Boşanmış Babalar: Çağlayan Adliyesi'ndeki cinayetin sebebi Medeni Kanun
Mağdur Boşanmış Babalar Derneği Başkanı Muhammet Özen, İstanbul Çağlayan Adliyesi ve Muğla'daki aile cinayetlerinin altında Medeni Kanun'un olduğunu iddia etti.
Mağdur Boşanmış Babalar Derneği Başkanı Muhammet Özen, İstanbul
Çağlayan Adliyesi ve Muğla'daki aile cinayetlerinin altında Medeni
Kanun'un olduğunu iddia etti. Konuyla ilgili yazılı bir açıklama
yayımlayan Özen, “Çağlayan Adliyesi'nde yaşanan olay, dışarıdan
getirtilerek toplum yapımıza enjekte edilmiş olan 6284 sayılı kanun
ve Yeni Medeni Kanun adlı virüslerin sosyal bünyeyi içine düşürdüğü
hastalıklı sürecin hazin bir sonucudur.” dedi.
Medeni Kanun'un kocayı dışladığını ve tamamen sahipsiz bıraktığını
savunan Dernek Başkanı Özen, “Yeni Medeni Kanun, kocasını boşayan
bir kadına, evlilikte kocasının çalışarak çocukları için
biriktirdiği bütün malların, bankadaki parasının ve kenarda
köşedeki bütün birikimlerin yarısını sahiplenme hakkı vermiştir. Bu
mal paylaşımına ilave olarak kadına takdir edilen fahiş
tazminatlar, ömür boyu yoksulluk nafakası ve çocuk icrası
uygulamalarıyla adliyelerde, boşananların soyulup soğana çevrildiği
bir tezgah kurulmuştur. Avukatların boşanmak isteyen bir kadına ilk
öğüdü, 6284 sayılı kanunu kullanarak eşine iftira bile atmak
pahasına onu evinden ve çocuklarından uzaklaştırmaları olmaktadır.
Baba, çocuğunu görmek için dahi aile mahkemelerinin bilirkişilerine
harç ödeyerek, çocuklarını haczetmek zorunda kalmaktadır. Bu
şekilde kadınla erkek arasına önce nifak sokulmakta, ardından da bu
nifaktan avukatıyla, hakimiyle, bilirkişisiyle bütün adli sistem
nemalanmaktadır. Aile mahkemelerinin uzlaştırıcılık vasfı öylesine
ortadan kalkmıştır ki aile kurumunun çöküşünü frenleyebilmek için
devlet, kâh danışman istihdam ederek kâh eğitim ve bilinçlendirme
programları uygulayarak adeta çırpınmaktadır.” şeklinde
konuştu.
Kadın cinayetlerinin önlenmesi için kanunda değişikliğe gidilmesi
gerektiğini söyleyen Muhammet Özen, şunları kaydetti: “Çağlayan
Adliyesi'nde, bir evladın annesine ve onun koruması polise sıktığı
kurşunlarla bir kez daha anlaşılmalıdır ki sorunun kökü aile
yapımızda değil, adli sistemimizdedir. Adli sistemin senede 130 bin
boşanma, yüz binlerce çocuk icrası ve hızla artan kadın
cinayetlerine yol açtığını artık iktidarın görmesi gerekmektedir.
Yaşanan bu ve benzeri ibretlik olayları kadına şiddetin önlenmesi
perspektifinden ele almak, yalnız ve yalnızca aile birikimlerini
avukat, hakim, bilirkişi vb. profesyonellerin cebine akıtan çarpık
bir adli sistemi beslemektedir. Tek başına yasal mal rejiminin
yüzde 50 paylaşımı öngörür hale getirilmesi dahi eşleri, evlilik
boyunca birbirine potansiyel düşman haline getirmeye yetmiştir.
Harcayanın harcadığı yanına kâr kalmakta, biriktiren taraf
boşanırken yarısını karşı tarafa vermektedir. Kimse çıkıp da bu
birikimlerin asıl sahibi olan çocukların haklarını savunmamaktadır.
Böyle çarpık bir sistem ortada dururken Maliye Bakanı çıkıp hane
halkı tasarruflarının düşüklüğünden dem vurarak kalkınma için dış
finansmana bağımlılıktan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı kadının
işgücüne katılımının yüzde 26'da kalmasından dem vurarak sosyal
güvenlik açıklarından, Sayın Başbakan üç çocuktan dem vurup nüfus
artış hızımızın Fransa'nın bile gerisine düşmesinden, Aile ve
Sosyal Politikalar Bakanı çocuk gelinlerden, Diyanet İşleri Başkanı
da muta nikahının hızla yaygınlaşmasından yakınmakta, sorunlar
birike birike nihayetinde bir çocuk çıkıp annesiyle sözde onu
korumakla görevli polis memurunu Çağlayan Adliyesi'nin orta yerinde
kurşunlamaktadır. Mağdur Babalar Derneği olarak önerimiz, aile ve
sosyal yapımızla asla örtüşmeyen, dışarıdan ithal edilmiş Yeni
Medeni Kanun, 6284 sayılı kanun ve bunlardan nemalanan adli
sistemimizdir. Çözümü de bu noktada aramadığımız sürece daha
sayısız drama sadece seyirci kalacağımız da aşikârdır.” CİHAN
Yorumlar