Yazıcıoğlu’nun ölümünde yeni şüphe: Karbonmonoksit
BBP Lideri Muhsin Yazıcıoğlu ve 5 arkadaşının ölümüne sebep olan helikopterin düşmesiyle ilgili soruşturmada sona gelindi.
BBP Lideri Muhsin Yazıcıoğlu ve 5 arkadaşının ölümüne sebep olan
helikopterin düşmesiyle ilgili soruşturmada sona gelindi. 2 yıla
aşkın bir süredir Özel Yetkili Malatya Cumhuriyet Savcılığı
tarafından yürütülen soruşturma kapsamında helikopterin neden
düştüğüne ilişkin çok önemli delillere ulaşıldı. Bu kapsamda
Aksiyon Dergisi ölenlerin kanlarında helikopter düşmeden önce
karbonmonoksit bulunduğuna ilişkin özel bir dosya yayımladı.
Bugün piyasaya çıkan Aksiyon dergisinin 996. sayısında Muhsin
Yazıcıoğlu ve beş arkadaşını taşıyan helikopterin düşme nedeninin
karbonmonoksit olabileceğine ilişkin bilgilere yer verildi. Köksal
Akpınar’ın haberine göre, Pilot Kaya İstektepe ve gazeteci İsmail
Güneş’in kanında bulunan karbonmonoksit değerlerinin helikopter
düştüğünde çok daha yüksek olduğu ispatlandı. Savcılık, hayatını
kaybedenlerin kanlarındaki karbonmonoksitin, jetlerin egzoz
gazından oluştuğu üzerinde duruyor.
İSTANBUL ADLİ TIP KURUMU’NUN TEZİ ÇÜRÜDÜ
Dergi haberinde, olayın üzerinden 14 ay geçtikten sonra İstanbul
Adli Tıp Kurumu Muhsin Yazıcıoğlu’nun kan örneğinde; yüzde 13.1
CoHb (karboksihemoglobin); Mustafa İstektepe’nin kan örneğinde,
yüzde 26.6 CoHb; Erhan Üstündağ’ın kan örneğinde yüzde 21.8 CoHb;
Yüksel Yancı’nın kan örneğinde yüzde 8.5 CoHb; İsmail Güneş’in kan
örneğinde yüzde 27 CoHb; Murat Çetinkaya’nın kan örneğinde yüzde
10.1 CoHb olduğunu belirlemişti. Fakat Adli Tıp Kurumu,
karbonmonoksit oluşma nedenini kanların 1,5 yıl bekletilmesine
bağlamıştı. Fakat dergiye konuşan bir adli uzman, İstanbul Adli Tıp
Kurumu’nun bu tezini çürüttü. Hayatını kaybedenlerin adli tıp
raporlarını inceleyen ve adının açıklanmasını istemeyen adli tıp
uzmanının tespiti şöyle: “Kanlar 1,5 yıl beklediği için
karbonmonoksit oluşmaz. Çünkü CoHb (karboksihemoglobin), organik
maddelerin tam yanmamasıyla oluşur. Kokuşma ile kan
karboksihemoglobin düzeyi değişmez, değişse bile bu yüzde 1-2
azalma veya artma şeklinde olabilir. İstanbul Adli Tıp Kurumu’nun
bu sonuca nasıl ulaştığını bilmiyorum ama kanda karbonmonoksit
olduğu kesin. Yangın olmadığına göre ölenlerin kanlarında
hayatlarını kaybetmeden önce daha yüksek oranda karbonmonoksit
olduğu da anlaşılıyor. Karbonmonoksit motor düştükten sonra
çalışıyorsa helikopterin içinde seyahat edenler CoHb içeren motor
dumanı solumuş da olabilir. Adana Adli Tıp Kurumu da cenazelerin
açık havada olması ve yangın olmaması nedeniyle karbonmonoksit
incelemesi yapmamış olabilir. Kandaki karbonmonoksit, ancak
karbonmonoksit içeren havanın solunmasıyla oluşur. Başka türlü
olamaz.”
JETLERİN EGZOZ GAZI
Soruşturmada hayati önem taşıyan bu durum, karbonmonoksitin nasıl
oluştuğuna ilişkin soruyu da beraberinde getirdi. Helikopterin
egzozunda çatlak olmadığı raporlar ile sabit olduğundan
soruşturmayı yürüten Özel Yetkili Malatya Cumhuriyet Savcılığı
jetlerin egzoz gazı yüzünden helikopterin düşmüş olma ihtimali
üzerinde duruyor. Bu kapsamda Eski İstanbul Üniversitesi Adli Tıp
Enstitüsü Müdürü Toksikolog Prof. Dr. Sevil Atasoy, ‘Kanlı
Çukur-Muhsin Yazıcıoğlu Suikastının Perde Arkası’ adlı kitapta,
jetlerin egzoz gazına işaret etmişti. Atasoy, ölenlerin kanlarında
karbonmonoksit oluşmasının muhtemel nedenlerini şöyle anlatıyor:
“Kandaki karboksihemoglobin değerleri eğer gerçek durumu
yansıtıyorsa, bir başka deyişle, Adana’da kanda karboksihemoglobin
aranmadığını, kanın uygun koşullarda muhafaza edildiğini, Adli Tıp
Kurumu’nda analizlerin ilk kez yapıldığını ve bu sonuçların
çıktığını varsayarsak ya kandaki karboksihemoglobini bu düzeye
çıkartacak karbonmonoksit gazı helikopterin kendi egzozundan geldi…
(ama egzozda çatlak olmadığı raporlarda yazılı) Ya da dışarıdan,
araca karbonmonoksit gazı girerek, bu değerleri oluşturdu. (örneğin
çevredeki jetlerin egzoz gazından) Karbonmonoksit bir yakıtın
yanması sonucu oluşur… Jet yakıtı ile helikopter yakıtlarının yanma
ürünleri farklıysa, bu ürünlerin kanda aranması bir çözüm
oluşturabilir."
EŞREF BİTLİS’İN HELİKOPTERİ DE BENZERİNİ YAŞAMIŞTI
Prof. Dr. Sevil Atasoy’un konuyla ilgili görüşünü destekleyecek
olay 17 Aralık 1992 tarihinde, dönemin Jandarma Genel Komutanı
Eşref Bitlis’in bindiği Skorsky helikopterde yaşanmıştı. Bitlis,
Emekli Orgeneral Necati Özgen ile Barzani’nin karargahı olan
Selahattin kentine gitmek için Skorsky tipi helikopter ile yola
çıkmıştı. Uçuş sırasında iki Amerikan F15 savaş uçağı helikopteri
yalayarak geçmişti. Bu yüzden helikopter durma noktasına gelmişti.
Eşref Bitlis bunun nedenini helikopteri kullanan pilot Yarbay Öner
Yaktuğ’a sormuş, "Komutanım jetlerin egzoz gazı helikopterin
motorlarını dolduruyor. Bu yüzden motorlar oksijensiz kalıyor ve
güç kaybediyoruz. Neredeyse durma noktasına geldik." cevabını
almıştı.
CİHAN
Yorumlar