İstanbul Fatih’te yaşayan 60 yaşındaki Sadık Kara, yalın ayak
dolaşan çocukları görünce onlara birer çift patik dikip verdiğini
belirterek, "İmkanım olsa tüm gariban çocuklara patik dikerim.”
dedi.
Sadık Kara, çocuklara patik ve terlik dikerek geçimini sağladığını
ve Fatih Haydar Mahallesindeki Haydar Yokuşunda küçük bir
patik-terlik atölyesinde işçi olarak çalıştığını anlatarak, 40
yıldır aynı mesleği yaptığını ifade etti.
Genelde çocuk patiği imal ettiğini aktaran Sadık Usta, memleketi
Kayseri’den İstanbul’a geldiğinden beri Yedikule’de ikamet ettiğini
dile getirerek, “Hayatım patik-terlik işinde geçti.” diye
konuştu.
Yaptığı mesleği sevdiğini söyleyen Sadık Usta'nın en büyük hayali
ise imkansızlık nedeniyle yalın ayak dolaşan çocukları giydirmek.
Kara, yoksul çocuklara dair hayallerini şöyle anlattı:
“Televizyonlarda görüyorum, gariban çocuklar yalın ayak dolaşıyor.
Gönlümden geçiyor hepsine birer çift patik dikip göndermek, ama
etimiz budumuz belli bizim. Ben de burada, etrafta rastlarsa birer
çift dikip veriyorum. Çocuk seviniyor, mutlu oluyor. Bir çift patik
versem, terlik versem ne olacak. Ne eksilecek benden. Kimse öbür
tarafa bir şey götürmüyor. Her şey burada kalıyor. İmkanım olsa
dünyanın her yerindeki garibanlara patik-terlik diker gönderirim.
Düşmüşe yardım etmek lazım. Sen burada bir şey verirsen Cenab-ı
Allah öbür tarafta karşılığını verir.”
"Bizim meslek güzel ama çivisi çıktı"
Mesleğe çırak olarak başladığını kaydeden Sadık Kara, “Beyazıt’ta
küçük bir atölyede hemşehrilerimin yardımlarıyla çırak olarak
başladım bu mesleğe. O gün bu gündür aynı işi yapıyorum.
Sezonluktur bizim iş. Kışın patik yazın terlik yapıyoruz. Sene de
2-3 ay iş olmaz, işsiz dolaşırım. Sezon gelince de tekrar başlarım.
Uzun zaman sigortasız çalıştım. 60 yaşındayım, 40 yıldır
çalışıyorum ama hala emekli olamadım. Yaklaşık 2 senem daha var.
Bizim meslek güzel ama çivisi çıktı. Eskiden daha güzeldi şimdi ise
büyükler daha da büyüdü, küçük esnafa iş kalmadı. Para kazanmaya
değil karnımızı doyurmaya bakıyoruz.”
Özellikle mültecilerden ucuz iş gücü olarak faydalanılmasından
duyduğu rahatsızlığı dile getiren Sadık Kara hakkıyla
kazanılmayınca işten zevk almanın da azaldığını ifade ediyor.
Suriye’den gelen göçmenlerin sadece ekmeklerini çıkarmaya
çalışmalarını fırsat bilen bazı işyeri sahiplerinin olduğunu iddia
eden Kara, onları düşük ücretlere sigortasız çalıştırıldıklarını
söyleyerek durumu şu sözlerle özetliyor: “Mülteciler gariban.
Zengin olmak gibi hayalleri yok, karınlarını doyurmak, çocuklarına
helal rızık götürmek derdindeler. Yabancı bir memlekette oldukları
için 40 lira yevmiyeye yahut 100-200 lira haftalığa razı oluyorlar.
Bu vaziyet de piyasayı düşürüyor. Gedik Paşa bizim işin merkezi.
Gidin bakın 10 Türk varsa 20 yabancı çalışıyor.”
"Malımı çarşıda pazarda görünce
gururlanıyorum"
Üretim yapmanın insana mutluluk verdiğini söyleyen Sadık Usta,
sözlerini şöyle tamamladı:
“Şu duvara bir çivi çaksan ‘bunu ben çaktım’ diyorsun. Bizim
diktiğimiz terlikler patikler Anadolu’ya gidiyor. Oralarda
satılıyor. Ben de burada çarşıda pazarda gördüğüm zaman
gururlanıyorum. Çocuklar giyiyor, ayakları ısınıyor diyorum.”
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar