Zirve Yayınevi davasıyla ilgili dezenformasyon yürütülüyor
Malatya'daki Zirve Yayınevi'nde Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske ile Uğur Yüksel ve Necati Aydın, ölümlerinin 7'inci yıl dönümünde anıldı.
Malatya'daki Zirve Yayınevi'nde Alman uyruklu Tilman Ekkehart
Geske ile Uğur Yüksel ve Necati Aydın, ölümlerinin 7'inci yıl
dönümünde anıldı. Cinayetlere ilişkin son dönemde dezenformasyon
amaçlı yayınlara mağdur avukatı Erdal Doğan, "Cinayeti
gerçekleştirenlerin salıverilmesinin yanı sıra diğer faillerin,
yani iklimin ve katillerin hazırlayıcısı derinliklerin yargı yolu
ile aklanıp saklanması için kamuoyu yaratmaya çalışılmaktadır."
diyerek tepki gösterdi.
Malatya'daki Zirve Yayınevi'nde 7 yıl önce öldürülen 3 kişiden biri
olan Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske, Malatya'daki mezarı
başında anıldı. Kiltepe Mahallesi'ndeki Ermeni Mezarlığı'nda
düzenlenen anma törenine Tilman Geske’nin eşi Suzanna Geske, oğlu
Lukas, kızları Michael, Miriam ile Türkiye Protestan Kiliseler
Derneği üyeleri katıldı. Tören Hristiyan vatandaşlar ilahiler
seslendirdikten sonra dualar eşliğinde Tilman Geske'yi andı. Tilman
Geske'nin oğlu Lukas ilahilere gitarıyla eşlik etti. Katılımcılar
mezara karanfil bıraktı.
"KATİLLERİ YARGI ELİ İLE AKLAMA VEYA AZAT ETME SÜRECİ BU DAVADA DA
İŞLETİLİYOR"
Yayınevinde öldürülen Uğur Yüksel'in Elazığ'da Sün köyündeki mezarı
başında da anma töreni düzenlendi. Anma töreninin ardından beş
mağdur avukatı adına açıklama yapan avukat Erdal Doğan, son dönemde
davaya ilişkin bazı kesimler tarafından yapılan dezenformasyon
çalışmalarına dikkat çekti. Özel yetkili mahkemeleri kaldıran ve
tutukluluk süresini azami 5 yıla indiren düzenlemenin ardından
davanın asıl faili olan 5 gencin serbest kalmasına değinen Doğan,
“Tutukluluk azami süresinin 5 yıla indirilmesi normatif hukuk
açısından şüphesiz olumlu bir gelişmedir, ancak devletin
ödüllendirme ve ödünleme yöntemlerinden biri olan, kahraman
katillerini yargı eli ile aklama veya azat etme süreci ne yazık ki
bu davada da işletiliyor. Cinayeti gerçekleştirenlerin salınması
yanı sıra diğer faillerin, yani iklimin ve katillerin hazırlayıcısı
derinliklerin yargı yolu ile aklanıp saklanması için kamuoyu
yaratmaya çalışılmaktadır.” şeklinde konuştu.
Katillerin salınmasıyla Ergenekon sanıkları ile barışılmasından bu
yana Zirve Yayınevi davasının azmettirici sanıklarının
suçsuzlukları konusunda planlı kamuoyu faaliyeti yürütüldüğünün
altını çizen Doğan, şöyle devam etti: “Dezenformasyon amaçlı olarak
katillerin serbest bırakılmasının sorumlusu olarak gösterilen
müdahiller ve avukatlarının soruşturmanın derinleştirilmesi
taleplerinin yargılamayı uzatması olduğu belirtiliyor. 'Masum’ diye
tanımlanan azmettirici sanıkların vatansever gibi gösterilerek bu
sürecin kurbanı olduğu’ işleniyor. Katiller dışarıdayken masum
insanların içeride olduğu vurgulanıyor. Bunun gerçek olmadığı ya da
gerçeğin böyle olmadığı Türkiye devletini ve toplumu tanıyan
herkesin bildiği açıklıktadır. Durum böyle olduğu halde birbirinden
çok farklı gibi görünen kimi çevrelerce ve kimi köşe yazarlarınca,
eş zamanlı olarak, dosya içeriği hakkında yeterli bilgileri
olmadığı halde benzeri tespitlerin yapılması ve fırsatı
değerlendirme çabaları dikkat çekicidir.”
"BU KAFA VE ALGI İLE ASLA GERÇEK ORTAYA ÇIKMAZ VE ADALET
SAĞLANAMAZ"
Davanın başından bu yana sadece katillerin değil azmettiren
faillerle ve bu zihniyeti teşhir ederek cezalandırılması için
mücadele verdiklerini vurgulayan Doğan, “Türkiye’nin öteki olan,
azınlık olan, muhalif olan kesimlerine yönelik bu tedhiş
cinayetleri katillerin 'vatanperver' ülkülerinin değil, onları bu
ülkülerle donatanların eseridir. Laik ordusu; misyoneri, azınlığı
iç düşman diye kodlayan, terör ve iç güvenlik tehdidi parantezine
alan devletin ve politikasını belirleyip uygulayan güçlerinin,
görevlilerinin sorumsuzluğu ancak makbul çoğunluk için kandırıcı
anlamlar taşıyabilir. Davanın başından beri mücadelesini
yürüttüğümüz şey, sadece katillerin cezalandırılması değil,
faillerin ve faillerin zihniyetinin de teşhiri ve
cezalandırılmasıdır. Onlarca çuval evraka, bir sürü bilgiye,
hepimizin yaşam deneyimine rağmen, bu cinayetin beş katil marifeti
olduğuna ikna olmayacağız. Bu kafa ve algı ile asla gerçek ortaya
çıkmaz ve adalet sağlanamaz. Devletin ve onu var eden sözde aklın
ve vicdanın adil olmadığını hatta var olmadığını söylemek için bile
olsa burada durmaya ve mücadele etmeye devam edeceğiz.” diye
konuştu. CİHAN
Yorumlar