
zorluk daha var, o da Esad rejiminden uzak bir siyasi geçiş dönemi
için gerekli koşulları yaratmak. Çatışmaların durdurulması ve daha
fazla kişiye insani yardım ulaştırma konularında beraberce bu kadar
sıkı çalışmamızın sebebi bu; ki böylelikle müzakerelerin ilerlemesi
için gereken koşullar sağlanabilsin. Tüm halkının menfaatlerini
temsil eden, ancak toprak bütünlüğü bozulmamış birleşik bir devlet
olmayı sürdüren, tamamen egemen, kurumları işlevlerini hala yerine
getirebilen bir Suriye’ye bu şekilde ulaşabiliriz. Türkiye
ile de ortak hedefimiz bu ve her iki zorlukla da aynı anda uğraşmak
zorundayız.
Aslında, bu federasyon iddiaları Ankara’yı öyle
kaygılandırıyor ki, şu sıralar çok geçmeden bu durumun Ankara’yı
PYD’ye karşı yavaş yavaş Esad rejimiyle yakınlaştıracak bir
stratejik yol ayrımına getireceği bile söyleniyor. Siz böyle bir
olasılık görüyor musunuz? Bu söylentiler hakkında ne demek
istersiniz? Endişeli misiniz?
- Ortak hedefimiz, Suriyelilerin, geleceklerine dair kendileri için
ve özgürce karar alabilmeleri, geleceklerinin neredeyse halkının
tamamının haklarını her gün ihlal eden otoriter bir hükümdar
tarafından kendilerine dayatılmaması, Esad ya da hatta herhangi bir
dış güç tarafından. [sic] O nedenle, beraberce yaptığımız şey,
Suriyelilerin ülkenin geleceğini belirlemelerini sağlayacak
koşulları yaratmak; ancak bunu, toprak bütünlüğüne ve egemenliğine
tüm komşuları ve diğer dış güçler tarafından saygı duyulan,
birleşik bir Suriye olarak gerçekleştirmek. Ortak hedefimiz bu.
Sayın Bakan Yardımcısı, özellikle Türkiye’nin doğuda PKK’ya
karşı vermekte olduğu mücadele hakkındaki görüşlerinizi de merak
ediyorum. ABD’nin Türkiye Büyükelçisi John Bass’in PKK’ya
defalarca silah bırakma çağrısında bulunduğunu
hatırlıyorum, fakat sizce bu yeterli mi? ABD bu konuda başka
adımlar atabilir mi ya da atmayı planlıyor mu?
- Her hükümetin ilk yükümlülüğü halkının güvenliğini
sağlamaktır; PKK ise terör ve şiddet eylemleri gerçekleştirerek,
ülke çapında Türk halkının güvenliğini tehdit ediyor. Bu nedenle
PKK’ya şiddete son vermesi, teröre son vermesi, silahları bırakması
ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın müzakere masasında çözüm aramaya dair
ileri görüşlü liderliğiyle oluşturulan sürece geri dönmesi yönünde
son derece açık çağrılarda bulunduk. Maalesef, PKK bu süreci terk
etme ve şiddete dönme yönünde son derece yanlış bir karar
verdi.
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar