Baş ağrısı deyip geçmeyin!
Adana Avrupa Hospital Nöroloji Uzmanı Dr. Özgür Özkaynak Beyaz, dünyada hekime başvurularda en sık dile getirilen yakınmanın baş ağrıları olduğunu söyledi.
Adana Avrupa Hospital Nöroloji Uzmanı Dr. Özgür Özkaynak Beyaz,
dünyada hekime başvurularda en sık dile getirilen yakınmanın baş
ağrıları olduğunu söyledi. Özgür Özkaynak Beyaz, kadınların yüzde
5'inin erkeklerin ise yüzde 2.8'inin her yıl 180 gün ve üzerinde
süreyi baş ağrılarıyla geçirdiğini ifade etti.
Dr. Özgür Özkaynak Beyaz, birçoğunun kökeni halen tam anlaşılmamış
olmakla beraber genellikle iyi huylu özellik sergilediğini, ancak
bazen ciddi ve yaşamı tehdit eden nedenlerle de ilişkili
olabileceğine dikkat çekti. Baş ağrılarının hemen tüm dünyada
Uluslararası Baş ağrısı Biriliği'nin (IHS) belirlediği kriterlerle
sınıflandırıldığını dile getiren Özgür Özkaynak Beyaz şöyle devam
etti, “Oldukça geniş kapsamlı olan bu sınıflanmaya göre, birincil
ve ikincil olmak üzere ikiye ayrılıyor. Birincil baş ağrılarında
açıklayacak herhangi bir sistemik veya beyin hastalığı olmuyor. Bu
grupta migren, gerilim tipi baş ağrıları, küme baş ağrısı gibi baş
ağrısı tipleri yer alıyor. İkincil baş ağrılarında ise beyinde
ve/veya sistemik olarak bir hastalık bulunuyor ve ağrılar bu
hastalıkla ilişkili oluyor. Baş ağrısının hangi grupta olduğunu
belirlemek iççin geniş bir anamnez, nöroloji muayene, beyin
görüntülemesinin yanı sıra, kan ve idrar tahlilleri,
EEG(elektroensefalografi), gereken durumlarda lomber ponksiyon
(belden su alma) işlemleri yapılması gerekiyor."
BAZI KİŞİLERDE GERİLİM TİPİ BAŞ AĞRISI HER GÜN OLUR
Gerilim tipi baş ağrısının oldukça sık görülen bir tür olduğuna,
fakat nedeninin tam olarak bilinmediğine de değinen Dr. Özgür
Özkaynak Beyaz, "Kafatasını saran ince kas liflerinin kasılmasına
bağlı oluşuyor. Ağrı esas olarak, boyun kaslarının kafayla
birleştiği yerde, yani ensenin üzerinde ve kafanın her iki yanında
hissedilir. Fiziksel veya psikoloji stres bu tür ağrıların temel
kaynağıdır. Strese bağlı olarak kaslarda meydana gelen spazmın bu
tür ağrılara yol açtığı düşünülmektedir. Kafa arkasından başlayan,
kafada gerginlik yaratan, hatta göz yuvalarında şiddetli basınç
hissine yol açan gerilim tipi ağrının ne zaman başlayacağını
kestirmek mümkün olmaz. Hatta bazı kişilerde bu tür ağrılar her gün
olur. Gerilim tipi baş ağrısının teşhisi, kişi tarafından tipik
olan ağrının tarif edilmesi ve altta yatan diğer olası sebeplerin
dışlanmasıyla konulur. Bu tür ağrıların tedavisinde ağrıkesici
ilaçlar kullanılır. İlaçlara ek olarak stresi azaltacak gevşetici
terapilerinde uygulanması gerekebilir. Depresyon durumunda
kullanılan anti- depresan türü ilaçlar da bu tür ağrıları
azaltabilmektedir." şeklinde konuştu.
MİGREN KİŞİNİN YAŞAM KALİTESİNİ DÜŞÜRÜYOR
Kadınların yaklaşık yüzde 20'sinin erkeklerin de yüzde 5'inin
migren ağrısı çektiğini belirten Dr. Özgür Özkaynak Beyaz, "Amerika
Birleşik Devletleri'nde halen 28 milyon insanın bu rahatsızlığı
çektiği rapor edilmiştir (toplumun yaklaşık yüzde12'si). Migrene
yol açan sebep bilinmese de kalıtımsal unsurların rol oynadığı
düşünülmektedir. Migreni olan kişilerin neredeyse yüzde 70'inin
anne veya babasında migren hastalığı vardır. Bu hastalıkta görülen
baş ağrısı kişiyi günlük işlerinde alıkoyacak kadar şiddetli
olabilir. Migren kişinin yaşam kalitesini düşürmesinin yanı sıra iş
gücü kaybı ve önemli ekonomik kayıplara yol açar. Migren ağrıları
genellikle onu tetikleyen bazı durumlardan sonra ortaya çıkar.
Kadınlarda adet veya yumurtlama dönemleri hormonal dengesizlikler,
alkol kafein, çikolata, konserve gıdalar, aspartam (tatlandırıcı),
uykusuzluk, stres, yorgunluk, üzüntü, aşırı parlak ışık gibi
durumlar migren ağrısını tetikleyebilir. Migren atakları bazen aura
denilen öncül belirtilerden sonra ortaya çıkar. Işıklı görsel
değişikliklere kendini gösteren bu belirtiler her migren ağrısından
önce görülmez ve migren genellikle ani atak şeklinde başlar. Halk
arasında yarım baş ağrısı olarak bilinen migren, kafanın sağ veya
sol tarafında şiddetli ağrıya yol açar. Mide bulantısı, kusma ışık
ve sese karşı hassasiyet ve ağrı olan tarafta uyuşmalar da ağrıyı
eşlik eden belirtilerdir. Migren ataklarının bir kısmı 3-4 saat
kadar kısa sürse de bazen üç güne kadar uzayabilir. Migrenin en
önemli tedavisi, tetikleyici unsulardan uzak durma yoluyla
önlemesidir. Migren tedavisinde kullanılan ilaçların en yüksek
faydayı sağlayabilmek için ağrının başlangıcında mümkünse ağrı
başlamadan, aura döneminde verilmesi önerilir. Kişinin sessiz ve
ışıksız bir odaya alınıp uyuması da şikayetlerin hafiflemesine
yardımcı olur." şeklinde ifade etti.
CİHAN
Yorumlar