'Yaşlanmak, bilgeliğe ve üretkenliğe yapılan zevkli bir yolculuk'

Yaşlanmak, nasıl bilgeliğe ve üretkenliğe yapılan zevkli bir yolculuğa dönüşebilir? Avustralyalı yaşlanma ve yaşlanma bilimi olarak isimlendirilen Gerontoloji Uzmanı Prof. Dr. Terence Seedsman yıllardır bu sorunun cevabını bulmak için araştırmalar...

Google Haberlere Abone ol
'Yaşlanmak, bilgeliğe ve üretkenliğe yapılan zevkli bir yolculuk'

Yaşlanmak, nasıl bilgeliğe ve üretkenliğe yapılan zevkli bir yolculuğa dönüşebilir? Avustralyalı yaşlanma ve yaşlanma bilimi olarak isimlendirilen Gerontoloji Uzmanı Prof. Dr. Terence Seedsman yıllardır bu sorunun cevabını bulmak için araştırmalar yapıyor. Seedsman’a göre; yaşlanmak insanın bir savaşı kaybetmesi anlamına gelmiyor. Asıl bilgeleşmeye doğru yapılan ve üretkenliğe devam edip zevk alınabilecek bir yolculuk.

Melbourne Victoria Üniversitesi'nden emekli olduktan sonra bu alanda çalışmalarını devam ettiren 74 yaşındaki Seedman, herkesimden insanla buluşarak onlara nasıl mutlu bir yaşlılık geçirebileceklerini anlatıyor. Eşi Maureen Seedsman’la birlikte Türkiye’ye gelen profesör, politikacıların yaşlılara yönelik çalışmalar yapması önerisinde bulunuyor. Ona göre politikacılar dahil herkes yaşlılığa aday. Gençlere de tavsiyede bulunan Seedsman, “Yaşlıların da insan olduğunu unutmayın. Onların eşsiz hikayeleri var. Onlardan neler öğrenebileceğiniz bakın. Onları iyi dinlerseniz bunu başarabilirsiniz.” ifadelerini kullanıyor.

Yaşlılığı biyolojik olduğu kadar, psikolojik bir algı olarak da tanımlayan Seedsman, yaşlanmanın göreceliliğine dikkat çekiyor. Bazı ülkelerde 60 yaşına gelen bir insanın kendini bu konumda gördüğünü, başka bir ülkede ise daha ileri ki yaşların ihtiyarlık olarak görüldüğünü ifade eden Seedsman, “Bazı insanlar 25 yaşında olmasına rağmen 90 yaşındaki bir insan gibi düşünebiliyor. Bazı insanlar da var ki çok ileri yaşlarda bile pozitif düşünebiliyor.” diyor. Mutlu bir yaşam için rahat bir psikolojiye sahip olunmasını tavsiye eden Seedsman geçişe takılıp kalmanın yaşanılan günü ve anı görmeyi engellediğini savunuyor. Bundan dolayı da geçmişte sahip olunan statü ve yapılan işlerin çok düşünülmemesi gerektiğini öneriyor. Uzun yaşamayı daha fazla yıl yaşamak olarak değil, ömre ne kattı olarak düşünülmesini istiyor. Yapılan her işin sonunda mutluluk beklemenin insanı mutsuz edeceğini belirten Seedsman, mutluluğun bir amaç değil yaşam biçim olmasının önemli olduğunu söylüyor. Sosyal birliktelik ve inançların insan hayatı üzerinde yaptığı olumlu etkinin kaçınılmaz olduğunu ifade eden profesöre göre; bu etki ileri yaşlarda da avantajlar sunuyor. Seedsman, “Yapılan araştırmalar dinin insanlara manevi huzur verdiği ve faydalı olduğunu gösteriyor. Din, inanç ve maneviyata yönelmek insanlara huzuru veriyor. Yalnızlaşama duygusunun yoğun yaşandığı yaşlılıkta bu değerler daha fazla önem kazanıyor.” şeklinde konuşuyor.

Yaşlanmak korkulacak bir problemmiş gibi gösterilmesinin doğru olmadığını da söyleyen Prof. Dr. Seedsman, kozmetik sektörünün insanları korkuya sevk ettiğini belirtiyor. Seedsman, yaşlılıkla birlikte ortaya çıkan fiziksel değişimlerin sürekli olarak problem gibi sunulduğunu aktarıyor. İnsanların üzerinde yaşlanmanın korkulacak bir durummuş algısının oluşturulduğunu kaydeden Seedsman, bu korkunun aşılması için şu tavsiyede tavsiyelerde bulunuyor: “Kayıplar yaşamak doğal, insanlar yakınların da kaybedebilir. Fiziksel olarak değişimler olması doğal. Sosyal ve psikolojik sıkıntılar olabilir ama bilgelik gerçeği kabullenip yaşam devam etmeyi gerektirir.”

Birçok insanda görülen alzheimer hastalığı hakkında da bilgiler veren Seedsman, bilim dünyasının henüz bu rahatsızlıkla ilgili bir çözüm üretmediğini söylüyor. Alzheimerden korunmak için genç yaşlarda önlem alınması gerektiğini hatırlatıyor. Bolca fiziksel aktivite, iyi beslenme ve sosyal olmanın bu hastalığa karşı en etkili yöntem olduğunu açıklıyor. Ayrıca ilerleyen yaşlarda öğrenmeye devam etmenin bu hastalığın önlenmesine önemli bir katkı sunduğunu savunuyor.

CİHAN

Yorumlar