Ayasofya Camii'nin ibadete açık kısmında uzun süre sonra ilk kez asaleten imam atandı. Artık caminin dört büyük minaresinden de günde 5 vakit ezan sesi yükselecek
Ayasofya Camii'nin ibadete açık bölümü Hünkar Kasrı'na, Diyanet
İşleri Başkanlığı tarafından uzun yıllardan sonra ilk kez asaleten
imam atandı.
Sanat ve mimarlık tarihi bakımından dünyanın en önde gelen
yapılarından biri olan Ayasofya, 916 yıl kilise, 482 yıl cami
olarak hizmet verdi. Bakanlar Kurulu'nun kararıyla 1935'te müze
olarak kapılarını ziyarete açan Ayasofya'nın imam kadrosu ise
korundu.
İbadete 1991'de açılan Ayasofya Camii Hünkar Kasrı'nda öğle ve
ikindi namazları kılınırken, bu vakitlerin ezanları da Sultanahmet
Camii ile karşılıklı okundu.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın, uzun yıllardan sonra ilk kez Hünkar
Kasrı'na kurra hafız Önder Soy'u asaleten imam olarak atamasıyla
Ayasofya'nın dört minaresinden 5 vakit ezan sesi yükselirken, vakit
namazları da kılınmaya başlandı.
Fatih Müftüsü İrfan Üstündağ, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
Hünkar Kasrı'nın 5 vakit ibadete açık olduğunu belirterek, imam
Önder Soy'un görevlendirilmesiyle cemaat sayısının da arttığını
vurguladı. Üstündağ, Kurban Bayramı'nda uzun yıllardan sonra ilk
kez bayram namazı da kılındığını hatırlattı.
Hünkar Kasrı'nda 5 vakit okunan ezanın Ayasofya Camii'nin 4
minaresinden duyulduğunu anlatan Üstündağ, öğle ve ikindi
ezanlarının ise Sultanahmet Camii ile çift ezan şeklinde
okunduğunu, bunun yerli ve yabancı ziyaretçilerin ilgisini
çektiğini, hatta kayda bile alındığını dile getirdi.
İrfan Üstündağ, cemaat sayısı arttıkça burada kandil veya mevlit
programlarının da yapılabileceğini aktararak, sözlerini şöyle
sürdürdü:
"Arzumuz, kardeşlerimizin burayı gelip görmeleri, namazlarını
kılmaları, cemaatin çoğalması. Vakit namazlarında cemaate uyarak
namaz kılan kişi sayısı yaklaşık 100, cuma namazlarında bu sayı
300'ü buluyor. Topkapı Sarayı'nın girişinde, işlek bir yerde olması
sebebiyle vakit aralarında da çok sayıda kardeşimiz namaz kılıyor.
Hatta yabancı turistlerin de sık sık ziyaret ettiklerini
görüyoruz."
Şu anda ibadete açık olan Hünkar Kasrı'nın, Ayasofya'nın asıl
mekanı değil, 1. Mahmud döneminde yapılmış bir bölüm olduğunu
belirten Üstündağ, "Padişahlar buraya gelir, istirahatini yapar,
abdestini alır ve camiye geçerlermiş. Osmanlı'nın yaptırdığı Hünkar
Kasrı'nda şu anda biz ibadet ediyoruz." dedi.
"AYASOFYA İMAMLIĞI MANEVİ BİR KAVRAM"
Ayasofya Müzesi bünyesindeki Hünkar Kasrı'na imam olarak
görevlendirilen Kurra Hafız Önder Soy, Ayasofya imamlığının çok
manevi bir kavram olduğunu dile getirerek, "Ayasofya imamlığına
layık değiliz ama Rabbim böyle buyurmuş, Diyanet İşleri Başkanlığı
bu şekilde uygun görmüş. Rabbim bizleri mahcup eylemesin."
dedi.
Soy, Ayasofya'nın bir sembol olduğunu vurgulayarak, duygularını,
"Göreve başladıktan sonra bazı dostlarım ve yakınlarım 'Hocam artık
seni şu veya bu camide göreceğiz inşallah' dedi. Ben de şunu
söyledim; 'Bu benim için zirve. Siz dualarınızı benim buraya
muvaffak olabilmem için ediniz.' Hedefimde herhangi bir cami yok.
Bir imam olarak Ayasofya benim hedefimin daha ötesinde bir yerdi.
Diyanet İşleri Başkanlığı bizi atadı, imamlık mesleğini icra etmeye
çalışacağım. Burası, kişisel olarak hedefimin zirvesi." sözleriyle
aktardı.
Göreve başladığında Hünkar Kasrı'nda yalnızca öğle ve ikindi
namazlarının eda edildiğini aktaran Soy, sözlerini şöyle
sürdürdü:
"Cemaatin bulunmaması ve meskun mahal olmaması nedeniyle cemaatin
gelmeyeceği düşüncesiyle Hünkar Kasrı ibadete açılmamış. Göreve
geldiğimde Hünkar Kasrı, 5 vakit ibadete açıldı. Hiç cemaat gelmese
bile, burada ezan okumak, caminin açık kalması benim için çok büyük
bir şeref. Göreve başladığımda; 'Ya Rabbi insanların ayaklarını
buraya kolaylaştır.' dedim. İlk hafta gelen giden olmadı ama ikinci
haftadan sonra akşam ve yatsı namazlarına insanlar gelmeye başladı.
Sabah namazlarında buluşan topluluklar var. Onlar da pazar
sabahları geliyorlar Hünkar Kasrı'na. Yasin-i Şerif okuyoruz, hatim
duaları yapıyoruz memleketimiz ve istiklalimiz için, şehitlerimizi
anmaya çalışıyoruz."
Hünkar Kasrı'nın cuma namazlarında dolduğunu, özellikle üç hafta
üst üste yoğun cemaat ilgisiyle karşılaştıklarını aktaran Soy,
"Gidiş çok güzel. Acaba burası yeterli olmazsa, namazlarımızı
nerede kılacağız diye düşünüyorum." dedi.
"YILLAR SONRA İLK BAYRAM NAMAZI"
Daha önce Çemberlitaş'taki bir camide görev yaptığını anlatan Soy,
orada yıllardır bir arada olduğu cemaati de Hünkar Kasrı'na davet
ettiğini söyledi.
Çemberlitaş ile Sultanahmet arası, kısa bir mesafe olmasına rağmen
oradaki esnafın Hünkar Kasrı'nın 1991'de ibadete açıldığını
bilmediğini ifade eden Soy, sosyal medyada iletişim kurduğu
insanların ve Hünkar Kasrı'na gelmeye başlayan cemaatin de bunu
yeni duyduğunu hatta "Ayasofya'da ibadet ediliyor mu?" sorularıyla
karşılaştığını aktardı.
Hünkar Kasrı'nda 83 yıl sonra ilk kez geçen Kurban Bayramı'nda
bayram namazı kılındığını belirten Soy, "Hünkar Kasrı'nda uzun
yıllardan sonra ilk kez bayram namazı kılınacağını sosyal medya
aracılığıyla duyurdum. Hatta yoklama yapacağım, Kiramen Katibin
melekleri içeri girenleri not alacak esprileriyle vatandaşlarımızı
davet ettim. Kurban Bayramı sebebiyle istediğimiz rakamı
tutturamadık ama 100 kişilik bir cemaatle 83 yıl sonra ilk kez
bayram namazı kılındı." bilgisini verdi.
İmam Önder Soy, bu şekilde devam ederse Ayasofya'nın ibadete açılan
kısmının gittikçe gelişeceğini anlatarak, "Geçen gün bir internet
sitesine, 'Ayasofya'da ne zaman ezan okunacak?' diye yazıldığını
gördüm. Ben de Ayasofya'da dört minareden ezan okunduğunu anlattım.
Camimizi vakit namazlarında açıyoruz, müezzinimiz var. Sultanahmet
Camisi ile öğle ve ikindi vakitlerinde karşılıklı ezanlar icra
ediliyor. Camimizin temizliği düzenli olarak yapılıyor." diye
konuştu.
"TANITIM ÖNEMLİ"
Hünkar Kasrı'na zaman zaman Avrupalı turistlerin de geldiğini ama
en çok ilgiyi Arap turistlerin gösterdiğini belirten Soy, yaşadığı
ilginç bir anıyı şöyle anlattı:
"İstanbul'a ziyaret için gelen Suudi Arabistan Kralı'nın oğlu
prens, okuduğum ezandan etkilendiğini söyleyerek, benimle tanışmak
istediğini söyledi. Kendisiyle görüştük, sohbet ettik. Okuduğum
ezanı annesine de dinlettirmiş. Güzel bir dostluk kurduk
kendisiyle.
Ayrıca Arap dünyasının ileri gelenleri, alimler, siyasiler, iş
adamları da Hünkar Kasrı'na geliyor. Cemaat sayısının artması için
ilk önce Ayasofya'nın ibadete açılan kısmının medyada tanıtılması
lazım. Örneğin kasrın girişine, daha aydınlatıcı olması adına bir
tabela konulması gerekiyor."
10 PARMAĞINDA 10 MARİFET
Erzincanlı olan Önder Soy, imamlık mesleğinin dışında farklı
alanlarda birçok faaliyetle de ilgileniyor.
Kıraat eğitimini tamamladıktan sonra Kurra Hafızlık unvanını
aldığını, uzun yıllar mersiye geleneğini İstanbul ağzıyla okuyan
son temsilci Celal Yılmaz'ın yanında meşkler yaptığını ve musiki
bilgisine sahip olduğunu anlatan Soy, Yılmaz'ın, imamlığına önemli
katkılar sağladığını dile getirdi.
Uzun yıllar aktarlıkla uğraştığını ve bu süreçte şifalı otlarla
ilgili araştırmalar yaptığını belirten Soy, aynı zamanda 10
yaşından beri karatenin farklı branşlarıyla profesyonel olarak
ilgilendiğini söyledi.
Soy, Farsça, Osmanlıca ve Arapça dil kurslarına devam ettiğini
belirterek, hat sanatıyla ilgili çalışmalarını da 2002'den beri
sürdürdüğünü kaydetti.
İmam Önder Soy, çok yönlü olmanın mesleğine de önemli katkılar
sağladığını, farklı çevrelerden insanlarla iletişim kurmasının
kolaylaştığını sözlerine ekledi.
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar