Bergen'in gözüne ne oldu? Bergen'in yüzüne kim kezzap attı?

Bergen'in gözüne ne oldu, neden kapalı, hayatı, biyografisi ve Halis Serbest ile çile dolu yılları merak ediliyor. Son günlerde beyaz perdeye yansıtılan Bergen'in hayatını izleyenler hem üzülüyor hem de ibret alıyor. Kadına şiddetin konuşulduğu bir dönemde çekilen film tartışılıyor.

Google Haberlere Abone ol
Bergen'in gözüne ne oldu? Bergen'in yüzüne kim kez

Bergen'in gözüne ne oldu, neden kapalı soruları bu aralar sinema salonlarında filmi izleyenlerin merakla sorduğu sorular arasında yer alıyor. "Acıların kadını Bergen" olarak nam salan ünlü şarkıcının bu aralar beyaz perdeye yansıyan hikayesi hem ibretlik hem de çok korkunç. Peki, Bergen'in gözüne ne oldu?

BERGEN'İN GÖZÜNE NE OLDU? KİM KEZZAP ATTI?

Bergen'in gözüne ne olduğu sorusu onun çileli hayat hikayesinde gizli. İşte Bergen'in hayat hikayesi ve gözüne yapılanların detayları: 

Bergen'in gözüne ne oldu?
Bergen'in eski hali

 

Belgin Sarılmışer, 15 Temmuz 1959'da Sabahat Çakır ile M.S. Sarılmışer'in umudu olarak Mersin'de doğdu. İlk yıllarında mutlu bir yaşam süren Sarılmışer Ailesi'nin o güzel günleri, odağında geçim derdi olan şiddetli geçimsizlikle sona erdi. Belgin Sarılmışer henüz 6 yaşındayken annesiyle babası boşandı. Sabahat Çakır, kızını alarak Ankara'ya yerleşti.

İlköğretimini Yenimahalle Yunus Emre İlkokulu'nda tamamlayan Bergen, okulda müziğe olan yatkınlığıyla öğretmenlerinin dikkatini çekti. Hem mandolin çalabiliyordu hem de sesi ziyadesiyle güzeldi. Bu nedenle öğretmenleri, Sabahat Çakır'a "Kızını mutlaka konservatuvara göndermelisin" dedi.

Dağılmış ailenin acı izlerini müzikle silebilen Bergen, öğretmenlerinin konservatuvar fikrinden dolayı pek mutluydu. Sabahat Çakır, öğretmenlerinin salıklarına kulak asarak kızının konservatuvar sınavlarına girmesine izin verdi.

Ankara Devlet Konservatuvarı Piyano Bölümü'nü birincilikle kazanan Bergen, ilk iki yıl piyano ve viyolonsel eğitimi aldı. Ne var ki maddi imkansızlıklar nedeniyle konservatuvar öğrenimine devam edemedi.

Çalışıp para kazanması, annesine verdiği "Gün gelecek seni saraylarda yaşatacağım" sözünü yerine getirmesi gerekiyordu.

Bergen'in gözüne ne oldu
Bergen her şeye rağmen Halis Serbest'le

 

PTT'ye başvurdu ama yaşı henüz 18 olmadığı için işe giremedi. Bunun üzerine, mahkeme kararıyla yaşını büyülterek PTT'de çalışmaya başladı.

Bu nedenle 1959 doğumlu olmasına rağmen resmi kayıtlarda doğum tarihi 1958 olarak görünüyor.

1977'de arkadaşlarıyla eğlenmek için bir gece kulübüne giderken bir kaç saat sonra hayatının kökten bir değişime uğrayacağını bilmiyordu.

Arkadaşları, "Belgin, senin sesin pek güzel. Çık sahneye bir şarkı söyle" dedi. "Yok istemem" demesi üzerine arkadaşları, "Siz rica edin. Belki o zaman kabul eder" dedikleri gece kulübünün sahibi İlhan Feyman'ı devreye soktu.

Nitekim öyle de oldu. İlhan Feyman'ın ricası üzerine sahneye çıkarak 'Batsın Bu Dünya'yı seslendirdi.

Öyle bir seslendirdi ki gece kulübündeki müşteriler de çalışanlar da "Batsın bu dünya" moduna girdi.

Müşterilerin yoğun alkışından etkilenen İlhan Feyman, hem Belgin Sarılmışer gibi bir yeteneğin heba olmaması adına hem de kendisine yüksek ticari kazanç sağlayacağı düşüncesiyle "Bu sahne artık senin" dedi.

Ne var ki annesi Sabahat Çakır, kızının gece kulübünde şarkıcı olmasını istemedi. Bunun üzerine de yeğeni Göksel Çakır ile evlendirdi. Göksel Çakır ile hayatını birleştiren nikah masası, kendisini sahnelerden ayırmamıştı. Ankara'da sahnelere çıkmaya başlasa da henüz lokal bir şarkıcıydı.

Henüz 20 yaşındaydı, hayatın kendisine sunacağı nimetleri bekliyordu. O yaşına kadar sunulmayan nimetlerin elbet günü geldiğinde kapısını çalacağına inanıyordu. Nikah masasına oturmasının o nimetlerden biri olduğuna olan inancı gün geçtikçe hayal kırıklığına dönüşmeye, mayasında aşk olmayan evliliği yürümemeye başlamıştı.

Adana'ya yerleşerek gazinolarda sahneye çıkmaya başlayan Belgin Sarılmışer'in kabul görmesi fazla uzun sürmedi. Adana'da kısa sürede şöhret olan Belgin Sarılmışer, sık sık kendisini dinlemeye gelen Halis Serbest'e âşık oldu.

Kısa süre içinde de evlenmeye karar verdi.

Halis Serbest, kendisi için umuttu.

Koruyucusu olacaktı.

Âşık olduğu adam meğer evliymiş.

Ve 3 çocuğu varmış.

Kıyılan nikah da sahteymiş.

Terk ettiği Halis Serbest, Belgin Sarılmışersiz yapamayarak eşinden boşandı.

Nikah masasına ikinci kez oturdular.

Kıyılan nikah bu kez gerçekti.

Belgin Sarılmışer, öylesine mutluydu ki...

Evine daha çok zaman ayırabilmek için sevdiği adamın uğruna şarkıcılığı bile bırakmıştı.

Belgin Sarılmışer, şiddet odaklı şiddetli geçimsizlik sonucu eşinden ayrı yaşamaya karar verdikten sonra Ankara'ya dönerek yeniden sahnelere çıkmaya başladı.

Adını Norveç'in Bergen şehrinden esinlenerek 'Bergen' olarak değiştiren Belgin Sarılmışer, yeni adıyla yeni hayatıyla geleceğe yeniden umut yüklü bir adım attı.

Halis Serbest, ayrılığı sindiremedi.

31 Ekim 1982'de İzmir'de eşinin azmettirmesi sonucu Belgin Sarılmışer, kezzap saldırısıyla iki gözünü kaybetti, vücudunun büyük bir kısmı da yandı. Bir gözü, daha sonra görme yetisine kavuşurken diğer gözü tamamen kapandı.

Bergen, yaptığı bir açıklamada, yaşadığı acı anı şu sözlerle aktarmıştı; "O anda iki gözüm gitti. Sadece çığlıklar duyuyorum. Bir ara 'suya götürün' diyorlar. Kadere bak ki sular kesik. Su ip gibi akıyor. Üzerimdeki giysileri yırtıp her tarafımı sardılar. O an her yer çok karanlık, bir şey göremiyor, gözlerimi açamıyorum. Kısa bir süre sonra ekip arabası geldi. Ege Üniversitesi Hastanesi'ne götürdüler. Hastanede 45 gün kaldım, yara tedavisi gördüm."

Bergen, uzun bir tedavi süreci sonrasında hastaneden çıktıktan sonra yeniden sahnelere döndü.

Taburcu olduktan sonra İzmir'den Ankara'ya döndükten sonra Ankara'da 3 kez ameliyat olan Bergen'in çıkan sağ gözüne protez çukur yapıldı. Yok olan burun kanatları kıkırdaklarla yeniden oluşturuldu. Yüzüne kalçasından deri eklendi.

Bergen, tedavinin ardından besteci Cengiz Özşeker'in ikna etmesi sonucu, 1985'te sahnelere geri dönmeye karar verdi.

Bergen, en yüksek çıkışını 1986'da 'Acıların Kadını' ile yaptı. O dönem Sezen Aksu'nun 'Git' albümü 500 bin adet satılırken 'Acıların Kadını' 700 bin adet sattı.

1987'de Altın Plak ve Altın Kaset ödülü kazandı.

Bergen, kendisine kezzaplı saldırıda bulunan kişiyi azmettiren eşi Halis Serbest uğruna ikinci kez şarkıcılığı bıraktı. 

Gel - gitli ruh halinin daha fazla dayanacak gücü kalmayınca boşanmaya karar verdi.

1989'un haziran ayında sahneye dönen Bergen, 'Yıllar Affetmez'i satışa çıkardıktan kısa bir süre sonra 14 Ağustos 1989'da Tarsus'un Gülek Kasabası'nda boşandığı eşi Halis Serbest tarafından kurşunlanarak öldürüldü.

 


 

Yorumlar