Ahıska sürgünü nedir, ne zaman yaşandı, Ahıska Türkleri'ni kim sürgün etti?

Ahıska sürgünü nedir, ne zaman yaşandı, Ahıska Türkleri'ni kim sürgün etti? Stalin tarafından yönetilen SSCB 1944 yılında onbinlerce Ahıska Müslüman Türkünü toprağından sürmüş mallarına el koymuştu.

Google Haberlere Abone ol
Ahıska Türkleri 76 yıl önce bugün sürgün edilmişti

Ahıska sürgünü nedir, ne zaman yaşandı, Ahıska Türkleri'ni kim sürgün etti? Ahıska Müslümanlarının sürgünü tarihte kara bir leke olarak duruyor. 31 Temmuz 1944’te Stalin imzalı bir karar ile de bölgede yaşayan yaklaşık 86 bin Türk ve Müslüman nüfus Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan’a sürgün edildi, mallarına mülklerine el konuldu.

Türkiye’nin kuzeydoğusunda Ardahan sınırına 15 km mesafede Gürcistan toprakları içerisinde bulunan Ahıska bölgesi Türklerin eski devirlerden itibaren yaşadığı bir bölgeydi. Bununla birlikte bölgede Türk nüfusunun artması 12.yüz yılın başlarında oldu.

AHISKA SÜRGÜNÜ NEDİR?

Gürcü Kralı II.David Selçuklulara ve İranlılara karşı savaşacak ordusu olmadığından Kafkasya’ya gelmiş olan Kıpçak Türklerini ülkesine davet etti. Bu davetin ardından yaklaşık 45 bin Kıpçak ailesi bölgeye yerleşti. Çoruh-Kür ırmakları boylarına yerleşen ve Gürcülerle din birliği içinde olan Kıpçak Türkleri devletin ordu,siyaset ve maliyesinde etkili bir konuma ulaştılar.

13.yüzyılın ortalarında ise bölgedeki Kıpçak Türkleri-Atabeyleri Gürcü yönetimine isyan ederek kendi hükümetlerini kurdular. Ahıska Türkleri Atabey  hükümeti yaklaşık 310 yıl bölgede hakim oldular (1268 – 1578) Serdar Mustafa Paşa komutanlığında Osmanlıların gelişine kadar (1578) İlhanlı - Celayirli, Karakoyunlu, Akkoyunlu gibi Müslüman Türk Devletlerine tabi olarak varlıklarını sürdürdüler.

Bölgenin Osmanlı hakimiyetine girişi ise Osmanlı padişahı III.Murat devrinde Serdar Mustafa Paşa tarafından gerçekleştirildi. Safeviler üzerine sefere çıkan Mustafa Paşa Ardahan ovasına geldiğinde bölgedeki Türk Beylerine birer mektup göndererek Osmanlı devletine bağlılıklarını bildirmelerini istedi. Safevilerin bozguna uğratılmasının ertesi günü 10 Ağustos 1578’de Atabek Manuçahr Bey serdarın otağına gelerek itaatini arz etti. Müslümanlığı kabul ederek II.Atabekli Mustafa Paşa adını aldı. Ardından da merkezi Ahıska olarak kurulan  Çıldır eyaletinin Beylerbeyi oldu. Bölgenin Türk ahalisi de kısa süre içinde İslamı kabul etti. Osmanlı yönetimine giren Ahıska hızlı bir gelişim sürecine girdi. Camiler,medreseler,kervaransaraylar ve yeni yapılan yollar ile Ahıska bir ticari merkez haline geldi.

Ahıska bölgesinin ve buradaki Türklerin kaderi ise 1828-1829 Osmanlı Rus savaşından sonra değişti. Ahıska Türkleri Ruslara karşı büyük bir kahramanlık örneği sergilese de bu savaş sonrasında Ahıska Rusların eline geçti ve Osmanlı devletinin bölgedeki hakimiyeti sona erdi. Ruslar Ahıskayı ele geçirdikten sonra bölgenin nüfus yapısını değiştirdiler. Bölgeye on binlerce,Rus,Ermeni ve Gürcü  göç ettirildi. 1877-1878 Osmanlı Rus savaşı sürecinde ise bölgedeki Türkler katliamlara ve sürgünlere maruz kaldı. Katliam ve sürgünlerden kaçan on binlerce Ahıska Türk’ü ise  Osmanlı topraklarına göç etti.

I.Dünya savaşı esnasında da Ahıska Türkleri büyük katliamlarla karşı karşıya kaldılar. Bölgedeki Türk nüfusu yok etmek isteyen Ruslar, diğer etnik unsurların ( Ermeni,Gürcü ) yardımlarıyla  binlerce Ahıskalı Türk’ü Osmanlı ordusuna yardım ettikleri gerekçesiyle katlettiler.

Katliamları beraberinde getiren I.Dünya savaşı aynı zamanda Ahıska Türkleri için yeni bir ümit kapısı oldu. Rusya’daki 1917 Bolşevik ihtilali sonrasında yeni Rus yönetimi Rusya içerisindeki halklara  self determinasyon hakkı vermişti. Yani isterlerse ayrılarak bağımsız devletler kurabilme hakkı. Ahıska Türkleri de 1918 Nisanında Osmanlı devletine katılma kararı aldılar ve bu kararı Osmanlı devletine illettiler. Bu müracaat, 4 Haziran 1918′de yapılan Batum Antlaşması’nda Gürcistan Cumhuriyeti tarafından kabul edildi. Böylece Ahıska bölgesi Osmanlı topraklarına dahil oldu. 14 Temmuz 1918 tarihinde Kars,Ardahan ve Batum’da yapılan halk oylamasında da bölgedeki nüfusun tamamına yakını Osmanlıya bağlanma kararı verdi.

Ancak bu durum fazla uzun sürmedi. I.Dünya savaşından mağlup ayrılan Osmanlı devleti Mondros Ateşkes Antlaşması ile bölgeden çekilmek zorunda kaldı. Bölgede kendi başlarının çaresine bakmak zorunda kalan Türkler birkaç hükümet kurmuşlarsa bu hükümetler İngilizler tarafından ortadan kaldırıldı. Son olarak bölge 1921’de Kazım Karabekir tarafından tekrar ele geçirildi. Ancak elde tutulamadı. 1921 Kars ve Moskova antlaşmaları ile bölge Ruslara terk edildi.

Çarlık Rusyası dönemindeki baskı ve zulümler Sovyetler döneminde de devam etti.  Özellikle 1918 yılında bölgede yapılan olan referandumun sonuçları ve bölge ahalisinin Osmanlı devleti ile birleşme talepleri hem Rus hem de Gürcistan yönetimince unutulmadı. Ahıska Türkleri Türkçülük, Kemalistlik, ajanlık gibi bahanelerle baskı altında tutuldular. Bu baskılar Stalin döneminde en üst noktaya çıktı. Ahıska Türklerinin önde gelen aydınları çeşitli suçlarla tutuklandılar, öldürüldüler, sürgün edildiler.   

II.Dünya savaşının başlaması ise Ahıska Türkleri için en büyük felaket oldu.  Savaş başlayınca 15 yaşından 55 yaşına kadar bütün erkekler yaklaşık 40 bin kişi askere alınarak Alman cephesine sevk edildi. 31 Temmuz 1944’te Stalin imzalı bir karar ile de bölgede yaşayan yaklaşık 86 bin Türk ve Müslüman nüfus Kazakistan,Kırgızistan ve Özbekistan’a sürgün edildi,mallarına mülklerine el konuldu. Sürgünün gerekçesini ise Rus askerleri şöyle açıklıyorlardı: "Sovyet hükümetinin Türkiye ile harp etme ihtimali vardır. Sizi 6 aylığına sürgüne göndereceğiz”. Hazırlanmaları için birkaç saat verilen insanlar tren vagonlarına doldurularak 10-15 günlük yolculuğa çıkarıldılar. Yolculuk esnasında ve sonrasında binlerce insan hastalıktan, açlıktan, havasızlıktan hayatlarını kaybetti.

Savaştan dönen gaziler ve madalyalı kahramanlar köylerine döndüklerinde ailelerini bulamadılar. Ailelerinin sürgüne gönderildiğini gören Ahıskalı Türkler madalyalarını parçaladılar ve ailelerinin izini sürmek için Orta Asya yollarına düştüler. 6 aylık sürgün hiç bitmedi. Ahıska Türklerine yurtlarına geri dönüş izni hiçbir zaman verilmedi.

Ahıska Türklerinin sürgün çilesi yeni yerleştikleri bölgede de son bulmadı. 1989 Nisanında Özbekistan’ın Kuvazay kasabasında başlayan bir pazar kavgası git gide büyüyerek Ahıska Türkleri için yeni bir felaketin başlangıcı haline geldi. Özbeklerle Ahıska Türkleri arasındaki çatışmalarda yüzlerce kişi öldü. Bu gelişme sonrasında Ahıska Türkleri bir kez daha sürgünle karşı karışa kaldılar. Rusya’nın diğer bölgelerine göç ettirildiler.

Şu anda yaklaşık yarım milyon Ahıska Türk’ü, Azerbaycan, Kırgızistan, Kazakistan, Rusya, Ukrayna,Sibirya ve Kuzey Kafkasya ülkelerine yaşamaya devam etmekte. Gürcistan hükümeti Avrupa Konseyine taahütte bulunmasına rağmen henüz Ahıska Türklerinin yurtlarına dönüş izin vermemektedir.

 Kaynaklar; Seyfeddin Buntürk;  Ahıska’nın kısa tarihi,Yunus Zeyrek, Ahıska Bölgesi ve Ahıska Türkleri, Ender Gökdemir, Cenub-i Garbi Kafkas Hükümeti


 

Yorumlar