AB Delegasyonu Müsteşarı Fantaroni: Basın özgürlüğünde ciddi endişelerimiz var
Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Birinci Müsteşarı Stefano Fantaroni, "Türk hükümetine özellikle basın ve medya özgürlüğü ile ilgili olarak ciddi endişelerimiz olduğunu biz ifade ettik" dedi.
Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Birinci Müsteşarı
Stefano Fantaroni, "Türk hükümetine özellikle basın ve medya
özgürlüğü ile ilgili olarak ciddi endişelerimiz olduğunu biz ifade
ettik" dedi. Fantaroni, 16 Aralık Pazartesi günü imzalanacak Geri
Kabul anlaşması ile Türk vatandaşlarının Avrupa ülkelerine vizesiz
seyahat etme sürecinin resmen başlayacağını söyledi.
Bir dizi temaslarda bulunmak üzere geldiği Bursa’da Çelik Palas
Otel’de medya temsilcileriyle bir araya gelen AB Türkiye
Delegasyonu Birinci Müsteşarı Stefano Fantaroni, 2013 senesinin
Türkiye-AB ilişkileri açısından oldukça önemli bir yıl olduğunu
söyledi. Stefano Fantaroni şunları kaydetti: "Bunun da ötesinde
önemli bir yıl olmuştur. 21 Ocak’ta Sayın başbakan Erdoğan,
Brüksel’e önemli bir ziyaret gerçekleştirecek. Bu ziyaret önemli;
çünkü 4 yılı aşkın bir süreden sonra Brüksel’e düzenleyeceği ilk
ziyaret olacak Sayın Başbakan Erdoğan’ın. Önümüzdeki Pazartesi çok
önemli bir gelişmeye sahne olacak. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu
ve bu konularla ilgili komisyon üyesinin katılacağı törenle çok
önemli bir anlaşma olan geri kabul anlaşması imzalanacak. Belki
Başbakan da katılabilir. Ama Geri Kabul Anlaşması önemli, çünkü
Türk vatandaşlarının Avrupa’ya vizesiz seyahat etmeye yönelik
sürecin başlatılması açısından ve bu itibarla hazırlanan yol
haritasının ilk aşamasını oluşturuyor. Geri Kabul Anlaşması tarihi
bir anlaşmadır. Çünkü netice itibariyle Türk vatandaşlarının Avrupa
ülkelerinin vizesiz seyahat etmesinin başlangıcını ifade ediyor.
Türk makamları ve yetkililer tarafından AB katılım süreciyle ilgili
olarak verilen beyanlardan memnuniyet duyuyoruz."
"MEDYA PATRONLARININ BAŞKA ŞİRKETLERİ DE OLUNCA BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ
KISITLANIYOR"
Bir gazetecinin, Türkiye’de basın özgürlüğü konusundaki
değerlendirmesi üzerine konuşan Stefano Fantaroni, basın özgürlüğü
ve insan hakları ile ilgili detayların ilerleme raporlarında
kolaylıkla bulunabileceğini dile getirdi. Fantaroni şöyle devam
etti: "Ama şunu söyleyebilirim; özellikle basın ve medya özgürlüğü
ile ilgili olarak ciddi endişelerimiz olduğunu biz ifade ettik. Ve
bununda iki temel sebebi var. Biri medyanın mülkiyeti ile ilgili.
Çünkü bildiğimiz üzere Türkiye'de medya kuruluşları büyük
şirketlerin elinde ve bu şirketlerinde hükümetle bir şekilde
kontrat ilişkisi bir ilişkisi söz konusu var. Buda gazetecilerin
basın özgürlüğünü kısıtlar nitelikte etki yaratıyor. Bir diğer
sebepte basında çok yaygın bir şekilde gördüğümüz gözlemlediğimiz
kendi kendine yönelik sansür meselesi. Bununda sebebi resmi
makamlar tarafından yapılan açıklamalar ve yargının mevzuatı
uygulamaya yönelik yaklaşımı. Örneğin bir gazeteci bir siyasetçiyi
eleştirmek istediği zaman tabii ki; buna yönelik olarak bir dava
açılacağını biliyorsa bu eleştiriyi yapmasına yönelik tavrını
değiştirmesine neden oluyor."
"ŞANGAY GÜVENLİK ÖRGÜTÜ, DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜK ÖRGÜTÜ DEĞİL"
"Başbakan Erdoğan, Rus lider Putin'den, Türkiye'yi Şangay İşbirliği
Teşkilatı'na kabul etmesini istedi. Bunu nasıl
değerlendireceksiniz?" sorusunu cevaplandıran Fantroni, Şangay
İşbirliği Örgütü’nün güvenlik örgütü olduğunu kaydetti. Müsteşar
Fantaroni, "Bu konuya ilk önce AB perspektifinden değil NATO
perspektifinden yaklaşmak lazım. Bu herşeyden önce bir güvenlik
örgütü. Bu sebeple de Şangay İşbirliği Örgütü'nde yer almak NATO'da
yer almakla uyumlu olmayacaktır. Ben AB bakış açısından şunu
söyleyebilirim; bu örgüte üye olan ülkeler demokrasi, insan hakları
ve özgürlükler alanında AB'nin görüşlerini paylaşan ülkeler
değillerdir. Ben anladığım kadarıyla Türkiye ileri bir demokrasi
haline gelmek isteyen bir ülke ve bununda bu ilkeleri paylaşmayan
ülkelerin olduğu bir örgüte girerek nasıl olabileceğini ben
anlamıyorum."
CİHAN
Yorumlar