Anayasa Mahkemesi kararları kesindir

Yargıtay tarafından AYM'nin Can Atalay kararına yapılan itiraz ve suç duyuruyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Hukukçu Ersan Şen, AYM kararlarının kesin ve bağlayıcı olduğunu belirterek konuyla ilgili kanun maddesine işaret etti. İşte Ersan Şen'in X'ten yaptığı o değerlendirmeler:

Google Haberlere Abone ol
Anayasa Mahkemesi kararları kesindir

Ersan Şen

Anayasa Mahkemesi kararlarının denetimi yapılamıyor diyerek, AYM kararlarını denetleyecek hakimlikler mi kuracağız? Dünyada bunun bir örneği var mı?

Gören duyan da AYM’yi aktivist, çılgın bir mahkeme zanneder, daha dün görüştüğü dezenformasyon yasasına olur verdi. Dezenformasyon yasasını iptal etmedi, ne oldu Anayasa Mahkemesi’ni kapatalım diyen mi oldu? YOK! O halde sana göre, bana göre, senin mahkemen benim mahkemem, senin hakimin benim hakimim olur mu?

Yargının yerlisi millisi mi olur? Yarın bir yüksek yargı istenilmeyen karar versin de nasıl birden neoliberal yargı oluyor görürüz! Milli yargı milli olmayan yargı olmaz, kime göre, neye göre, kuvvetler ayrılığında yargı erki siyasetin dışında olup, düsturu da hukukun evrensel ilke ve esaslarıdır.

Ülkeyi deyim yerinde ise karpuz gibi ikiye ayırmak olmaz, yüksek mahkemelerin itibarını zedelemek olmaz! Yarın kim AYM’nin veya diğer mahkemelerin kararlarına uyar? Açıklamalara dikkat etmek lazım!

Şimdi gel de kuvvetler ayrılığı var de, gel de yabancı yatırımcı çek! Ondan sonra dünyanın faizini öderiz dışarıdan gelen borç paraya! Hukuka ve yargıya siyaset karışırsa orada güven zedelenir ve “geçmiş olsun” denir!

Yargıtay 3. (kapatılan 16.) Ceza Dairesi'nin 05.07.2019 tarihli, 2019/521 E. ve 2019/4769 K. sayılı kararının 30 ve 31. sahifelerinde; Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 28.04.2015 tarihli, 2013/9-464 E. ve 2015/132 K. sayılı kararına da atıf yapılarak, "Anayasanın 148. maddesi uyarınca herkesin Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunma hakkı bulunmaktadır. Anayasa Mahkemesinin diğer kararları gibi, bireysel başvuruları inceleyen Bölüm kararları da yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlamaktadır." ve kararının devamında, "İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi; Hasan Uzun/Türkiye (B. No: 10755/13, 30.04.2013) kararında, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yolunun İHAM'a başvurmadan önce tüketilmesi gereken bir iç hukuk yolu olduğu sonucuna varılırken, Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığını da dikkate almıştır. Bu kapsamda İHAM, Anayasanın 153. maddesinin 6. fıkrasında yer alan ve Anayasa Mahkemesi kararlarının Devletin tüm organları ile gerçek ve tüzel kişileri bağlayıcını ifade eden hükme atıf yapmış ve Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuruya ilişkin kararlarına dair bir sorun yaşanmayacağını değerlendirmiştir (Hasan Uzun, Par. 66)." gerekçelerine yer verilmiştir.

"Anayasa Mahkemesinin kararları" başlıklı Anayasa m.153/1'in birinci cümlesine göre; "Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir".

Anayasa m.153/6'ya göre; "Anayasa Mahkemesi kararları Resmi Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar".

Dava dosyasının konusu, tarafları, Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali kararının içeriği, yetki aşımında veya fonksiyon gaspında bulunup bulunmadığı tartışmasını yapmak, bu konuda mahkemelerin karşı karşıya gelmesi durumu varsa, konunun çözümünü Anayasa veya yasa değişikliği ile Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden talep etmek mümkün olduğu halde, 6216 sayılı Kanunun 50. maddesinin 2. fıkrası bir yana,

“Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü” başlıklı Anayasa m.11/1 delaletiyle “Anayasa Mahkemesinin kararları” başlıklı Anayasa m.153/1’in birinci cümlesinde yer alan “Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir.” hükmü varken, zaten olağan kanun yolları tüketilmeden Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvurunun yapılamayacağı Anayasa m.148/4’ün amir hükmü iken,

Ortada Yargıtay’ın temyiz incelemesi sonucunda onanıp kesinleşmiş ve infazı kabil bir hükmün varlığından hareketle, Anayasa Mahkemesi’nin 25.10.2023 tarihli ihlal kararının hukuki değer ve geçerlilik taşımadığı gerekçesiyle infazından kaçınılması Anayasaya aykırıdır.

AYM kararına, gerekçesine ve içeriğine katılmamak, bu kararı yok sayma ve gözardı etme hakkını ve yetkisini tanımaz. Aksi halde; yargılama ve kanun yolları dışında da yargının infazı gereken kararları tartışılabilir hale geleceği gibi, Anayasa m.138/4’e rağmen yargı kararlarının gereğinin yerine getirilmesinden kaçınılması yolu açılır, hatta bu yolun kullanılması alışkanlık haline dönüşebilir.

Kaynak: Sonhaberler.com

 

Yorumlar