Cilvegözü saldırısının sanıkları yargılanmaya başladı (1)
Hatay'ın Reyhanlı ilçesindeki Cilvegözü Sınır Kapısı'nda 18 kişinin öldüğü, 24 şahsın yaralandığı bombalı saldırıyı düzenledikleri iddia edilen 5’i Suriye uyruklu 6 sanığın yargılanmasına başlandı.
Hatay'ın Reyhanlı ilçesindeki Cilvegözü Sınır Kapısı'nda 18
kişinin öldüğü, 24 şahsın yaralandığı bombalı saldırıyı
düzenledikleri iddia edilen 5’i Suriye uyruklu 6 sanığın
yargılanmasına başlandı. Adana 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde
görülen davanın duruşmasına tutuklu sanıklar Ahmet Bakır (42),
kardeşi Yusuf Bakır (33), İsmail Zakaria (48) ve Rahmi Balcı (41)
hazır bulundu. Duruşmaya Yusuf Bakır’ın tutuksuz eşi Zübeyde
Şuayyip (33) katılmazken, bombayı patlattığı ileri sürülen bir
numaralı firari sanık Suriye uyruklu Wael Shıkh Rahim’in (25)
yakalanması için çalışmalar devam ediyor.
“Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak, bombalama suretiyle
adam öldürme (maktül sayısınca 18 kez), bombalama suretiyle adam
öldürmeye teşebbüs (mağdur sayısınca 24 kez), patlayıcı madde
bulundurmak, kamu malına zarar vermek, mala zarar vermek (mağdur
sayısınca 3 kez)” iddiasıyla hakkında dava açılan sanık Yusuf
Bakır, tercüman aracılığıyla yaptığı savunmada, suçlamaları kabul
etmedi. Suriye’de evinde bulunduğu sırada silahlı muhalif grupların
çocuğunu sokakta bırakarak, kendisinin eşiyle birlikte sınıra
getirildiğini anlatan Bakır, Türk polislerin Suriye tarafına
geçerek teslim alındığını söyledi. Bu sırada Ebu İbrahim adındaki
kişinin, “Bu olayı Beşar Esed ve PKK güçleri tarafından yapıldığını
söyleyeceksin.” diye kendisini kızını öldürmekle tehdit ettiğini
ileri süren Bakır, bombalı saldırının görüntülerini izlediğinde ise
2 gün yemek yiyemediğini belirtti. 11 Şubat 2013 günü Cilvegözü
Kara Hudut Kapısı tampon bölge içerisinde park halindeki otomobilde
meydana gelen patlamaya katılmasının mümkün olmadığını dile getiren
Yusuf Bakır, “Cilvegözü, bizim geçim kaynağımız. İnsan yediği kaba
pislemez. Beşar Esed ve askerleri adam öldürebilir. Ancak milyarlar
verseler ben bunu yapmam.” dedi.
Polislerin de olayı ‘Esed ve terör örgütü PKK’nın yaptığını
söylemesi halinde serbest bırakılacağı yönünde tehditlerde
bulunduğunu ileri süren Bakır, şöyle devam etti: “Patlamada ölen
akrabalarım var. Yaralılardan Alae Cebir adında tanıdığımı
ziyarette gittim. Kendisi Sarmede köyünde oturuyor. Onun dediğine
göre iki tane sakalı muhalif Rio marka kırmızı bir araçla ellerinde
bulunan bir cihaza basarak patlamaya neden olmuşlar. O sırada bir
Türk, Alae’ya ‘yasadışı olarak Türkiye geçmek istiyorsan, yardımcı
olabilirim’ demiş. Ancak bu kişi de patlamada ölmüş. 4 yaşımdan bu
yana namaz kılar, oruç tutarım.”
PATLAMADAN 2 SAAT ÖNCE CİLVEGÖZÜ SINIR KAPISINA GELDİK
Patlamadan 2 saat önce Wael Shıkh Rahim ile Cilvegözü’ne geldiğini
açıklayan Yusuf Bakır, şunları söyledi: “Bu olay olmadan önce
sınırda ofisimiz vardı. Ben babam ve kardeşim gümrük işlerinde
çalışıyorduk. Wael’de gümrükte bizden yardım isteyen birisidir.
Evraklarının eksik olduğundan kendisinin Türkiye sınırından
geçirmemi istedi. Evdeyken geldi, beni ve eşimi sınırı geçmek
konusunda yardım istedi. Ayrıca sınırda tanındığım için Mitsubishi
marka aracı benim kullanmamı istedi. Bu şekilde sınıra geldik. Daha
önce aynı şehirde tanıdığım Muhammed Eşşey yemeğe davet etmişti.
Wael’ı sınırda bıraktıktan sonra buraya gidecektik. Wael’i sınırda
bıraktım; ben eşimle döndüm. Wael, araç ile Türkiye’ye geçeceğini
söylemişti. Sınırı geçmeden önce aracı durdurduk. Kendisi
evraklarını göstermek üzere Türk memurlara götürdük. Daha sonra
Wael yürüyerek Türkiye tarafına geçti. Hatta bize el salladı. Daha
sonra aracını alp almadığını bilmiyorum. Eşimle bir araç kiralayıp,
oradan ayrıldık.”
Mahkeme başkanının sorusu üzerine sanık Bakır, Wael’ın bir takım
evraklarının eksik olduğundan eşinin yanında olmasını; (bir aile
görüntüsünden) dolayı kimsenin kendilerinden kuşkulanmayacağını ve
sınırı daha rahat geçeceğini söylediğini, aktardı. Bu nedenle eşini
yanına aldığını ifade eden Yusuf Bakır, “Halbuki böyle bir patlama
işine girişecek olsam ben deli miyim eşimi oraya götüreyim. Patlama
biz sınırdan ayrıldıktan 2 saat sonra meydana gelmiş. Hangi araçta
patlama olduğunu bilmiyorum.” şeklinde konuştu.
Gümrük evraklarındaki bir sorun nedeniyle tutuklandığını ve 4.5 yıl
cezaevinde kaldığını dile getiren Bakır, serbest kaldıktan 3 ay
sonra bu olayın yaşandığını vurguladı. Sınırda ağabeyi sanık Ahmet
Bakır ve babasıyla araç alım-satımı yaptıklarını bildiren Yusuf
Bakır, şunları kaydetti: “Olay günü Wael bizi Mitsubishi marka
araçla aldığında ‘bu traktör gibi araçla ne yapıyorsun, benim
aracımla gidelim’ dedim. Ancak, kendisi bu araçla gideceğini ve onu
Türkiye’de birisine bırakacağını ve bunun evraklarını götüreceğini
söyledi. Wael, kaçak sigara, çay ve şeker işi yapıyor. Ben
cezaevinde çıktıktan sonra 3 Wael ile görüştüm. Daha önce
Rusya’daydım. Kızım 4 yaşında, ben cezaevinde iken eşim hamileydi.
Eşimin şimdi nerede olduğunu bilmiyorum.”
Soru üzerine Bakır, 4 yaşındaki kızını Wael ve eşini sınıra doğru
götürdüğü sırada tanıdığı Muhammed Elşeyh’e bıraktığını açıkladı.
Eşinin de kızının yanında kalmak istediğini fakat Wael’ın buna izin
vermediğini belirten Bakır, sorulan kişilerden askerlik arkadaşı
olan Kenan Ömer’i tanıdığını ve onunda patlamada vefat ettiğini
açıkladı. Bakır, eşi Zübeyde’nin cumhuriyet savcılığında 08.05.2013
günü verdiği ifadelerde aleyhine olan kısımları ise kabul
etmedi.
CİHAN
Yorumlar