Başbakan Yıldırım: Eminim ki Suriye ile de normal ilişkilere döneriz
Başbakan Yıldırım, “İçeride ve dışarıda dostluk çemberini genişleteceğiz. İsrail ve Rusya ile ilişkilerimizi normale döndürdük. Ama eminim ki Suriye ile de biz normal ilişkilere döneceğiz” dedi
Başbakan Binali Yıldırım, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen,
partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuşma
yaptı. Yıldırım, "İsrail ve Rusya ile ilişkilerimizi normale
döndürdük. Ama eminim ki Suriye ile de biz normal ilişkilere
döneceğiz" dedi.
"İçeride ve dışarıda dostluk çemberini genişleteceğiz. Dışarıda
bunu yapmaya başladık. İsrail ve Rusya ile ilişkilerimizi normale
döndürdük. Ama eminim ki Suriye ile de biz normal ilişkilere
döneceğiz. Buna ihtiyacımız var. Terörle mücadelenin başarısı için
Suriye ve Irak'ın istikrara kavuşması gerekiyor ve güçlü bir siyasi
yönetime, oradaki kardeşlerimizin tamamını temsil eden bir yönetime
geçmesi gerekiyor, bu kaçınılmazdır.
Bu kadar insan hayatını kaybettikten sonra, 9 milyon insan yurdunu,
vatanını terk ettikten sonra artık bu inadın sürdürülmesi bir
insanlık suçu olarak karşımızda durmaktadır. O bakımdan bölgedeki
bütün hâkim ülkelerin, koalisyon güçlerinin, stratejik
ortaklarımızın yaşanan durumu bir kez daha değerlendirmesini, bir
an önce bölge üzerindeki rekabeti bir tarafa bırakarak insanlığın
yok olmasına daha fazla göz yummamalarını, bütün Türk milleti
olarak, bütün insanlık olarak bekliyoruz. Bugün terörden şikayet
ediyorsanız, bugün terör herkesin korkulu rüyası haline geldiyse
bunun arkasında bu ülkelerdeki istikrarsızlık var."
"Bu ülkede doğan bir insanı 'sen burada doğdun ama biz seni
tanımayız' deme şansımız var mı, bu insanlığa sığar mı? Onun için
bu tartışmalar anlamsızdır. Bu tartışmalar maalesef o alışık
olduğumuz, 'aman biz bir açık yakaladık buradan AK Parti'ye
saldıralım, Cumhurbaşkanımıza saldıralım' tartışmasının ötesinde
bir şey değildir. Bizim milletimizin kanaati bellidir, nettir.
Bizim gönlümüz ganidir. Bu memleketin aşını, ekmeğini nasıl
bölüştüysek, ekmeğini büyütmek için gerekirse nüfusumuzu da
artıracağız, vatandaşlarımızın sayısını da artıracağız.
Yıldırım, Suriyeli sığınmacılara vatandaşlık verilmesi konusunun
yerli yersiz tartışıldığını söyledi:
"Bu konuda gereken açıklamalar yapılmasına rağmen bir art niyetin
olduğu, kimsenin derdinin Suriyelilerin geleceğinin ne olacağı
olmadığı bir kez daha ortaya çıkmıştır. Şartları sağlayan herkes
vatandaşlığa alınır. Ancak belirli suçlara karışmış, terör suçuna
karışmış veya başka şekilde kanun dışı işlemleri olanların asla ve
asla vatandaşlığa alınması söz konusu olmaz.
Eğer Türkiye'nin değerine değer katacaksa, Türkiye'nin ekmeğini
büyütecekse, Türkiye'nin akıl terine, alın terine ilave bir değer
getirecekse tabii ki sadece Suriyelileri değil, bu ülkeye katkı
sağlayacak herkesi seve seve vatandaş yaparız. Onun için kanun
çıkarıyoruz. Beyin göçünü geri çevirmek için kanun çıkarıyoruz,
Turkuaz Kart veriyoruz, pasaport veriyoruz, oturma izni
veriyoruz."
Yıldırım, tarihi ve etnik renkliliğin Türkiye’nin zenginliği
olduğunu belirtti. Türkiye'nin bugün 79 milyon, yurt dışında
yaşayanlar dahil edildiğinde ise 85 milyon nüfusa ulaştığını
vurgulayan Yıldırım, "İnşallah önümüzdeki cumhuriyetin 100'üncü
yılını aşarken, 2100 yılına doğru giderken 100 milyonu geçen bir
Türkiye olacağız" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun IŞİD’e müsamaha ile
yaklaşıldığı ve örgüte karşı gereken tedbirlerin alınmadığı yönünde
sorular sorduğunu belirten Yıldırım, "Bunlar doğru değil. Neden
doğru değil? DEAŞ örgütünü daha birçok dünya ülkesi bilmezken,
Türkiye bunlarla ilgili tehditlere dikkat çekmiş, 50 binin
üzerindeki şüpheli listesini 144 ülkeyle paylaşmıştır. 3 bin 500
civarında şüpheliyi de geldikleri ülkelere göndermişlerdir. Bin 600
tanesini de tutuklamış ve hakkında hukuki işlem başlatılmıştır. Hal
böyleyken hala maalesef Sayın Kılıçdaroğlu aynı Kirkor'un gaydasını
çalıyor" dedi.
"BUNLAR TÜRKİYE SİYASETİNE YAKIŞMIYOR"
Başbakan Yıldırım, 2014 yılında Meclisten geçen Suriye tezkeresinin
tutanaklarında, tezkerenin amacında "Suriye'de DEAŞ'e karşı, PKK'ya
karşı mücadele için yetki istendiğini" belirtti:
"Orada DEAŞ'ın adı geçiyor, PKK'nın adı geçiyor, her şey net. Bizim
hazret ne yapıyor, tezkereye karşı 'hayır' oyu veriyor. Ondan sonra
da bize 'Siz DEAŞ'a göz kırpıyorsunuz' diye laf ediyor. Allah ıslah
etsin, millete havale ediyorum, başka ne diyeyim. Her zamanki gibi
tornistan alışkanlığını yine sürdürüyor. Bizim bunlarla kaybedecek
vaktimiz yok. Bunların söylediklerini, yanlışlarını tekrarlamaktan
başka yaptıkları hiç bir siyaset yoktur, onun için millet gerekli
desteği vermiyor, güveni vermiyor ve yine görevi AK Parti'ye tevdi
ediyor. Bunlar Türk siyasetine yakışmıyor. Türk siyaseti artık
sorunların tanımlarını değil, sorunların çözümlerini tartışan bir
siyaset istiyor."
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar